Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Ağustos 2021

Diyarbakır Konya hattını kesmek istiyorlar

8 Ağustos 2005,

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Diyarbakır’da.

Sadece Türkiye değil, dünyanın pek çok başkenti nefesini tutmuş Sayın Erdoğan’ın söyleyeceklerini bekliyordu.

Başbakan Erdoğan o gün 1924 Anayasası ile yok sayılan Kürtler için,

Bu ülkenin her bir vatandaşı gibi birinci sınıf vatandaştır. Kürtlerin sorunu öncelikle benim sorunumdur. Bu sorunu daha çok demokrasi ile aşacak kadar büyük bir devletiz, demişti.

Başbakan Erdoğan’ın 21 yıllık terör belasının önünü tıkayacak bu çabasına CHP’liler, akıl ve insaftan uzak tepki ve kışkırtmalarla engel olmaya çalışmıştı.

Terör örgütü PKK, bu konuda da CHP’yi yalnız bırakmadı. 80 yıllık sorunu çözmesi için “Erdoğan’a ve AKP’ye 34 gün mühlet veriyorum” küstahlığında bulunarak baltalarını kullandı. Bu PKK, Başbakan Erdoğan’ın açıklamasından 28 gün sonra Bingöl yakınlarında yük trenine bombalı saldırı düzenleyerek kandan başka bir şey istemediğini bir kez daha ilan etti.

Sayın Erdoğan, “Annelerin yüreği yanmasın diye” ne zaman bir adım attıysa tıpkı Uludere-Roboski katliamında olduğu gibi PKK, FETÖ ve müttefik-düşman ülkeler devreye girerek kardeşliğimizi kundakladılar.

Anlayacağınız bizi bize bırakmadılar. Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir, diyerek huzurumuza kastettiler. Yabancıları anlıyoruz, ama bu ülkede siyaset yapan, cumhuriyetin kuruluşunda büyük rol alan CHP adındaki partinin terör destekçiliğini yadırgıyoruz, kınıyoruz.

Erdoğan pes etmedi.

2009-2011 ve 2013 süreçlerinde akan kanı durdurmak için, “Gerekirse baldıran zehrini içerim” dedi. Ama her seferinde PKK-HDP-CHP hatta o dönem MHP Sayın Erdoğan’ı hedefe koymuşlardı.

CHP asla bu ülke insanını düşünmedi.

Bakınız,

2015 Sonbaharında PKK’nın hendek ve çukur siyaseti ülkeyi kaosa süreklerken, CHP Genel Başkanı Dersimli Kemal Kılıçdaroğlu Diyarbakır’da terör örgütü elemanları için, “Arkadaşlar” demişti. O günlerde de terör örgütüne tek laf etmeyen CHP lideri ve yöneticileri teröre destek vererek terörle mücadeleyi baltalamayı tercih etti.

Şimdi,

Geçtiğimiz Temmuz ayının 9’unda Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan Diyarbakır’daydı. Hakikaten Diyarbakır muhteşem bir karşılama, ağırlama ve dolu dolu programlarla Cumhurbaşkanlarını bağrına bastı. Çünkü Diyarbakır Sayın Erdoğan’a güveniyor, inanıyor ve çareyi onda görüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Diyarbakır’da on binlere seslenerek:

2005’te ne dediysek aynı yerdeyim, yarın da aynı yerde olacağım, dedi.

Bu sözleri duyan PKK’nın Karayılan’ı ile CHP aynı tepkiyi verdi:

Bu iktidar gitmeli!

Sorun hakkında tek olumlu laf etmeyen Kılıçdaroğlu, HDP ile ortaklığı bozmama adına şantaja yöneldi.

Kılıçdaroğlu böyle yapınca diğer ortakları boş durur mu?

Konya’da yüreğimizi dağlayan ve bir ailenin yok olmasına yol açan menfur katliamı Türk-Kürt çatışmasına dönüştürmek istediler.

Evet,

Çok acı ve bir o kadar tehdit içeren bu menfur cinayetin bütün failleri yakalanmalı, olay her yönüyle aydınlatılmalıdır. Hükümet her imkânı seferber ederek, kardeşliğimizi kundaklamak isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakmalıdır. Aksi halde birileri bu gibi olayları fırsat bilip bizimle olan hesaplarını görebilirler.

Düşünebiliyor musunuz?

Daha önce musibet geliyorum diye bağırıyor ama önlem alan yok:

Bu katliamdan önce yaşanan gerginliği, “Konya’da milliyetçiler Kürtleri öldürüyor” bühtanı üzerinden algı oluşturulmasaydı,

PKK-CHP-FETÖ destekli sosyal medya bu kirli yalanla çalkalanmasaydı,

Bu haberler Güneydoğu’da infiale yol açmasaydı sorumluları mazur görmek isteyenleri anlayabilirdik.

Ancak haftalarca süren bu kirli algı dururken,

Tekirdağ’dan Bingöl’e kadar sıradan vatandaşlar önceki olaylardan hareketle: inşaallah Konya’da ciddi bir olay yaşanmaz diye dua ederken,

Konya gibi kardeşliğin başkenti olan şehirde bir aile yok ediliyor, akabinde evleri ateşe veriliyor ama emniyetin önceden bundan haberi bile olmuyor.

Yok, Konya emniyetinin olacaklardan haberi olduğu halde bu olay meydana geliyorsa bunun adına sadece ihmal demeyeceğiz.

Bunun hiçbir şekilde hiçbir mazereti olamaz.

Bunu basit bir cinayet gibi değerlendiremeyiz. Yoksa -Allah muhafaza- Kılıçdaroğlu-PKK ve diğer “dostları” Türklerle Kürtlerin cesetleri üzerinden daha büyük senaryolara imza atmaktan çekinmezler.

Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na güveniyoruz.

Bu olay ile ilgili ne gerekiyorsa yapılmalı ve sürece dair bütün detaylar kamuoyuyla paylaşılmalıdır.

Ak Parti bölücülere asla fırsat vermemelidir. MHP Lideri Sayın Bahçeli gibi bir devlet adamı ile Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan her hal-u kârda 1000 yıllık kardeşliğin gereğini yapmalı, yeni anaysa ile fesat yayıcıların yolunu tıkamalıdırlar.

Unutmayın;

Türk’ün Kürt’ten başka kardeşi de yoktur!..