Dolar (USD)
32.59
Euro (EUR)
34.78
Gram Altın
2497.44
BIST 100
9446.19
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

04 Haziran 2023

DOST'a mahsus

Geçtiğimiz gün Hz. Ömer’in r. “Allah seni biri(leri)nin sevgisi ile mükâfatlandırmışsa, var gücünle o sevgiye sarıl” sözünü hatırladım ve sosyal medyada paylaştım. Çok uzun yıllar önce öğrendiğim bu vecizenin değerini ancak o gün hakkıyla kavrayabildim.

Kimi sözler vardır, deyimler, menkıbeler vardır ki insanda karşılık bulmayıncaya kadar anlaşılsa bile kavranamaz. Kavranamayan bir olay ya da olgu hakkında değerlendirmelerin sığlıktan kurtulması mümkün değildir, çünkü;

Bir olay ya da bir değer hakkındaki bir bilgi o bilgiye sahip olan kişinin hayatında bir yere işgal etmemişse, o kişide bir tecrübe oluşturmamışsa o bilgi ne kadar önemli olursa olsun derinliğe eremez ve dolayısıyla tam olarak anlaşılamaz, kavranamaz. Ve bilmeliyiz ki hayatın gerçekleri ile kitap sayfalarında yazılanların örtüşmemesi de bizim eksikliğimizdir.

Dostluk ve dost kaybı da bu minvalde değerlendirilmelidir.

İnsanoğlu kimi zaman kaybetmeden anlamaz dostunun değerini. Kaybedince de kendisini suçlamaya başlar ama iş işten geçmiştir. Oysa hayatta çok az “dost” kazanılır. Tanıdığınız çok insan olabilir, sevdikleriniz, sevenleriniz de çok olabilir ama size gerçek anlamda “dost” olabilen ve bu dostluğu “azizdost”luk ile taçlandıran kaç kişi çıkar ki?.. Hem bu dostluk öyle bir noktaya taşınır ki onunla yapılan muhabbetin ne kıymeti ölçülür ne de muhabbetinden geçilir.

Bu dostlukları ne menfaat ne bencillik yıkabilir, ancak yanlış anlaşılma bu dostluğun düşmanıdır. Yanlış anlaşılmaların ekseriyeti de söylediklerinizin dostunuzun dünyasında neye karşılık geldiğini ıskalamanızla alakalıdır. Özellikle telefon, mesaj gibi ru be ru olmayan iletişimin böyle bir sıkıntısı olur. Çünkü söylediklerinizde jest ve mimikleriniz yok. Olmayınca İKONlar yeterli gelmiyor meramı ifadeye. Bir anlık gaflet dostunuzu da dostluğunuzu da yaralayabilir.

Hele hele heyecan ve üzüntüden dolayı kendinizi savunmakta yetersiz kalırsanız o zaman kopuşun eşiğine gelebilirsiniz. Bir de karşınızdakinin dostluğunuzda kusur bulduğunu düşünürseniz işte o zaman bu dostluk artık sekaratta demektir.

Ama dostluksa, gerçek anlamıyla dost olmuşsanız sekaratta da olsa onu kurtarmak mümkündür.

O zaman ne yapılmalı?

O zaman niyetiniz iyi de olsa sonunu getiremeyeceğiniz bir konuyu konuşmamalısınız, bir adım atmamalısınız ya da dostunuza karşı daha açık olmalısınız. Verdiğiniz örneklerde kendinizi emin gösterirken karşınızdaki dostunuzu üzebilirsiniz. Detaylardan kaçınırken öyle hassas davranmalısınız ki dostunuza kendisini “güvenilmez” hissettirmemelisiniz.

Dünya halidir, insanız ve hata bizlere mahsustur. Hata yapmamak bizi aşar lakin bizi aşmayan bir güzel değerimiz var: Kendini affettir(ebil)mek.

Hayır,

Özür dilemekten bahsetmiyorum, elbette özür dilemelisiniz ama ben kendinizi affettirmeyi dostunuzdan candan istemenizden söz ediyorum. Öyle ki affedildiğinize ikna oluncaya kadar “dost”a açıklama yapmalı ve hatanızın affedilmesinden dolayı ona yalvarmalısınız. Dostun dosta yalvarmasının yadırganır bir yanı yoktur hatta bu sizi erdemli kılar. Bir dostluğu kurtarmak için, sevginizin adını gerçekten de “dostluk” koymuşsanız sabaha kadar yalvarsanız yeridir.

Elbette ki erkek ve bayanların bahar hoşlantılarını kast etmiyorum, dost ve dostluk derken kalbin derinliklerine işlenmiş muhabbeti esas alıyorum. Yoksa duygulu-duygusuz “beğenmeler” bahar mevsimiyle birlikte erkenden başlar, sonra yerini başkaları ile yaz-tatil “kanka”lığına bırakır. Konumuz bu değil. Konu, acısını değil, küçük bir sorununu bile sorununuz gibi göreceğiniz, bu sorunun giderilmesi için kendi imkânlarınızı zorlayarak çabalayacağınız dostluklardır.

Bu dostunuza onu sevdiğinizi söylemeyi ihmal etmeyin. Alemlere Rahmet Muhammed Mustafa (sav), “Birbirinize sevdiğinizi söyleyin, muhabbetiniz artsın” buyurmakla bizim sevgilerimizi pekiştirerek essah kılmayı murad etmiştir. Ayrıca,

Bu tür dostluklar sizin en sıkıntılı zamanlarınızda moral olur, dua olur, nur olur.

Bu tür dostluklar nefessiz kaldığınız zaman oksijen,

Gıdasız kaldığınızda serum olur size…

İyi ki varsın dost!

Diyebileceğiniz dostlukları yaşatın;

Birbirinizi kendinizden de koruyun, ki dostluk yaşayabilsin.