Diyarbakır'da diriliş var
Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sayın Münir
Karaloğlu Bey’i geçtiğimiz günlerde makamında ziyaret ettik. Sayın valimizle
şehrimizin vakıf olduğumuz kimi sorunları ve kendilerinin şehrimizle ilgili
projeleri hakkında hoş ve verimli bir sohbet gerçekleştirdik. Valimiz gerçekten iyi niyetli, beyefendi, babacan, azimli,
samimi, içten ve tecrübeli bir bürokrat. Bürokrat kimliğiyle beraber, belediyede
sivil anlayışı hâkim kılmaya çalışıyor. “Rengi, dini, dili ve partisi ne olursa
olsun halkın arasında ayrım yapmıyor, herkesi kucaklayıp, siyasi düşünce
farklılıkları nedeniyle kimseyi dışlamıyor. Katılımcı, şeffaf, hesap veren
etkin bir yerel yönetim anlayışı ile çalışıyor. Tarz, üslup ve davranışlarından
anlaşılıyor ki Diyarbakır’a kimi çıkar ve getirim gruplarını zengin etmekten
ziyade Diyarbakır halkını zengin etmeye, refahını yükseltmeye gelmiş.
****
Çok kısa sürede büyük projelere imza attı Sayın Valimiz. Çocukluğumun
hayali olan, Diyarbakır’dan ziyade Türkiye’ye hitap eden tarihi ve kültürel
zenginliğimiz Diyarbakır surlarını özüne döndürecek devasa projelere imza attı.
Toprağın derinliklerindeki tarihi güzellikler bir bir gün yüzüne çıkıyor.
Valimizin şehir içi ulaşımı rahata erdirecek tramvay projesi de ciddi heyecan
yarattı şehirde. Fiskaya şelalesinin tekrardan sevinç gözyaşları gibi akması
bir başka güzellik oldu. Ha bu arada güzelim Karacadağ’a adeta ihanet eden o
pis kokular ve kirli dumanlar yayan vahşi depolama çöplüğü de tarihe karıştı. Artık
o alanda çöplerden elektrik üretiliyor.
****
Umuyorum ki tarihin taşlara yazıldığı, sırların surlara kazıldığı, Peygamberler ve sahabeler kenti Diyarbekir hak ettiği hizmeti görecek ve yaşayacak. Diyarbakır halkı olarak Sayın Karaoğlu’nun yanında olacağız, şehrimiz için gücüne güç katacağız. Doğrularda sonuna kadar destekleyeceğiz ancak yanlışlarda da muhakkak ki eleştiren olacağız. Sayın valimizin muhakkak ki toplumsal desteğe ihtiyacı olacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki toplumsal desteği sağlamanın yegâne yolu da halka güven, hizmette güler yüz ve yıllardır ihmal edilen hizmetlerin biran önce yapılmasından geçer. Van’da müthiş bir hava estirmişti Vali Karaloğlu. Deprem felaketi yaşayan Van’ı yeniden ihya ve inşa etmişti. Öyle ki Vanlılar ‘gitmeyin’ diye yolunu kesmişti. Rizeli ama Kürtlerin dilinden ve günlünden de çok iyi anlıyor. Antalya’da turizmi ve tarımı lider konumuna getirişini hayranlıkla izledik. Sayın Valimizden bir istirhamımız da “Yolsuzluğa, hırsızlığa, arsızlığa bulaşmış, yetimin malını kursağından geçirmiş idareciler, memurlar ve siyasetçilere tüm kapıları kapatmalarıdır” Emanete sahip çıkmak kadar, emanetin hakkını vermek de önemlidir. Biz, emanetin ehline verildiğine inanıyoruz. Niyet hayırdır, akıbet de hayrola inşallah.
****
Bununla beraber halen dahi Diyarbakır’ı ömründe görmemiş, tarihi ve manevi güzellikleri ziyaret etmemiş, dedelerinin-babalarının askerlik anılarından duyduklarıyla yetinen milyonlarca insan var. Allah aşkına varlığı bilimsel çalışmalarla tescillenmiş 7 peygamber kabrinin, 3 peygamber makamının, 541 sahabenin Diyarbakır’da bulunduğunu, Mekke ve Medine’den sonra en fazla peygamber ve sahabenin Diyarbakır’da yattığını kaçımız biliyoruz? Allah dostu Mevlana Hazretlerini milyonlar bilir, ziyaret eder ve her yıl anma törenleri yapılırken, aynı milyonların çoğu, Allah’ın peygamberlerinin Diyarbakır’daki varlığından habersiz. İslam aleminin 5. Haremi Şerifi olarak bilinen Ulu Camii, büyük İslam Kumandanı Hz. Halid Bin Velid’in oğlu Hz. Süleyman’la yan yana Diyarbakır’ın fethinde şehit düşen 27 sahabenin yattığı Hz. Süleyman Camii’sini kaçımız ziyaret ettik. Dünyanın en eski köyünün Çayönü tepesinde bulunduğunu; 5.5 Km uzunluğuyla, 7-8 metre yüksekliğiyle, 16 kalesi, 5 çıkış kapısıyla Çin Seddi’nden sonra dünyanın en büyük surunun Diyarbakır Surları olduğunu, dünyanın en geniş taş kemer köprüsünün Diyarbakır’daki Malabadi Köprüsü olduğunu kaçımız biliyoruz. Ahmet Arif’iyle, Cahit Sıtkı’sıyla, Ziya Gökalp’ıyla, Ali Emiri’siyle, Sezai Karakoç’uyla; delilosu, halayı, çaçanı ve çepik oyunlarıyla; kaburga dolması, içli köftesi, saç tavası, ekmekli paçası, ciğeri, burma kadayıfı, karpuzu ve Lice domatesiyle yani acısıyla, tatlısıyla, Diyarbakır hepimizin, tüm Türkiye’nin. Buyurun Diyarbakır’a gelin kardeşlerim. Kardeşçe, sımsıkı sarılalım birbirimize, safları sıklaştıralım ki aramıza şer, musibet ve fitne ateşi giremesin artık.