Dört kişiden uzak durmalı
İyiliği
inkâr edecek kadar nankör olanlar. Hayatta
karşımıza çıkan pek çok insan vardır ve birçoğu için iyilik yaparız. Ancak
bazen karşımıza çıkan kişiler, iyilikleri inkâr edecek kadar nankör olabilir.
Onlara yardımcı olmak, desteklemek veya iyilik yapmak bizim doğamızda vardır.
Ancak iyiliklerimize karşılık olarak nankörlük görmek, gerçekten hüsrana
uğratan bir durumdur. İyilik yapan bir insanın amacı, başka bir insanın
durumunu iyileştirmek, desteklemek veya ona yardımcı olmaktır. Bu nedenle
yapılacak bir iyilik, karşı tarafta minnettarlık, takdir ve teşekkür duygusu
uyandırması beklenen bir davranıştır. Ancak maalesef bazen karşımıza çıkan
insanlar, iyiliklerimizi hak etmedikleri gibi, bunları inkâr edecek kadar nankör
olabilirler. İyiliği inkâr edecek kadar nankör olan insanlar, genellikle kendi
egolarını ön planda tutarlar. İyilik yapan kişinin nankör bir tutumla
karşılaşması, hayal kırıklığına neden olur ve onu gelecekte başkalarına yardım
etmekten alıkoyar. İyilik yapılan kişi, genellikle kendi motivasyonunu kaybeder
ve başkalarına olan güvenini zedeler. Bu durum, toplumda ve insanlar arasında
güvenin azalmasına ve insan ilişkilerinde sorunlara yol açabilir.
Doğruyu
göremeyecek kadar kör olanlar. Hayatta
bazı insanlar vardır ki, ne kadar açık ve net bir şekilde doğruyu göstersek de
onlar buna rağmen görmek istemezler. Onlar kendi fikirlerine sıkı sıkıya
sarılarak gerçekleri göz ardı ederler ve fikirlerini değiştirmek yerine kendi
düşüncelerini müdafaa ederler. Doğruyu göremeyecek kadar kör olan insanlar,
çoğu zaman kendi düşüncelerini başkalarına dayatma eğilimindedirler. Onlar
başka insanların fikir ve düşüncelerini kabul etmezler ve kendilerini üstün
görmeye meyillidirler. Böyle insanlarla tartışma veya iletişim kurmak, çoğu
zaman sinir bozucu veya stresli bir deneyim olabilir. Bu tür insanlarla
etkileşimde bulunmak, zaman, enerji ve sinir harcamamıza neden olabilir.
Yanlışı
savunacak kadar cahil olanlar. Bazen
karşımıza çıkan insanlar vardır ki, ne kadar açık ve net bir şekilde doğruyu
göstersek de onlar kendi cehaletlerine sıkı sıkıya sarılırlar ve yanlışı
savunurlar. Bu tür insanlarla etkileşimde bulunmak, zaman, enerji ve efor
harcamamıza neden olur. Yanlışı savunacak kadar cahil olan insanlar, genellikle
bilgi ve deneyim eksikliğiyle kendilerini gösterirler. Onlar gerçekleri göz
ardı eder, kanıtlara kulak asmaz ve kendi fikirleri üzerinden hareket ederler.
Bu tür insanlar, önyargıların, yanlış inançların ve kısıtlı bir bakış açısının
esiri olurlar. Cahil insanlar, genellikle alternatif gerçekler, sahte bilgiler
veya komplo teorileri üzerine dayalı düşüncelerle hareket ederler. Bu insanlar,
genellikle somut gerçeklerden kaçınır ve spekülasyonlara, duygusal etkilere ve
manipülasyonlara açık hale gelirler. Bu durum, gerçekçi bir tartışmanın veya
sağlıklı bir iletişimin önünü keser.
İnsanların
acısından ve çaresizliğinden zevk duyanlar.
Bazen karşımıza çıkan insanlar vardır ki, ne kadar acı, üzüntü veya çaresizlik
yaşandığında onlar buna sevinç duyarlar ve hatta zevk alırlar. Bu tür
insanlarla etkileşimde bulunmak, ruhsal sağlığımızı ve insanlık duygularımızı
olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. İnsanların acısından ve
çaresizliğinden zevk duyan insanlar, genellikle başkalarını sefalet içinde
görmek için fırsat kollarlar. Onlar paylaşılan acılardan kendi zevklerinin
tatminini sağlamaya çalışırlar ve bunu ahlaki değerlerden uzak bir şekilde
yaparlar. Bu tür insanlarla etkileşimde bulunmak, güveni ve insanlığımızı
sarsabilir. Ancak, her insanın doğasında hemhâl yeteneği ve insanlığa saygı
duyma potansiyeli vardır. İnsanlar arasında dayanışma, destek ve anlayışa
ihtiyaç vardır. İnsanların acısından ve çaresizliğinden zevk duyan insanlardan
uzak durmak, kendi sağlığımızı, huzurumuzu ve insanlık değerlerimizi korumak
adına önemlidir.
Bu yüzden İyiliği inkâr
edecek kadar nankör olanlar, doğruyu göremeyecek kadar kör olanlar, yanlışı
savunacak kadar cahil olanlar ve insanların acısından ve çaresizliğinden zevk
duyan kişilerden uzak durmak en iyisidir.