Dolar (USD)
35.27
Euro (EUR)
36.66
Gram Altın
2978.60
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Temmuz 2024

Doğmatizmin düşüncesizlik dünyası ve felsefe

Bütün doğmatizmler, felsefeye yabancıdır ve karşıdır. Doğmatizm, kendilerinin insan üstü ve ötesi kurgulardan kaynakladığını iddiia eden, zaman ve mekan üstü mutlak hakikatlere sahip olduğunu sanan, hayata, doğaya ve insana dair her şeyi söylediğini vehmederek her şeye son noktayi koyduğunu vehmeden, hayatı, insanı ve doğayı bilimle, sanatla, felsefeyle ve akılla kavramak ve anlamak için gösterilebilecek bütün düşsel, duyusal, duygusal ve düşünsel çabalara kapıları kapatan her türlü donmuş, durmuş ve demode kültür, kimlik, kaynak, kişi ve kanaattir. Doğmatizmin bir düşünce geleneği ve evreni yoktur. Düşünme, ancak, özgürlüğün, bireyselliğin, çoğulculuğun, katılımcılığın ve güvenliğin olduğu ortamlarda mümkün olur. Kendi kaynağının ve doğmalarının yeterli olduğunu vehmedip insanlığın farklı medeniyet çevrelerine ait bilgileri içeren eserleri suya atan, kütüphaneleri yakan ve kitapları yasaklayan doğmatik düşüncesizliğin hakim olduğu bir gelenekte, düşünce değil düşüncesizlik, felsefe değil felsefesizlik, akıl değil akılsızlık, ahlak değil ahlaksızlık, sanat değil çirkinlik ve kabalık hakimdir. Katı ve kaba nitelikte bir düşüncesizlik, akılsızlık, bilgisizlik ve kabalığın oluşturduğu doğmatizmin evrenlerinde sadece zorun, korkunun ve vahşiliğin egemen olduğu şekilcilik, kuralcılık, ahlakçılık, putçuluk ve gericilik sürekli olarak üretilebilir ve kurgulanabilir. Felsefe ve düşüncesizlik, akılsızlık ve vahşilik arasında hiçbir ilişki, yakınlık ve ilgi bulunmamaktadır. Felsefeyi ve aklı reddeden bütün doğmatizmler, felsefeyi ve filozofları tekfir ederler, reddederler ve yok ederler.

Doğmatizmin insana onur ve özgürlük kazandırmak gibi bir amacı yoktur. İnsanın sadece kendi dediğine şeksiz şüphesiz teslim olmasını isteyen bir doğmatizm, insanı köleleştirmektedir. Doğmatizmin üstten buyuran ve köleleştiren düşüncesizlik evreni içinde insanlığa emirler veren, yasaklar ve sınırlar koyan düşüncesizlere, akılsızlara ve vahşilere insanlığın hiçbir ihtiyacı yoktur. İnsanlığın, hakimiyet, servet, siyaset ve şehvet hırslarını yücelten, kurumsallaştıran ve kaynaklaştıran hiçbir kurguya da ihtiyacı yoktur. İnsanlığın, özgürce, onurluca, bireyselce, özgünce yapılan sahici felsefelere ve flozoflara ihtiyacı vardır.

Felsefe, hakikat sevgisidir. Felsefe, insanın kendi bireyselliğini ve benliğini gerçekleştirmek için bu dünyada ortaya koyduğu bütün anlamlı çabalardır. Hakikati sevmek yerine hakikate sahip olduğunu ve hakikatin kendi tekelinde olduğunu iddia eden bir doğmatizm evreninde, insan yoktur, felsefe yoktur, bilim yoktur, sanat yoktur, duygu yoktur, düş yoktur, dünya yoktur. Hakikate sahip olduğu sapkınlığını dayatan doğmatizm, aslında insanı, hayatı ve dünyayı ortadan kaldırmaktadır. Bilim, bilgelik, birikim, vicdan, akıl, ahlak ve adalet, sadece bilimin, felsefenin ve sanatın olduğu insani bir evrende gerçekleşebilecek insani tecrübelerdir. İnsanüstü ve ötesi kurguları mutlak doğruluk kaynağı, kurumu, kimliği ve kişiliği haline getiren bütün doğmatizmler, hak ve hakikat arayışını ortadan kaldırdıkları gibi, hiçbir şekilde anlam arayışı da değillerdir. Doğmatizm, hakikat ve anlam arayışı değildir. Doğmatizm, cehalet ve anlamsızlık bataklığıdır. Cehalet, şiddet ve sefalet bataklığı olan doğmatizmden, felsefeye dair hiçbir şey çıkmaz. Doğmatizmin düşüncesizlik evreninde otoriter ve totaliter bir ideoloji, despotizm, şekilcilik, ahlakçılık, cinsiyetçilik, ırkçılık, kabilecilik, ve fanatizm üretilebilir.

Felsefe, bilim ve sanat, insanı ve doğayı tanıma ve tanımlamak için gerçekleştirilen ucu açık insani faaliyetlerdir. Doğmatizm, insanı ve doğayı tanıma ve tanımlamak için yapılan bütün faaliyetlere sınırlar koyar, yasaklar veya onları geçersiz sayar. İnsanı ve doğayı tanımayı reddeden doğmatizm, Tanrı adına konuşan, mesajlar veren, kurum ve kaynaklar icat eden bir Tanrılaşmadır. Tanrı adıına konuştuğunu, açıklamalar yaptığını iddia eden hiçbir filozof, sanatçı ve bilim insanı yoktur. Doğmatizmin evreni, Tanrı adına konuşan, Tanrı’nın vekili olarak kendisini gören, Tanrı adına yönetme imtiyazının kendisinde olduğunu sanan, Tanrı’dan gelen ilhamlarla yazdığını vehmeden sayısız ve sınırsız kişiden, kaynaktan ve kurumdan oluşmaktadır. Felsefe ve bilim, insanlaşma tecrübeleridir. Doğmatizm, tanrılaşma sapkınlığı ve cehaletidir.

Tanrı adına buyuran doğmatizm, kendisini hiçbir kuralla sınırlamaz. Doğmatizm, akla, ahlaka ve değere dayalı hiçbir kuralı tanımaz. Felsefe ve bilim, bütün faaliyetlerini kurallar ve değerler içinde gerçekleştirirler. Bütün bilim dalları, kendilerini etikle ilişkilendirir, faaliyetlerinin etik bir çerçevede gerçekleşmesi için gerekli kurallara bağlı olmayı şart koyarlar. Kendini tanrılaştıran doğmatizm, insanı süflileştirmektedir. İnsanı yücelten, onurunu ve özgürlüğünü koruyan tecrübeler ise felsefe, bilim, sanat, ahlak ve maneviyattır. Kendilerini tanrılaştıran bütün doğmatizmler, insanı alçaltmayı Tanrısal buyruk olarak dayatmaktadırlar.