Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Eylül 2016

Doğum Sancısı

Kıymetli okurlar. Her şeyden önce Kurban Bayramınızı tebrik eder tüm İslam alemine ve insanlığa hayırlara vesile olmasını Yüce Allah'tan niyaz ederim. Bu bayram vesilesi ile parçalanmış İslam coğrafyasında kalplerimizin yumuşayarak yeniden huzur içerisinde yaşadığımız ve zalimlere karşı topyeku00fbn birliği sağladığımız günlere kavuşmayı ümit ediyorum.

2008 Küresel Finans Krizi'nin etkilerinden bir türlü kurtulamayan küresel ekonominin düzlüğe çıkması için bazı merkez bankaları para politikalarının sınırlarını giderek zorlamaya devam ediyor. Ancak ekonomik sıkıntı içerisinde olan ve adeta bir çıkış yolu arayan ekonomik birimlerin belki de dikkatlerinden kaçan bir nokta var. Unutulmaması gereken husus şu ki; Finansal koşullar para politikasının dışında birçok etkenden etkilenebilir. Küresel finans sisteminin bu kadar entegre olduğu bir dünyada uygulanan para politikalarının genel finansal koşulları açıklamakta her zaman yeterli olmadığı görülüyor.

Türkiye 2008 yılında doğru hamleler yaparak krizi derinleşmeden rahatlatmayı başarmıştı. O zaman olduğu gibi şimdi de yaşanan küresel ekonomik kargaşadan daha rahat bir şekilde çıkmaya çalışıyor. Bu hamlelerden biri de Başbakan'ın Diyarbakır'da açıkladığı büyük ekonomi teşvik paketidir. Sadece finansal alanda hamleler yapmayan Türkiye yapısal reform ve teşvik paketleriyle hem yerli hem de yabancı yatırımcıların ülkemizde yatırım yapmalarına olanak sağlamaktadır.

Türkiye yapılan terör operasyonları ile 2023 hedeflerine daha sağlam ve emin adımlarla yürüyecektir. Bu konuyu biraz daha genişletmek istiyorum. "Ekonominin Güvenliği" başlıklı yazımda başta FETÖ teröristleri olmak üzere tüm terör örgütü mensuplarının ekonomi birimlerinden temizlenmelerinin gerekliliğinden bahsetmiştim. Yabancı istihbarat örgütlerine bu birimlerden bilgi akışı sağlayan FETÖ teröristleri TÜBİTAK içerisinden de Türkiye'nin bilimsel projelerini servis ederek Türkiye'nin adeta altını oyuyordu. 2011 yılında lise düzeyinde yapılan bilim olimpiyatlarında toplam verilen 92 madalyanın 73'ü bu FETÖ bağlantılı liselere verilmiş. Bu, lise düzeyinde yapılan hainlik diğer büyük projeler arasında küçük kalıyor. "Projeleriniz beğenilmedi" deyip yabancı istihbarat birimlerine servis eden FETÖ teröristlerinin temizlenmesi öncelikli sırada olmalıdır. Aynı şekilde PKK terör örgütü de enerji ve ticaret yollarında yaptıkları terör saldırıları ile ekonomik güvenliği tehdit ediyorlar. Gerek yurt içinde terör örgütlerine karşı gerçekleştirdiğimiz operasyonlar gerekse Türkiye'nin iç güvenliğini tehdit etmesinden dolayı Suriye topraklarında yuvalanan terör örgütlerine karşı gerçekleştirdiğimiz "Fırat kalkanı" operasyonu ile Türkiye gelecek döneme ciddi hazırlıklar yapıyor. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde hem enerji hem de ticaret yollarının merkez üssü haline gelecek olması, iç güvenliğin sağlanması ile birlikte tamamen hazır hale gelecektir. Ancak bu sürecin biraz sancılı geçeceğini bilmemiz gerekmektedir. Unutmayın hiçbir doğum sancısız olmaz.

Gelelim bu sancılı durumun göstergelerinden birine. Geçtiğimiz hafta reel ekonomideki kısa vadedeki son durumu gösteren temmuz ayı sanayi üretim endeksi açıklandı. Sanayi üretimi bir önceki aya göre %7 azalırken bir önceki yılın aynı ayına göre %4,9 azaldı. 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı ayda böyle bir sert düşüşün olması normaldir. Elbette ki daha hafif bir şekilde atlatmayı hepimiz isterdik ancak unutmayın ki darbe girişiminin başarılı olması durumunda bu seviyeleri görmek bile hayal olurdu. Küresel ekonominin düşüş gösterdiği bir dönemde ihracatımızın en yoğun olduğu, sıfıra yakın enflasyonu negatif faiz ile yükseltmeye çalışan AB ekonomisinin bu durumuna karşılık Türkiye ekonomisi yaşadığı terör olayları ve darbe girişimi sonrası ekonomik sarsıntıyı ucuz atlattı diyebiliriz.

Yine geçen hafta TÜİK 2016 yılı ikinci çeyrek büyüme oranlarını açıkladı. Türkiye ekonomisi 2016 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre sabit fiyatlarla %3,1 oranında büyüdü. İçerisinde yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında yaşanan jeopolitik gerginliklere ve küresel ekonomideki zayıflamaya rağmen Türkiye yılın ilk yarısında %3,9 seviyesinde büyüme gösterdi. Zayıf seyreden küresel ticaret hacmi ve ticaret ortaklarımızın düşük talebi nedeniyle 2014 yılının son çeyreğinden itibaren Türk ekonomisinde iç talep ağırlıklı bir büyüme gerçekleşiyor.

Diğer tarafta geçen haftaki yazımda da değindiğim üzere Güney Çin denizinde sular ısınmaya devam ediyor. ABD'nin büyük bir askeri gücünü Asya-Pasifik bölgesinde barındırmasının ardından Çin ve Rusya Güney Çin Denizi'nde ortak deniz tatbikatı yapacaklarını açıkladılar.

Küresel kaos ortamının gittikçe arttığı bir dönemde Türkiye hedeflerine doğru ilerlemeye devam ediyor. Son dönemde ülkemizde yaşanan olaylar akabinde toplumun tüm kesimlerinde oluşan birlik ve beraberlik ortamının bize verdiği destekle, önümüzdeki dönemde yapısal reformları kararlılıkla ve hızla uygularsak daha güçlü ve kapsayıcı büyüme hedefimize ulaşırız.