Dolara karşı somut adım
Türk lirası son 3 aydır döviz kurları karşısında değer kaybediyordu. Enflasyon oranının artması, faiz indirimleri, ABD dolar endeksinin yükselmesi ve salgının devam etmesi bu düşüşe neden olan unsurların başında geliyordu.
Hatırlayacağınız üzere ABD doları Eylül ayında yüzde 7, Ekim ayında yüzde 8, Kasım ayında yüzde 40,30 oranında artmış ve 20 Aralık akşamı yeni bir rekor daha kırarak 18,41 TL’ye kadar çıkmıştı.
Böylece Eylül ayında 8,25 TL seviyelerini gören dolar kuru 3 ayda yüzde 123 artmış oldu. Teknik analiz bilmeyen biri bile değeri bu kadar çok artan finansal bir aracın en azından kar satışları nedeniyle düşeceğini tahmin ediyordu. Ancak alışılmışın aksine dolar kurunda kayda değer bir düşüş olmadığı gibi yatay seyir bile göremedik. Elbette bu, sürdürülebilir bir durum değildi. Diğer yandan rekabetçi kur, ihracata olumlu yönde katkı sağlasa da fiyat belirlemekte zorlanan ihracatçı firmalar da kurlardaki bu dalgalanmadan hoşnut değildi.
Döviz kurlarının arttığı bu dönem, dövize satış yönünde doğrudan müdahale gibi bazı önlemler de alındı fakat etkisi kısa sürdü ve istenilen sonuç ne yazık ki alınamadı.
Pazartesi akşamı ise döviz endeksli TL mevduat (kur korumalı TL mevduat) sistemine geçileceği duyuruldu.
Yeni sistemin işleyişine dair yapılan açıklamaya göre; ürün, gerçek kişilerce vadeli TL hesaplar üzerinde işleyecek faiz ile hesap açılış ve vade tarihlerindeki kur değişim oranı kıyaslanacak; yüksek olan oran üzerinden hesap nemalandırılacak ve bu mevduat ürününe stopaj uygulanmayacak. ABD doları, Euro ve İngiliz Sterlini cinsinden döviz hesabı bulunan gerçek kişiler de, hesaplarını vadeli Türk lirası mevduat hesabına dönüştürmeleri halinde kur farkını alabilecekler.
Yeni sistemin kamuoyuna duyurulmasının ardından dolar kuru Türk lirası karşısında hızla değer kaybederek 11,59 TL’ye kadar geriledi. Piyasaların kapalı olduğu saatlerde gerçekleşen bu sert düşüşün başta sığ işlemlerden kaynaklandığı düşünülse de takip eden günlerde de (Pazartesi yüzde 17,72, Salı yüzde 7,94, Çarşamba yüzde 3,12) düşüş trendinin devam etmesi, yeni sistemin toplum nezdinde kabul gördüğünü gösteriyor.
Söz konusu bu sistem yaklaşık 54 yıl önce(1967-1978) dövize çevrilebilir mevduat (DÇM) uygulaması adı altında denenmiş olsa da bu dönem yaşanan kur artışıyla mücadelede açıkçası hiç kimse böyle bir düzenleme beklemiyordu. Ya da Türk lirasının dolar karşısında değer kazanması için faiz artışı mutlaka yapılmalı söylemi o kadar çok dikte edildi ki başka bir seçenek artık düşünülemiyordu.
Bu yeni sistem ile Türk lirasını özendirerek yüzde 63’e çıkan döviz mevduat oranını aşağı çekmek ve kurlardaki oynaklığı ve belirsizliği en aza indirmek amaçlanıyor.
Döviz kurlarındaki düşüş kararlı bir şekilde devam ederse önümüzdeki aylarda enflasyonun bu durumdan olumlu yönde etkilenmesi muhtemeldir. Ancak bu pozitif katkı fiyat yapışkanlığı sebebiyle enflasyonun gerilemesinden ziyade artış hızının yavaşlamasına neden olacaktır.