Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Aralık 2016

Dolardan Önce Bozulmayın Yeter

Sosyal problemler birden doğmaz,birden de çözülmez. Sebepler ve süreçler vardır. Sosyal problemler beraberinde birçok sorunu da çıkarır. Şimdilerde gündemimizi meşgul eden birçok sosyal problem var. Bu problemlerle birlikte ekonomik ve siyasu00ee çalkantılar da yaşıyoruz. Peki, ne yapmalıyız,nasıl anlamayız bu gelişmeleri?

Dünyadaki ekonomik gelişmelerin bizi etkilememesi imkansız. Uluslararası ticaret ağları mevcut. Dünyanın her köşesi pazar haline gelmiş. Ulusal ekonomiler zayıflamış, uluslararası ekonomiler güçlenmiş durumda.

Gelelim bize. Ülke gündemini meşgul eden "dolar bozdurma" meselesini ele alalım. Doların ateşi düşer mi düşmez mi zaman gösterecek. Ancak ateşi düşmeyecek meseleler var. Bölgemizdeki savaş, içimizdeki "başkanlık seçimi" ve "yeni anayasa" tartışmaları.

Bunların birbiri ile bağlantısı var mı yok mu diye düşünmeye bile gerek yok. Bilinmeli ki en büyük silah paradır. Dolayısı ile ABD ve AB bizi dolar ile vurmaya çalışıyor. Çünkü dünya pazarına en çok mal süren bunlar. İç ve dış ekonomik dengeleri bozulan Türkiye, yine AB ve ABD'nin kucağına düşecek, bunu hesap ediyorlar. Kapılarına gitmemizi ve ne derseniz yapmaya hazırız, dememizi bekliyorlar. Borç alan emir almaya da başlar. Türkiye, IMF ile bağını kesince kendi kararlarını kendisi almaya başladı.

Bugünlere birden gelmedik. Davos'ta ipler kopmaya başladı. "Daha Dovas'a gelmem, benim için Davos bitmiştir." cümleleri ekonomik forumun bomba gelişmesi idi. Sonrasında içte ve dışta ülkemize saldırılar artarak devam etti. Biz yine meydan okuyarak dünya beşten büyüktür, dedik. BM'de ilk kez bu kadar net ifade ile "Bu böyle gitmez, dünya beş ülkenin vicdanına bırakılamaz! " diyen bir liderin konuşması vardı. Bizi bozamazsınız, dedik.

Sığınmacılar, sınırlarımız, Akdeniz'deki can pazarı, içte ve dışta bizi vuran terör, FETÖ ihaneti,Göç Yasası, Başkanlık, Anayasa derken nihayetinde doların ateşi bizi yakmaya başladı. Biz vatandaşız, hemen tepki gösterdik. Dolarınızı bozdurun, dediler bozdurmaya başladık. Ateş düşer mi bilinmez ama safımızı belli ettik. Karınca misali su taşıdık, taşıyacağız. Evet, biz vatandaşız. Kara ekmek de yeriz ama ülkemizi yedirmeyiz! Bizi bozamazsınız!

Halkımız bu tepkisinin yanına bir de "yalnız değilsin" etiketini ekledi. Evet, yalnız değildi. Girdiği her seçimde oyunu artırarak kazanan başka bir lider var mıydı? Peki, nedir bu yalnızlık o zaman? Vatandaşın yalnız bırakması değil demek ki bu iş. Taşın altına yine vatandaş elini koydu. Bizi bozamazsınız!

Dolar bozdurma meselesine nasıl gelmiştik, unuttuk değil mi? Çünkü mesele dolar bozdurma ile bitmeyecek. Dünya düzeni, ekonomik anlaşmalar, borsalar, bankalar, uluslarası ticaret... Millet, tepkisini sürdürecek. Bizi bozamazsınız!

Ekonomiye yön veren kurum ve kuruluşlardan cılız da olsa sesler gelmeye başladı. Bu iyi bir gelişme ama yetmez. Üretimi artırmak gerek, dışa bağımlılığı azaltmadan olmaz. İhracatı artırmak için üretmek ve yerli sermayeyi artırmak gerek.

Dolardan önce bozulmaması gereken bir şey var: Millu00ee birlik ve dayanışma ruhu.

Vatandaş kendisine düşeni çok güzel yapıyor. Oy isteniyor, veriyor. Meydana çık, çıkıyor ve bu vatan için ölüyor. Vatandaşın çocuğu da ölüyor bu vatan için. Hep mücadele eden vatandaş. Sözümüz lüks yaşam içinde olanlara, azıcık onlar rahatını bozsa diyorum. Onların dolar bozdurmalarına da gerek yok, varsın dursun milyon dolarları. Zaten onların paraları Türkiye bankalarında da değil. Ha bu arada ülkemizdeki bankalar kimin ki?

Kenetlenen milyonlar, dolara kafa tutmuyor, dünyaya yön verenlere kafa tutuyor. Her çileyi çeken vatandaş diyor ki biz bozulmaz isek bozguna uğramayız. Biz bozulmayalım yeter!