Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Haziran 2018

Doğu ve Güneydoğu'da siyasetin nabzı -1-

Geçtiğimiz hafta boyunca Şanlıurfa, Elazığ, Batman, Bingöl ve Mardin'i dolaştım. Seçmeni dinledim. Türkiye'nin genel siyasetinin yanı sıra dünya siyasetini, ekonomik hareketliliği, adayları, partilerin çalışmalarını ve elbette seçim sonuçları ile ilgili tahminlerini sordum.

Gittiğim illerde ilk olarak 24 Haziran seçimlerini konuştuk, vatandaş büyük oranda kararını vermiş, anketlerde çıktığı kadar kararsız seçmen olduğu kanaatinde değilim. Ha, bundan sonra kararlı seçmenin kararını değiştirmek mümkün mü diye soracak olursanız, evet, tabi ki seçmenin kararını değiştirmek mümkün.

Türkiye siyasetini bilenler, sabah bir parti üzerinde karar kılan ve akşama doğru başka bir partiye kayan seçmen oranının yüzde 15 civarında olduğunu bilir. Bu "oynak" oran her seçim öncesi vardır ve bu seçim öncesinde de bu oranı tespit etmek zor olmadı.

Dikkat ederseniz "ben karar vermedim, kararsızım" diyen seçmenden bahsetmiyorum. Türkiye'de 2002 ve sonrasında istisnai durumlar dışında kararsız seçmen oranı % 8'i zor bulur, lakin karar verdikten sonra gelişmeler karşısında kararını değiştiren seçmen bundan fazladır.

Bölge illerinde adaylar açıklandıktan sonra çok farklı yorumlar geldi. Aynı şehirde yaşayan kimileri "Bu liste ile seçimde oy kaybederiz" derken, aynı liste için "Bu adaylarla teşkilat uyumlu çalışır ise oylarımızı en az %10 arttırırız" diyenler de vardı. Bu bölgede her seçim öncesi bu tür çelişkili yorumlarla karşılaşabiliyoruz. Zira herkesin üzerinde ittifak edeceği bir aday listesi bulmak imkansızdır. Ancak;

Mesela Şanlıurfa gibi ya da Mardin gibi illerde Türk-Arap-Kürt-Zaza-farklı dinden olan nüfusu dikkate almazsanız yahut Diyarbakır, Bingöl, Elazığ gibi illerde de Türk-Zaza-Kürt-Alevi denklemini doğru kurmazsanız seçmen nezdinde sorun yaşayabilirsiniz. Elbette istisnalar dışında sonuçları "aday" belirlemez, lakin "adaylar" belirler. Bir aday ilinde tutulmuyor ise büyük sorun teşkil etmeyebilir, ancak ilinde çoğunluk tarafından sevilmeyen adayların sayısı 2 hatta daha fazla ise bu durum seçmen davranışını olumsuz etkiler. Tabi ki tam tersi de oylara olumlu olarak yansır. Bir de aday/lar ile teşkilatlar arasında sorun yaşanmış ve yaşanıyor ise durum daha da vahimleşir.

Bölgede karşılaştığım bir diğer sorun da adayların önüne geçmek isteyen "yatırımcılar" sorunu ki bu da başka bir problem olarak karşımızda duruyor. "Yatırımcılar"dan kastım, "Ola ki 24 Haziran'da 7 Haziran 2015 seçimleri gibi bir durumla karşılaşırız da erken seçim falan olur ve bu kez beni aday gösterirler" gayesiyle mevcut adaylarla yarışan kimileri var.

Bunlara ilaveten bir de Mart 2019 seçimleri için şimdiden dedikodu yapmaya başlayanlar var ki illallah! Bunların oy kaybettirmekten başka hiçbir işe yaradıkları yok. Kendilerini Belediye Başkan adayı olarak takdim edenler bambaşka bir sorun. Vatandaşın sorusuna cevaben, bunun doğru olma ihtimalinin sıfır olduğunu söylesem de "adaya!" inananların sayısı oldukça fazla ve bu durumun bugünden fitneye yol açtığını belirtmek isterim.

Şimdiden 2019 Belediye Başkanlıkları seçimleri için kendisini "kesin aday" olarak takdim edenlerin 24 Haziran seçimlerinde Ak Parti'ye zarardan başka bir şey kazandırmayacağını tahmin etmek zor olmasa gerek.

Bu ziyaretlerimizde kimilerinin oturdukları yerde, "Vali'yi gönderirim, kaymakamı görevden alırım, belediye başkanını değiştiririm, şu müdürü asarım, bu müdürü sürerimu2026" diyerek partilileri ürküttüklerini gözlemledik. İlgililer saydığım bu 3 hususu göz ardı etmemelidirler.

Vatandaşın dikkatinden kaçmayan ve AK Parti'nin dikkat etmesi gereken başka bir sorun var:

Teşkilatlar geçmişte olduğu gibi köy ziyaretleri yerine kapalı salonlarda birbirini ağırlamayı tercih ediyor. Tamam, iftar için meteorolojik durum da göz önünde bulundurulunca kapalı mekan tercih edilebilir, lakin bütün ziyaretler için, hele hele ilçe ve köy ziyaretleri için ve üstelik gidilen köy de sınırlı sayıda olunca açık hava daha yararlı görülüyor.

Bu meseleye devam edeceğiz, lakin yarın Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan Diyarbakır'da olacak. 17 Mart 2018'de gerçekleşen İl Başkanlığı kongresinde yüz bini aşkın insanın katıldığı miting gibi programlar çıtayı çok yüksekte tuttu. Diyarbakır her zaman Sayın Erdoğan'a büyük muhabbet beslemiştir, yarın da alanda bunun o muhabbete uygun olacağını düşünüyorum. Çünkü Diyarbakır aday adaylarından da adaylardan da bizden de büyüktür, azizdir, mübarektir.

Diyarbakır gereğini yapacaktıru2026