Dolar (USD)
34.42
Euro (EUR)
36.27
Gram Altın
2834.30
BIST 100
9389.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Diyarbekir'de Ramazan hasbihalleri

Sen misin ancak Emîrî pey-rev-i Âgâh olan

Şehrimizde şâʻir-i nâzik-edâdan çok ne var

Emîrî-i Âmidî

Ruhlarımızın; depremlerle, salgınlarla ve savaşlarla daraldığı, bunaldığı maddi ve manevi bir kışı yaşadığı demlerde baharla birlikte geldi ramazan.Bir sultan gibi; bir ferman gibi... Rahmet rahmet üzerimize yağmak için; hasret hasret ufkumuza doğmak için geldi ramazan. Dünyevileşmenin dondurucu ikliminde üşüyen ruhlarımızı nur ile aydınlatmak,ısıtmak; ham gönüllerimizi sevap ile doldurmak için, bir sultan gibi, mâh-ı gufrân olarak geldi ramazan. Bundandır ki Enderunlu Fâzıl, “Sâkî ayağın çek ki zamân başka zamandır/Sâgar yerine şimdi hilâl-i Ramazandır” diyerek bu ayın diğer aylardan farklı olduğunu ifade etmişti.

Çağlar vardı, zaman akmıştı ve sevgililerin en sevgilisine ayların en sevgilisi verildiği demlerden beri küskünler barışmış, fakirler fark edilmiş, yetimler yedirilmişti. Bir de zamanın mekânsal mihenk noktasında ramazanın ihya edildiği,ramazan ritminin en coşkun attığı şehirler vardı. Mekke, Medine, Kahire, Şam, İstanbul ve Diyarbekir gibi... Her ramazan bu şehirler adeta şehrâyin suretini alırdı. Bu seneDicle Üniversitesi marifeti ile Diyarbekir’de bizlere “Nerede o eski ramazanlar?” dedirtmeyecek ve gelecek nesillerimize “Ne hoştu o eski ramazanlar” dedirtecek türden bir ramazan iklimi yaşatılıyor. Nerede mi? Şehrin kalbinde. Sur içinde Ulu Camii’nin kuzey kısmında camiye bitişik olan Mesudiye Medresesi’nde. 1198 yılında Artuklu Emiri Ebu Muzaffer Sökmen zamanında inşasına başlanmış ve 1223'teMelik Mesud lakaplı Mevdud zamanında tamamlanmış olan yerde. İçerisinde eğitim-öğretim yapılan Anadolu’nun ilk üniversitesinde. Doğu-batı yönünde inşa edilmiş olan dikdörtgen planlı bu medrese, açık avlulu, tek eyvanlı ve iki katlı bir yer. Geniş kemerli ve sivri beşik tonozla örtülmüş giriş bölümünden avluya geçilir. Kapı kemeri üzerinde muhteşem bir kitâbe levhası var. Hasbihalden önce bezeme ve kitabeleri ile sizi büyüleyen bu mekan size hoş-âmedi ediyor.

İşte bu mekanda Rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Karakoç hocamızın hâmîliğinde, Rektör yardımcımız Prof. Dr. Ahmet Tanyıldız, Araştırma görevlisi Usame Bozkurt ve bu fakirin koordinatörlüğünde “Ramazan Hasbihalleri” gerçekleştiriliyor. Hasbihaller, her Cuma ve Cumartesi geceleri, teravih namazından sonra başlıyor ve yaklaşık bir saat halka açık ramazan hasbihalleri şeklinde icra ediliyor. Nisan ayının başında Cumartesi günü başladı ilk hasbihal. Mesudiye’nin kapısından girdiğinizde sizi karşılayan mimari estetiğin zirvede olduğu avluda, şark usulü divanlar kuruldu. Mekânın yüzyıllar boyunca içerisinde sakladığı manevi enerji hissedilmeye ve sohbete katılanlardaki heyecan görülmeye değerdi gerçekten. Başta rektörümüz olmak üzere hem ulemadan hem şuaradan hem de şehir ahalisinden çok kıymetli isimler teşrif etti meclisimize. Önce tarih boyunca şehrimizde yapılan ilmî ve edebî meclisler hakkında kısa bir giriş hasbihali yapmaya gayret ettim. Sonra hasbihal meclisimizde bulunanların da iştirak ettiği “ramazanda diş kirası” geleneğimize dair bazı hususları konuştuk ve ecdadımızı yâd ettik. Mecliste bulunanlardan bazı gençler Fuzûlî Efendi’den şiirler okudular. Daha sonra Dr. Molla Rıfat Efendi Aşr-ı şerif ve ardından o dâvûdî sesiyle ezgiler okumaya başladı. Mecliste bulunanlar da cûş u hurûşa geldiler. Çaylar ikram ediliyor, sâkîler Mesudiye’nin avlusunda su dağıtıyor idi. Hasbihaller ramazan ayı boyunca devam edecek. Adeta mânevî bir sofrayı andıran hasbihal meclisine katılmak için Bağdat’tan yola çıkılsa yeridir dostlar.