Döviz bahane oyun şahane
Her ramazan ayında içimizden görevli bir güruh huzurumuzu bozmak için fazla mesai yapar. Bu ramazanda da farklı bir tarz ile aynı gürültüyü çıkararak orucumuzun sağlığı ile oynanıyor. Yakın geçmişte yaşandığı için hafızalarımızda kazılı duran eski ramazanları şöyle bir gözden geçirelim isterseniz.
Gazetelerin iç sayfalarında ramazanla ilgili görünen hurafeler satılırken dış sayfaları zehir zemberek manşetlerle tuttuğumuz oruçların feyzi bereketi ve rahmeti iğdiş edilirdi. Televizyonlarda ise suratsız ilahiyatçı bozuntularının hezeyanlarını izlemek zorunda kalırdık. Bu milletin yerli insanları yapılan tüm hakaret ve aşağılanmalara rağmen orucunu Rabbi için tutar ve sabır ilacından da günde iki kez kullanarak ruh ve beden sağlığını bozmamaya çalışırdı.
Şerre gaz hayra fren sevdalısı alçak güruh bu sefer beni çok şaşırttı. Tıpkı gezicilerin eylemlerini sonlandırmak için ileri sürdüğü maddelerdeki tutarsızlık gibi döviz ile ramazanımızı kirletmek gibi bir tercihi kullanarak sonu nereye varacağı bilinmez bir süreç ile karşı karşıya kaldık.
Dostlar elbette bu süreci ufak tefek yaralarla atlatarak kaldığımız yerden yola devam edeceğiz. Bu gazi millet 15 Temmuz'da seve seve göğsünü namlulara siper ederek nasıl birlik ve bütünlüğünü dayanışma zırhı ile güçlendirip bir ay boyunca evine dahi uğramadan sokaklarını caddelerini ve meydanlarını alçaklara ve onların yerli işbirlikçilerine bırakmadıysa, hiç kuşkunuz olmasın bu günde 24 hazirana kadar dişini sıkıp sabır ve sebat ederek ellerini ovuşturarak devletimize isyan etmemizi bekleyenleri hüsrana uğratacaktır.
Devlet olmazsa millet olmaz. Millet olmazsa da devlet olmaz. Bu bir evrensel gerçeklik. Alçak güruhun anlamadığı bu gerçeği cahil cühela ve ikinci sınıf yaratık olarak gördükleri sade vatandaşımız çok iyi anladığı halde inadım inat diyerek durumdan hala vazife çıkarma gayretindeler. Çatlasanız da patlasanız da bu milleti aldatamayacaksınız.
Ramazanın başlaması ile geceleri de mesaiye kalarak dövizi çıldırtma eyleminde kısmen başarılı olmanız bu hesabın bittiğine delalet etmez. Bu millet er yada geç bunun öcünü hakkedenlerden çıkartır yediğiniz pislikler burnunuzdan fitil fitil geri gelir.
Dün geçte olsa merkez bankamız ben buradayım ha dedi ama bu azgın güruhun doyumsuzluğu devletimizin işinin pek kolay olmayacağını gösteriyor. Bu azgın ve azman doyumsuz güruha bu devlet kendini unutturmamak için öyle bir sille vurmalı ki, izi bir daha kaybolmasın. Millete racon kesmenin maliyetinin ağırlığını anlasın.
Bu necip millete karşı hangi savaşı kazandınız ki? Geziyi mi? 17/25 Aralığı mı? Çukuru mu? Yoksa 15 Temmuz'u mu? söyleyin hangisini? Bunu da kazanamazsınız. Giriştiğiniz ekonomi savaşında size destek çıkan güruh bir süre sonra arkanızda duramaz olduğunda kaçacak delik aradığınızda yer bulamayabilir ve dışarda kalan kıçlarınızla çok gülünç durumlara düşebilirsiniz.
Bizler bu devletin vatandaşları olarak bu savaşta belki ekonomik olarak gücümüz azalacak. Maddi kayıplarımız canımızı incittiği için mırıldanmalarımız olacak. Sakın ha bunlardan medet umarak yeni maceraların peşine düşmeyin. Bu millet hür yaşamış ve hür yaşayacak. Her türlü kışkırtmalarınızla ufak tefek savrulmalardan kaynaklı yaşayacağımız küçük depremler, hayalini kurarak gece gündüz beklediğiniz büyük depremleri engelleyecektir.
Bor'un pazarı geçeli çok oldu. Köprünün altından çok sular aktı gitti. Sizde gitmeye mahkumsuzun. Millet sizi hiçbir zaman istemedi. Çünkü hiç güven vermediniz. Canını malını ortaya koyduğu, benden dilleri ile bile anlaşabildikleri bir liderleri var. Çakma liderlerden çok çektiği için sizin hükmünüz geçmiştir. Yeter artık. Söz de milletin mühürde milletin karar da milletin.
Nasıl 15 Temmuz'da şapa oturduysanız ekonomik olarak yaşatmaya çalıştığınız 15 Temmuz'u andıran bu günlerde geçecek ve bizi dize getirememenin asabiyeti içerisinde yok olup gideceksiniz. Yada halkın malından gasp ettiğiniz haram paralarla gavuristanda satınaldığınız sırca köşklerde betbaht bir şekilde ömür çürüteceksiniz. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.