Diyarbakır Dönüştürülmez İse..
Hayatta değişiklikler değil, dönüşümler esastır, çünkü değişen her
şey tekrar eski haline rücu edebilir. Saçınızı boyarsınız, makyaj yaparsınız ama bir süre sonra saçınız, yüzünüz tekrar
eski haline döner.
Anlayacağınız değişiklikler karakteri gereği köklü ve kalıcı
olamamaktadır.
Dönüşüm, kökten ve kalıcıdır çünkü eski hale dönemeyecek kadar
köklü ve essahtır dönüşümler. Bu yüzden şehirlerin eski hale dönmemek üzere
yeniden imarına da kentsel değişim değil, kentsel dönüşüm deniyor.
Bir insanın dini, siyasi, felsefi manada yaşayacağı değişim ve dönüşüm de
bu minvalde çok büyük farklılıklar arz eder. Kimi Müslümanın erişkinlik
yaşından sonra da İslam ahlakından nasiplenememesini de değişim-dönüşüm
bağlamında değerlendirebiliriz.
Bir gayri Müslim din değiştirip Müslüman
olduktan sonra gerekli dönüşümü sağlayamayınca
eski adetlerini sürdürme eğilimi gösterecektir. Ama aynı kişi dönüşmeyi
başarınca Müslüman çevrede büyüyen bir Müslümandan daha hasbi olabiliyor.
Yazımızın başlığını seçerken bu temelden hareketle “dönüşüm”olarak belirledik. Çünkü Diyarbakır hakikaten
çok değişiklikler yaşadı, lakin dönüşüm noktasında yanlış
tercihler yapıldığı için yararlı hizmetlerden mahrum kaldı.
Ne gibi mi?
1999 mahalli seçimleri ile PKK yanlısı belediyecilik ile tanışan
Diyarbakır, 17 yıl boyunca belediye hizmetlerinden istifade edemedi. Çünkü
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Bakanı kim olursa olsun, Kandil’den gelen
talimatlara eksiksiz ve kusursuz uymak zorunda idi.
1999 seçimlerinden sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve alt
kademe belediyeleri çocuk, kadın ve gençlere yöneldi. Kurdukları resmi ve
illegal evlerde yılda on binlerce çocuk, genç ve kadına PKK’lılık eğitimleri
veriliyordu.
Bu eğitimlerde;
Neden gerilla olunmalı?
Nasıl gerilla olunur? gibi konularda verilen eğitimlerle militan yetiştiriliyordu.
Hatırlarsınız, Diyarbakır’da polis araçlarına taş atma yaşı 8-9’lara kadar
düşmüş, molotof hazırlama yaşı ise 12-13 olmuştu.
Gençleri, çocukları ilgi ve zevklerine göre militanlaştıranlar,
belli bir yaştan sonra da dağa çıkmalarının önünü açıyordu. Şehirde kalanlar da terör örgütü PKK’nın şehir yapılanmasında hizmete
amade idi.
Belediyelerin açtıkları ev ve kuruluşlarda 3 ayda 50 bini aşkın
çocuk, genç ve kadın eğitiliyordu. Gerisini varın siz düşünün.
Ama;
Valiliğin, GAP’ın bünyesinde hizmet veren kuruluşlarda yılda en
fazla 2 ila 4 bin kişinin farklı mesleki ve eğitim hizmetlerinden yararlanması
planlanmıştı lakin bu kuruluşlar istisnalar dışında flört merkezinden öteye
geçemedi. Devlete bağlı
kurumların açtığı çocuk ve gençlik merkezlerindeki içler acısı durum bugün de
çok farklı değil.
Şimdi,
HDP belediyelerinin yaptıklarını göz önünde bulundurursak,
Diyarbakır’ın hangi hizmetlere ihtiyaç duyduğunu hatta Diyarbakır’ın zaman
kaybetmeden hizmete nereden başlaması gerektiğini görebiliyoruz.
Diyarbakır’ın asfalt sorunu yoktur.
Diyarbakır’ın park sorunu yoktur.
Diyarbakır’ın su sorunu yoktur.
Diyarbakır’ın çok
acil trafik sorunu da yoktur. Zaten bu alandaki hizmetleri görmek için allame
olmaya gerek de yoktur.
Lakin Diyarbakır’ın zaman kaybına tahammül edemeyeceği bir hizmete
ihtiyacı vardır:
Çocuklara, gençlere, kadınlara;
Bu aziz ve mübarek dinin bizim için ekmek kadar, su kadar değerli
ve gerekli olduğuna yönelik hizmetler verilmelidir. Bu vatanın, bu milletin
mağdur ve mazlumların sığınağı ve tek umudu olduğuna dair bilinç verilmelidir. 20
yıldır kaybettiğimiz çocukları, kadınları, gençleri yeniden kazanmak ve yeni
neslin sağlam yetiştirilmesi için Diyarbakır Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi
başta olmak üzere bütün kaymakamlıklar ve belediyeler seferberlik ilan
etmelidir.
2016-2020 arası ‘kayyım’ dönemlerinde
arzu ettiğimiz dönüşüm için ciddi manada bir şey yapılmadığını söylemekte beis
görmeyiz. Son 1 yılı pandemiden dolayı mazur görsek de neticede kayıp bir yıl
olduğunu yadsıyamayız.
Diyarbakır’a yeni bir Vali ve Büyükşehir Belediye Başkanı atandı.
Diyarbakır için büyük ve önemli bir başlangıç olmasını temenni ediyoruz. Sayın
Münir Karaloğlu’nun yetişmiş
olduğu havza, uzmanlık alanı ve tabi ki Valilik görevlerindeki çalışmaları
Diyarbakır için aranan kan olduğunu umuyoruz.
Artık insana ama bilhassa çocuk, genç ve kadınlara yönelik
hizmetlerle Diyarbekir gibi İslam tarihinde müstesna yeri olan bu mübarek belde
ve çocukları kapkaç ile değil, uyuşturucu ile değil, hele hele terör örgütü PKK
ile hiç değil;
5. Harem ve onun çocukları ve gençleri dinine, vatanına, tarihine,
kültürüne sımsıkı bağlılıkları ile yad edilmelidir. Bunun için hasbi ve işin
erbabı kadroların olmazsa olmaz olduğunu söylemeyi terk-i edeb biliriz.
Bir şey daha biliyoruz,
Bu dönem hayati önem arz eden dönüşümü gerçekleştiremezsek tarih
de millet de taş, toprak da bizi affetmeyecektir.
Çalışmaların takipçisi ve duacısıyız.
Allah mahcup eylemesin.