Dolar rejiminin sonu geliyor

Vladimir Putin, IMF’i tehdit edip, baronlara ödeme yapmayacağını açıkladığında Kasım 2014’te para birimi rubleye operasyon yapılmıştı. Çünkü Amerika, ülkelerin para birimlerini dolar karşısında değersizleştiren ve sürekli borçlandıran bir mekanizma tesis etti.

Son 75 yıldır dünya ticaretine egemen olan ve "dünya rezerv para birimi" haline getirilen doları bir silah olarak kullandılar.

Uluslararası ticaretin dolarla yapıldığı/dayatıldığı bu düzenekte sistemin dışına çıkarak alternatif milli paralarla ticaret yapılmasını savunan liderlere de operasyonlar düzenlediler. Doları bir avuç tefeci ailelin tekelinden çıkarmak isteyen ABD başkanlarının bile kellesini aldılar.

Dünya halklarını borçlandırarak onları bu sistemin zorunlu hizmetkârları haline getirdiler.

16 Kasım 2019’da Vladimir Putin şöyle demişti: “Dolar dünya çapında büyük bir güvene sahip. Ama nedense artık kısıtlamalar getirmek için siyasi bir silah olarak kullanılıyor. Yakında çökecektir. Birçok ülke artık rezerv para birimi olarak dolardan uzaklaşıyor.”

Aptalca bulduğum faşist yaptırımlar bir tarafa, Atlantik ittifakı Rusya’ya ekonomik yaptırımlarda da bulunuyor. 1973 yılında kurulan Belçika merkezli SWIFT’ten Rusya’nın çıkarılmak istenmesi gibi.

Bizdeki batıya iman etmiş uzmanlara(!) bakılacak olursa bu yaptırımlarla Rusya’nın ekonomisi çökecek ve amacına ulaşamayacak. Oysa durum hiç de öyle görünmüyor.

Rusya'nın SWIFT'den dışlanması kısa vadede Rus ekonomisine zarar verecek olsa bile, küresel dolarsızlaşma sürecini önemli ölçüde hızlandıracaktır.

Bilindiği gibi, 2014 yılında Rusya, SWIFT'e alternatif olan SPFS’yi tanıttı. 2015 yılında Çin de SWIFT'e alternatif olan CIPS tanıttı. CIPS, 2020'ye göre %75 artışla 2021'de yaklaşık 12.68 trilyon dolar işledi. 103 ülke ve bölgede yaklaşık 1.280 finans kurumu CIPS'e bağlı.

Rusya ve Çin bu ödeme sistemlerini birleştirerek alternatif bir ödeme sistemi oluşturuyor. Buna mukabil, Federal Rezerv toplam varlıklarını Ocak 2020'de 4,1 trilyon dolardan Ağustos 2021'de 8,3 trilyon dolara çıkardı. Bu para basma durumu, ABD'de enflasyonunu 40 yılın en yüksek seviyesine çıkardı.

ABD, dünyanın en büyük petrol ihracatçılarından biri olan Rusya’dan petrol ve gaz ithalatını yasakladı. Oysa kendisi günde 600.000 varilden fazla ithalat yapmaktadır. Rus petrolü, toplam Avrupa ithalatının üçte birinden fazlasını oluşturuyor.

Diğer taraftan Rusya dünyanın en büyük gaz ihracatçılarından biridir. Avrupa'da en yüksek doğalgaz yüzdesini Rusya'dan alan ülkeler arasında Kuzey Makedonya (%100), Finlandiya (%94), Bulgaristan (%74), Slovakya (% 70), Almanya (% 49), İtalya (%46) bulunuyor.

Rusya aynı zamanda dünyanın en büyük gübre ihracatçısıdır. Amerika, Rusya'dan her yıl 700 milyon dolar değerinde gübre ithal ediyor.

Dünya arpa ihracatının yaklaşık üçte biri, buğdayın yüzde 29'u, mısırın yüzde 19'u ve ayçiçek yağının yüzde 80'i Rusya ve Ukrayna’dan geliyor. Çoğu da genellikle Karadeniz'deki Odesa veya Kherson limanları üzerinden sevk ediliyor.

Stanford Üniversitesi’nden Profesör Jay Bhattacharya; “Enerji, gıda ve gübre alanlarında Rusya'ya karşı savaş ve ekonomik yaptırımlar, dünyadaki yoksul insanlara da büyük zararlar verecektir” diyor.

Kısacası Amerika ve Avrupa’nın, Rus petrolü, gazı ve buğdayı olmadan hayatta kalması zor. Aslında bu tür yaptırımlarla ekonomik intiharı seçtiler. O kadar aptallar ki ileride ne olacağına dair en ufak bir fikirleri yok.

Tüm bunlar NATO’nun hukuk tanımadan Rusya’ya doğru genişlemek istemesine “dur” diyemediklerinden ötürü oluyor. Buna rağmen Rusya’yı cezalandırmak için küresel ekonomik çöküntüyü göze alabiliyorlar.

Bu bakımdan Rusya’nın zafer kazanması, Amerika’nın ve Batı’nın psikopat liderlerinin daha büyük bir savaş başlatmasını ve küresel ekonomik yıkımı önleyecektir. Kaldı ki dolar rejiminin sonuna geldik. Bu bile dünyaya yapılmış bir hizmet olacaktır.