Doğu Akdeniz’de gerilim daha da yükselecek
Doğu Akdeniz’de keşfedilen enerjinin çıkartılıp işletilmesinde Türkiye’yi denklem dışı bırakma çabaları sürüyor. Görünürde bu gerilimin taşeronluğunu İsrail ile Yunanistan üstlense de arkasında ABD, İngiltere, Fransa, İtalya gibi ülkelerin şirketleri vardır. ABD’deki Siyonist lobi ile Yunan asılı Amerikalı lobilerin Türkiye aleyhinde uzun zamandan beri faaliyet yürüttüklerinin arka planında bu şirketlerin olduğunu takip ediyoruz.
Türk ekonomisine olumsuz etki eden önemli konulardan biri cari açıktır. Cari açığın neden olduğu kalemlerin başında ise enerji gelmektedir. Demek ki, Türkiye, kendisine çizilen sınırları aşabilmesi için atacağı her adımın hareket noktasını enerji oluşturmaktadır.
Türkiye, hakkı olan Doğu Akdeniz enerjisine kavuşursa, siyasi, ekonomik ve askeri alanda ciddi bir fark oluşturacaktır. Bunu gören Batılı devletler İsrail ve Yunanistan üzerinden Türkiye’yi engellemek için planlar yaptığını FP’de çıkan bazı yazılardan anlıyoruz.
Batı’nın bütün sosyal, siyasal ve ekonomik kurumları, büyük ölçüde piyasanın belirlediği değerler silsilesi üzerine oturduğu için kendi menfaatleri söz konusu olduğunda uluslararası hukuku hiçe sayar. Dolaysıyla dünyada enerji piyasası hâlâ en aktif piyasadır. Batı Türkiye’nin bu piyasa da yer almasını istemiyor.
Türkiye ne yapmalı?
Bu planlara karşı Türkiye’nin yapacağı iki şey vardır. Birincisi, gün geçtikçe daralan bu çemberi görüp bir an önce kısır politik tartışmaların dışına çıkıp tehlikenin büyüklüğünü görmeli ve topluma anlatmalıdır. Mesele çok ciddidir! Şu partinin bu partinin haklı olmasının ötesindedir. Mesele bir varlık yokluk meselesidir. Tarihte haklarını koruyamamış hiçbir devlet varlığını sürdürememiştir. Kaynaklarımıza yönelmiş bu tehlikeye karşı, bekasını sağlayacak ve haklarını savunacak bir dayanışma ruhuna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır.
İkincisi, Türkiye içinde bulunduğu şartları göz önünde bulundurarak, uluslararası ortamın gerçeklerine uygun ittifak arayışlarına girmelidir. Devletlerin birbiriyle olan rekabet ilişkilerinin bir tarafı gerilim ise, diğer tarafı da işbirliği ve diplomasidir.
Mevcut şartlar çerçevesinde düşündüğümüzde Türkiye Rusya’yla Doğu Akdeniz enerji konusunda bir ittifak kurabilir. Çünkü Rusya’nın Avrupa üzerindeki en etkili olduğu kartı doğal gazdır. Doğu Akdeniz enerjisini planladıkları gibi hayata geçirirlerse, Rusya bu kartını kaybedecektir. Ayrıca İran üzerindeki baskılarda her gün artırılıyor.
O zaman yapılacak iş bellidir; Türkiye, Rusya ve İran ile birlikte Doğu Akdeniz’de oluşmaya başlayan ortak tehdit karşısında ortak bir strateji geliştirmektir. Nasıl ki insanoğlu tabiata ayak uydurarak yaşamak zorunda ise milletler de tarihin akışına ayak uydurarak varlıklarını sürdürebilir. Türkiye, dünyanın güçleri arasındaki dengelerde etkili rol oynayacak bir coğrafyaya, vizyona, kapasiteye sahiptir.
Doğu Akdeniz’de gerilimi yükselterek Türkiye’yi denklem dışı bırakmaya çalışanlar bilmelidir ki Türkiye’nin oynayacağı daha başka kartları da vardır.