Doğu'da seçim stratejisi ve rekabet
Cumhurbaşkanı Erdoğan Sincan’da TOKİ’nin 1 milyonuncu evini teslim etti.
TOKİ hazineye ait araziler üzerinden oluşturduğu gelir
modeliyle 1 milyon vatandaşın kaliteli ve ucuz ev sahibi olmasını sağladı.
Enflasyon oranlarının yüksek olduğu dönemlerde TOKİ’nin
ortaya koyduğu ödeme sistemlerinin bütçelerde zorluk meydana getirmesi
birçokları tarafından dile getirilse de vatandaşın menfaatine çalışan bir kurum
olarak TOKİ’nin hizmetlerinden memnuniyet duyulduğu ortada...
1 milyon konut üretilmesi hem ekonomi hem de sosyal adalet
için kıvanç duyulacak bir olay.
Buna rağmen 2019 yılı içinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde 81 ili kapsayan
100 bin dar gelirli aileye konut
projesinde kura çekimleri biten vatandaşlar sözleşmelerin imzalanması için 2
yıldır çağırılmayı bekliyor.
100 bin dar gelirli ailenin, kira öder gibi; yüzde 10
peşinat, aylık 894 liradan başlayan sabit taksitler ve 240 aya varan vadelerle
ev sahibi olacağı ifade edilen projenin temelleri bazı illerde atılmasına
rağmen Trabzon gibi bazı illerde daha kazma bile vurulmuş değil.
Asgari ücretle geçimini sağlayan dar gelirli vatandaşın
taleplerine karşılık verilmesi 2023 seçimlerinde sandıkta belirleyici
olacaktır.
Tabandan gelen bu talebi yazıya alarak vatandaşa karşı
yükümlülüğümü yerine getirdikten sonra Sincan’daki törende yaşanan başka önemli
bir olaya dikkat çekmek istiyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 milyonunucu konutun teslim
töreninde 2023 seçim maratonunu da başlattı.
28 Şubat’ta tankların yürütüldüğü ve tabiri caiz ise AK
Parti için bir oy deposu olan Sincan’dan yapılan bu çağrı, tabana ve
teşkilatlara yönelik önemli bir talimat görevi görüyor.
Fakat 2023 seçimlerinde dengeleri Kürt kardeşlerimizin yoğunluklu
olarak yaşadığı Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinden gelecek oyların
değiştireceğine inanılıyor.
MHP talepleri sonrasında Yargıtay’ın HDP’ye açtığı kapatma
davası şimdiden anketlerde HDP seçmeni bütünleşmeye başladığını gösteriyor.
AK Parti şehir merkezlerinde yüksek oy oranlarına ulaşırken kırsalda
HDP’nin oy oranlarının yüksek olması PKK’nın kırsaldaki baskısı olarak
yorumlanıyor.
2016 Darbe Girişimi sonrasında İçişleri Bakanlığı görevine
getirilen Süleyman Soylu’nun terörle mücadelede gösterdiği başarı ile kırsalda
PKK’nın bu baskısının yok olmasının 2023 seçimlerinde kırsalda AK Parti’ye
gidecek oyların artacağı inancını beraberinde getiriyor.
Daha önce her evden “Bir
oy CHP’ye, Bir oy HDP’ye” politikası ile Millet İttifakı’nın etkinlik
artırdığı Kürt vatandaşlara yönelik AK Parti’nin kırsaldaki değişimle yeni bir
seçim stratejisi geliştirmesi gerekiyor.
Bu anlamda en büyük Kürt ili olan İstanbul ile Kürt
siyasetinin nabzının attığı Diyarbakır Kürt seçmenin tercihlerini belirleyecek
politikaların hayata geçeceği yerler olacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Genişleşilmiş İl Başkanları
Toplantılarını Ankara’da yapmasına rağmen Diyarbakır’da Genişletilmiş İl
Danışma Toplantısına katılması bir tesadüf ya da programı doldurmak için atılan
bir adım değil.
Diyarbakır ve bölge şehirleri konusunda nasıl bir yol
yürüneceği ince elenip sık dokunacak ve 2023 seçimleri için strateji
belirlenecek.
Ahmet Davutoğlu ile Muharrem İnce’nin de bölgedeki oy
denklemlerinin içinde yer alması vatandaşa ulaşacak dil ve politikaların büyük
bir rekabet konusu olacağını gösteriyor.
İttihat ve Terakki zemininden muhafazakâr kesimle yakınlaşma
siyaseti arasında kalan CHP, HDP’nin kapatılması durumunda her evden bir oy
stratejisinin CHP lehine dönüşeceğine inanıyor.
Sahada terörle mücadele başarısıyla gelen gerçeklik CHP
tarafından göz ardı edilirken Muharrem İnce’nin durumu görerek ağırlığı bölgeye
vermesine kesin gözüyle bakılabilir.
Zira İnce’nin Aydın Nazilli ziyaretinde konuşmasını
alkışladığı gerekçesiyle CHP Nazilli Gençlik Kolları Yöneticisi Uğur Koçak’ın
görevden alınması CHP içerisinde cadı avının başladığının göstergesi...
CHP’deki sempatizanlarına zarar vermek istemeyen Muharrem
İnce’nin rotası doğu olacaktır.
Ama en büyük Kürt ili olan İstanbul ise bambaşka bir
denklemin içinde yer alıyor.
Genişleşilmiş İl Başkanları toplantısı dolayısıyla Ankara’ya
gelen AK Parti’nin çiçeği burnunda il başkanı Osman Nuri Kabaktepe ile Anadolu
Yayıncılar Derneği’nin düzenlediği Anadolu Sohbetlerinde bir araya gelme
fırsatı buldum.
İstanbul’daki seçmenin durumunu empati kurarak anlamaya
çabalayan bir siyasetçi gördüm.
Milli Görüş çizgisinden gelen ve hatırı sayılır ölçüde
seveni olan Kabaktepe’ye İstanbul’da muhalefetin etkin “Ya Kanal Ya İstanbul”
çalışmasını sordum.
Rahmetli Erbakan’dan hatırlıdımız tebessüm ettiren
ifalelerle muhalefetin “Guguk Siyaseti” yaptığını söyledi.
İstanbul’da seçmenlerin çoğunluğunun tercih ettiği AK
Parti’ni kaybettiğini söylemenin yanlış olacağına vurgu yapan Kabaktepe’den
Kanal İstanbul ile ilgili İstanbullulara hiçbir anket yaptırılmadığı bilgisini
aldım.
Nitekim konu ile ilgili tüm Türkiye’yi kapsayan birçok
ankette İmamoğlu’nun çıkışının daha fazla talep gördüğü sonuçları paylaşılıyor.
İstanbul’da doğmuş ve büyümüş biri olarak kentsel dönüşümün insan
hayatını ilgilendiren çok önemli bir konu olduğunu düşünüdüğüm için
Kabaktepe’ye sordum.
Dönüşüm için 400 milyar dolarlık kaynak gerektiği söyleyen
Kabaktepe en büyük kaynağın AK Partili ilçe belediyeler tarfından sağlandığını
söyleyerek İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesindeki kentsel
dönüşüm kaynağını başka kaynaklara aktardığını ifade etti.
Kabaktepe 2023 seçimleri sonrasında alınan rüzgar ile
yerelde de başarı sağlanacağını dile getirdi.