Doğu Akdeniz ve Suriye
İnsanoğlu’nun denizdeki jeopolitik yolculuğu ciddi anlamda ilk kez Akdeniz’de başlamıştı. Keza denizde savaş fikri ilk defa Akdeniz’de ortaya atıldı ve geliştirildi. Dolayısıyla hiçbir su dünya tarihinde Akdeniz kadar merkezi bir konuma sahip olmamıştır.
Akdeniz, yaklaşık 2,5 milyon kilometrekarelik bir alanı kapsar. Akdeniz’i
Atlantik Okyanusu’na Cebelitarık Boğazı bağlar. Bu boğaz Yunan ve Romalılar
döneminde ‘’Herkül'ün Sütunları’’ olarak adlandırılmıştı.
''Ulusların uğruna üç bin yıldan fazla savaştığı Sicilya Adası, Akdeniz’de merkezi bir konuma sahiptir. Hem batıda hem de doğuda önemli limanlara sahip Akdeniz, Romalılara büyük ticaret imkânı verdi. Böylece denizdeki gücünü kuvvetlendirdi. Bilindiği gibi Sicilya’nın güneyinde daha küçük ama son derece stratejik öneme sahip Malta Adası da Akdeniz’de bulunur.''
Akdeniz’in jeopolitik önemi geçmişten günümüze ele alındığında ana hatları ile üç döneme ayırılabilir. Bunlardan birincisi, gerek geçmişte gerekse günümüzde Akdeniz’in uluslararası ticarette oynamış olduğu rolüdür. İkincisi, ‘’Ortadoğu’’ coğrafyasında petrolün keşfiyle ortaya çıkan enerji güvenliğine ilişkin önemidir. Üçüncüsü, son yıllarda Doğu Akdeniz’de tespit edilen petrol ve doğalgaz kaynaklarından dolayı kazandığı enerji jeopolitiğidir.
Bütün bunlar Akdeniz havzasını
uluslararası rekabet açısından önemli kılmaktadır. Yukarıda ifade etmeye
çalıştığımız gibi, Akdeniz havzası tarih boyunca önemli bir coğrafi alan
olmuştur.
Kayalarla kaplı Adalar
Denizi’nden Levant bölgesine açılan Kıbrıs Adası’nda Türkiye, sürekli Yunanistan’ın
provokasyonlarına şahit olmaktadır. Yunanistan, NATO’da Türkiye’nin ortağı
olduğu hâlde, devamlı ittifakın ruhuna aykırı hareket etmiştir ve hâlâ etmektedir.
Bu nedenle Türkiye’nin
Suriye ile güçlü ilişkilere sahip olması, Doğu Akdeniz’de Ankara’nın elini güçlendirecektir. Yunanistan
ve Kıbrıs Rum Yönetimi'nin provokasyonlarını zayıflatacaktır. Dolayısıyla Suriye,
Doğu Akdeniz jeopolitiği açısından Türkiye için hayati bir öneme sahiptir.
Türkiye ve Suriye ilişkilerinin
geliştirilmesi, sadece Yunanistan için değil, Akdeniz’in kadim güçlerinden
birisi olan Fransa’ya karşı da Türkiye’nin eli güçlendirecektir. Zira Fransa,
Doğu Akdeniz’deki jeopolitik gelişmeler karşısında aktif politikalar
geliştirmekte ve bu politikaların sonucu olarak da Türkiye ile bazı sorunlar
yaşamaktadır. Bu sorunlar her iki ülkedeki siyasi liderlik ve kamuoyunu birbirleri
aleyhinde yönlendirmektedir.
Fransız tarihçi Fernand Braudel,
Akdeniz için: ‘’Akdeniz aynı anda bin şeydir. Bir manzara değil ama sayısız
manzaralar, tek bir deniz değil ama denizler silsilesi, tek bir medeniyet değil
ama birbirleri üzerine inşa edilmiş medeniyetler’’ diye yazmıştır. Braudel,
bu sözleriyle Fransızların Akdeniz jeopolitik algılamalarının nasıl olduğunu
bize göstermesi bakımından önemlidir.
Dolayısıyla Suriye’yi Doğu Akdeniz’den bağımsız düşünemeyiz. Son yıllarda Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeleri göz önünde tuttuğumuzda Suriye’nin Doğu Akdeniz jeopoliği açısından ne kadar önemli olduğu açıktır.