Diyarbakır da İstanbul'a iftar verecek mi?
Ak Parti İstanbul İl Başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Ak Parti İstanbul ilçe teşkilatları, ilçe belediyeleri başta Diyarbakır olmak üzere bölgemizdeki pek çok il ve ilçeye yıllardır iftar veriyor. Sadece iftar vermekle yetinmiyorlar, sağ olsunlar gençlik merkezleri, okullar, parklar da yine İstanbul Belediyeleri tarafından yapılıyor.
Bizim de içinde yer aldığımız, başkanlığını yaptığımız dernekler vasıtasıyla Diyarbakır'da okul yapımı, park ve yeşil alan gibi hizmetleri oldu İstanbul Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin. Bunları her fırsatta şükranla yad ediyoruz.
Geçtiğimiz Salı günü yine Ak Parti İstanbul İl Başkanlığı Diyarbakır'da bir iftar verdi. Kısacası mükemmel bir organizasyonla harika bir atmosfer ve oldukça duygusal saatler yaşandı. Dağkapı meydanı hınca hınç doluydu. İstanbul'dan gelen yüzlerce teşkilat üyesi, gazeteci, yazar binlerce Diyarbakırlı ile buluştu. Konuştular, kaynaştılar, Diyarbakır'ı gezip dolaştılar. Birbirlerini daha yakından tanıma imkanı buldular. İlk defa Diyarbakır'a gelenler karşılaştıkları insani ilişki, gördükleri tarihi ve kültürel güzellikler karşısında hayretler içinde kaldılar.
Bilhassa iki ilin Kadın Kolları Başkanlıklarının kaynaşması, anlamlı ziyaretleri ve yerinde incelemeleri takdire şayandı. Dolayısıyla bu güzel iftarı, dostluğu ve kaynaşmayı bizlere yaşattığı için başta Ak Parti İstanbul İl Başkanı Sayın Selim Temurci olmak üzere değerli teşkilatına teşekkür ediyoruz.
Bu işin bir boyutu,
Lakin bu tür programların beni düşündüren, düşündürdükçe de üzen bir başka vechi de var. Ne mi?
Diyarbekir asil, asil olduğu kadar büyük, büyük olduğu gibi saygın bir şehirdir. İftar öncesi yaptığı konuşmada Dr. Selim Temurci'nin de ifade ettiği gibi, "Diyarbakır ümmetin en güçlü şehridir." Ama Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın "Aynı zamanda 5. Harem olan Diyarbakır Türkiye'nin mührüdür." sözü, üstüne söz söylenmeyecek kadar anlamlı, değerli ve bir o kadar hakikattir.
Şimdi bu büyük ve kadim şehrin, bu asil ve medeniyet kenti Diyarbakır'ın, kimilerinin oldukça güzel hizmetleri de olan Ak Parti İl Başkanları da gidip İstanbullu kardeşlerimize mesela Eyüp Sultan'da bir iftar veya sahur yemeği verselerdi ne güzel olurdu?
Çok mu gerekliydi diyeniniz olabilir, evet, İstanbul'un gelip iftar vermesi ne kadar gerekli idiyse en az o kadar gerekli/ydi. Burada derhal işi paraya bağlayanlar olursa yazık ederler. Bu tür etkinlikler söz konusu olduğunda para(sızlık)dan bahsetmek utanç vericidir. İstanbul'un büyüklüğünden söz edenlere de, konunun kardeşlik, geçtiğimiz süreç ve manevi atmosfer boyutunu düşünmelerini öneririm.
Hatta her yıl başka bir ilde bir günlük iftar vermek tam da Diyarbakır gibi bir şehre, o şehrin teşkilatına yakışırdı.
Sorun parasızlık olduğu kanaatinde değilim. İstemek, dilenmek iliklere işleyince olmuyor.
Kaldı ki, -haklarında "trilyonluk gayrimenkulleri yakınlarına tapuladılar" iddiaları ve bu iddialar karşısında sessizliği tercih edenleri geçiyorum-, öyle il başkanları tanıdım ki gayrimenkullerini satıp teşkilat için harcadılar.
O zaman neden?
Apolojik zihniyete bağlı olarak gelişen kompleks bir sebep,
"Devlet versin, devlet yapsın, Ankara yapsın, biz geri kaldık"çı anlayışın sadece vatandaşlarda olmayıp yöneticilere de sirayet etmesi diğer bir sebep.
Aslında,
Mesele, "Türkiye'yi, Diyarbakır'ın Türkiye'deki yerini, Diyarbekir'in saygınlığını takdiri" ile ilgilidir.
Mesele, "Alan el, veren el olma" tercihindedir.
Mesele "Biraz da biz harcayalım" fedakarlığındadır.
Mesele "Diyarbakır'a yakışır il başkanı olma" bilincindedir.
Mesele "Kardeşlik tek taraflı değil" şuurunda olmadadır.
Dr. Selim Temurci'nin biz Diyarbakırlıları bahtiyar eden, "Bir dilim ekmeği, bir yudum suyu paylaştıku2026 Size İstanbul'dan, Boğaziçi'nden, Eyüp Sultan'dan, Sultanahmet'ten, Süleymaniye'den, İstanbul'un 39 ilçesinden selam getirdim." ifadesiyle dile getirdiği gibi biz de bugüne kadar bir kerecik Diyarbakır'dan, metfun peygamberlerden (as), şehid sahabelerden (ra), 5. Harem Ulu Cami'den, Surlardan, Hevsel'den ve 17 ilçemizden Aziz İstanbul'a selam götürseydik ne güzel olurdu.
Duyurularda, "Diyarbakır geliyor, Ak Parti Diyarbakır İl Başkanlığı İstanbullu kardeşlerine bir iftar/sahur buluşması tertipliyor" nağmesi ne kadar anlamlı ve de güzel olurdu?
Olmadı işte.
Dedim ya, gönül istemeli, el vermeli ve tabi ki akletmeli.
Ne yani, Diyarbakır İl Başkanlığı gidip İstanbul'da Sultanahmet Camii bahçesinde 3-5 bin kişiye iftar veremez mi?
Veremezmiş ki!..