Dolar (USD)
35.26
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2985.65
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Aralık 2024

Doğu ışığı

Bazı eserlerin miadı dolmaz, onlar her zaman milattır. Gözümüze geniş ufuklar açar, derin meseleleri özümüze aktarırlar. Mütefekkir yazar Cemil Meriç’in Işık Doğudan Gelir eserinden etkilenmiştim. Daha sonra Doğu ve Batı’yı mukayese eden pek çok kitap okudum. Kıymetli edip ve fikir adamı Ali Haydar Haksal’ın üç ciltlik Doğu Işığı eseri de içimde benzer hisler uyandırdı.

Hangi Batı? Netanyahu’nın Gazze’de, Beşşar Esad’ın Suriye’de yaptığı soykırımlar göz önünde! Dünyaya nizam vermeye kalkışan çürümüş kof devletler bu canileri destekledi. Hâlen katilleri ve hırsızları yüzsüzce desteklemeye devam ediyor. Mademki, zalim devletler zulmü alenice destekliyor öyleyse mazlum devletlerin güç birliği yapmaktan başka çareleri yok. Aksi takdirde acılar sürer.

Endülüs-İspanya ve Girit’le ilgili ilk cildin tanıtımı: “Doğu Işığı, İslâm medeniyetinin Batı medeniyetinin kültür ve edebiyatına yansımalarına ışık tutan, bu konuda yazılmış ilk eserlerden biridir. Tanzimat’tan beri sürekli Batı’yı örnek alan kültür anlayışımız, İslâm medeniyeti kaynaklı kültürel birikimin ürünlerini görmezden gelmiştir. Oysa modern Batı’yı ileriye taşıyan başat unsurlardan biri de İslâm medeniyetinin ürünleridir. Ali Haydar Haksal, Doğu Işığı serisi ile Batı eserlerinde bazen gizli bazen de açık şekilde yer alan Doğu etkisini detaylı bir şekilde ele alıyor. Bu kitapta Cervantes, Kazancakis ve Goytisolo üzerinden Endülüs havzası işleniyor.”

Rusya’nın ve bu ülkenin edebiyatının ele alındığı ikinci cilde dair şu cümleleri okuyoruz: “Doğu Işığı 1’de Endülüs, İspanya ve Girit’i ele alan Ali Haydar Haksal Doğu Işığı 2’de Rus edebiyatının önde gelen isimlerinden Puşkin, Dostoyevski ve Tolstoy’un İslâm’a ve Müslümanlara bakışı ve İslâm kültürünün onlar üzerindeki etkisi üzerinde durur. Katolik ile Ortodoks dünyalarının çatışmaları ve gerilimlerinin arka planını irdeler. Birinci ciltte olduğu gibi bu eserde de okur, yeni ve çarpıcı çok değişik bilgilerle karşılaşacak. Yazarın uzun yıllar süren okuma ve titiz araştırmaları neticesinde ortaya çıkan bu eser, Rus edebiyatının büyük yazarlarına bakışınızı değiştirecek.”

Üçüncü cilt, Batı uygarlığının beşiği olduğu öne sürülen Fransa’ya ayrılmış: “Doğu Işığı I’de Endülüs, İspanya ve Girit’i konu edinen Ali Haydar Haksal; Doğu Işığı II’de Rus edebiyatından Puşkin, Dostoyevski ve Tolstoy’un İslâm’a ve Müslümanlara bakışı üzerinde durmuştu. Doğu Işığı III’te ise Fransız edebiyatını incelemeye alan Haksal, Doğu’nun Batı üzerindeki yansımalarını önde gelen Fransız yazarlar üzerinden değerlendiriyor. Voltaire, Gérard de Nerval, Ernest Renan, Victor Hugo, Montaigne İslâm’a ve Müslümanlara nasıl bakıyordu? Modern Türk edebiyatını ve düşüncesini önemli ölçüde etkileyen Fransız düşünürlerin kitaplarındaki satır aralarında gezinen Haksal birçok meselenin içyüzüne ışık tutmayı amaçlıyor.”

Okuya Yaza Yaşamak, Turan Karataş’ın eseri. Yazarın gönül heybesinde ve zihin sandığında biriktirdiği, okumaya ve yazmaya dair nice bilgi bu eserde yer buluyor. Deneme nedir? Okumanın hazzı nasıl sağlanır? Kitabın büyüsü nasıl keşfedilir? Kitap âlemi nasıldır? Fuarların faydası nedir? İmza günleri iyi midir? Mahalli gazeteler, mecmualar ve taşra dergileri bize nasıl yol çizer? Bu soruların cevabı veriliyor eserde. Hem de yaşanmış tecrübelerle. Ve hatıralar bölümü, “Yaşadıklarımdan Yansıyan” ile “Dile Gelse Kelimeler”de. Her yazarın az çok yaşadığı ilk hevesler, ilk okuma temrinleri, ilk yazı serüvenleri, ilk kitap heyecanı… Ve şehir yazıları: “Şehirlerin Hatırı”. Yazarımızın eserini diğerleri gibi zevkle okuyacaksınız. Ben doğrusu şevkle başladım ve tamamladım. Kitabın bütününe yansıyan samimi eda ve hasbi duruştur. Sanırım tesiri de bu kalbî vasıflarındandır.

Yazı kursunda öğrencilerime bazen kitap tavsiye ediyor ve “Beğenmezseniz gelip benden hesap sorun!” diyorum. Gençlerin yarı şaka yarı ciddi bu meydan okuyuşum üzerine, önerdiğim kitapları alıp okuduklarını görüyorum. Ali Sali’nin Kelime Sevdası için de aynı iddiada bulunabilirim. Üst seviyede bir deneme kitabı. Deneme kanaatimce tür olarak şahikalara ulaştı. Kanatlandı uçuyor. Şiir yazmayan yazı heveskârları denemeye yöneliyor. Doğrusu da budur. Zira iddiasız fakat önemli bir türden bahsediyoruz. Koca kitaptan bir denemenin başlığını paylaşayım önce: “Mültecinin Sığınağı Kalp midir?” Yazının özü, bu söze sinmiş. Müslüman mülteciler veya daha doğru bir adlandırma ile: “Muhacirler.” Bazıları Ensar-Muhacir kavramlarını yadırgıyor. Elbette tavırları böyle çirkin olacak. Çünkü onların yüreğinde merhamete yer yoktur. Hâlbuki tarih boyunca biz hep mazlumların sığındığı toprakların sahibi olmuşuz. Kırım’dan, Rumeli’den, Karabağ’dan, Kerkük’ten, Bağdat’tan, İspanya’dan, Suriye’den, Afganistan’dan insanlar gelmiş ülkemize. Suriye’de yaşanan güzel gelişmeler, Müslüman kardeşlerimizin haklı sığınışını ve bizim büyük merhametimizi gösterdi. Şükürler olsun ki Türkiye, büyük bir imtihanı başarıyla verdi. Orhan Çetinkaya’nın Her Şey Başladığı Yere Döner kitabı, yazılardan oluşuyor. Bütün bu eserleri kültür hayatımıza ve edebiyat dünyamıza kazandıran Türkiye Diyanet Vakfı yöneticilerine teşekkür borçluyuz. Sağ olsunlar, var olsunlar.