Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.73
Gram Altın
2965.55
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
31 May 2022

Diyarbakır annelerinin eylem fikri nasıl ortaya çıktı?

Kürt anaların/kadınların/babaların/çocukların, PKK ve arkasındaki güçlere (ABD, …) karşı başlattığı isyan olan Diyarbakır Analarının Eylemi, 1000’inci gününe İstanbul’un Fetih günü (569’uncu yılı) olan 29 Mayıs’ta ulaştı.

Doksanlı yıllardan beridir (hatta daha öncesinden), Kürt anaların çocuklarını PKK’dan istemeleri gerektiğini, PKK’nın ancak bu şekilde marjinalleşeceğini savunuyorum.

Yıllardır gündeme getirmeye çalıştığımız, bunun için Anadolu Bilimsel Araştırmalar Derneği (2012) ve Çocuklarımızı Geri Verin Derneği (2014) – ÇOGEV-DER kurduğumuz Anaların Eylemi 1000. Gününü 29 Mayıs 2022 tarihinde doldurdu.

Analar destan yazıyor.Çocukları PKK’ya HDP gönderiyor ama, analar çocuklarını aslında ABD gibi güçlerden istiyor. Çünkü Kürt çocukları PKK üzerinden ABD’ye askerlik yapıyor şuanda.

***

Her şeyden önce HDP ve öncüllerinin bütün mücadelesi, Kürtlerin devleti olan Türkiye’yi bölerek-parçalayarak, bir PKK devleti kurmaktır. PKK, HDP için bir ulus devlettir. HDP’liler PKK ulus devletinin birer vatandaşı olarak görür kendilerini. Onun için HDP, PKK için her şeyi ve herkesi feda eder. Kimseye acımaz ve Makyavelisttir.

Çocuğu örgütte olan annelerin "Çocuğumu, yakınımı, kardeşimi, ağabeyimi istiyorum.” diyerek eylem yapmaları gerektiğini, 20 Eylül 2011 tarihinde zamanın gazetelerine röportajlar vererek başlatmaya çalıştım. Anaları cesaretlendirmeye çalıştım. Kayyım atanması gerektiğini de PKK belediyeleri aldığından beridir savunuyorum. Belediyelerin ve belediye başkanlarının PKK’dan kurtarılması gerektiğini, aksi halde Türkiye’nin Irak, Suriye, … gibi parçalanacağını bundan da en çok Kürtlerin zarar göreceğini her zaman savundum.

Diyarbakır analarının eylem fikrine gelince, Kadının Kürt toplumundaki gücünden yola çıkarak bu fikri oluşturdum. Kürt sosyolojisinde kadın çok güçlüdür. Çünkü kadın dindardır ve İslam dinini hayatın her alanda yaşar. Kadın aynı zamanda barışın anahtarıdır. Özellikle aşiret kavgalarında, kan davalarında kadının gücü belirleyicidir. Tarımı, hayvancılığı, ekonomiyi yöneten güçtür kadın. Aşireti yönetip yönlendiren güçtür. Bunu da fazla ön planda görünmeden yapar.

Doksanlı yıllarda bunu yapmaya çalıştım. Çocuğu PKK tarafından zorla dağa kaçırılan bir annenin üzüntüsünden kör olduğunu duydum. Gittim kendisiyle konuştum. Gazetelere, televizyonlara çıkabilirsin, haberlere çıkabilirsin dedim. O yıllarda PKK korkusu bölgede çok yüksekti. Çıkarım dedi. O ananın cesareti bana bunun yapılabileceğini gösterdi. O ana büyük acılar çekti ve oğlunun derdinden vefat etti.

Hem “benim adıma kan dökme-ölme-öldürme” hem de kadınların PKK’dan çocuklarını istemesi, PKK’ya isyan etmesi, PKK’ya “çocuklarımızı geri verin” isyanı anlayışı fikrini zaman içinde böylece geliştirdim. 2007 Van bağımsız milletvekili adayı olduğumda “Cesur Çoğunluk” sloganını kullandım. Yani PKK’ya karşı Kürtler içinden cesur bir çoğunluğun çıkıp, ‘benim adıma kan dökme, çocuklarımızı ver’, … demek için mücadele ettim. Cesur çoğunluk da ancak kadınlarla sağlanabilirdi.

Kısacası doksanlı yıllardan beri Kürt anaların çocuklarını PKK’dan istemeleri gerektiğini ifade ettim.

Anaları örgütlemek için; ‘Anadolu Bilimsel Araştırmalar Derneği’ni 2012’de ve ‘Çocuklarımızı Geri Verin Derneği’ni de 2014’te kurdum.

Diyarbakır analarının başlattığı eylemin fikri alt yapısını böylece hazırladık. Buna yönelik medya üzerinden mesajlar vermeye çalıştım. Kürt çocuklarını PKK’dan, daha doğrusu ABD, AB ülkeleri, İsrail, … gibi güçlerin pençesinden kurtarmak için elimden gelen mücadeleyi verdim.

Sonra anaların eylemi başladı. Başlatanlardan, destek olanlardan ALLAH razı olsun. Bu eylem 81 ile ve önemli ilçelere, ayrıca birkaç Avrupa ülkesine de yayılmalı. Irak, Suriye, İran, Çeçenistan, Suudi Arabistan, Ermenistan, … gibi ülkeler de de yapılabilir. Bütün dünya duyacak anaların feryadını. Analar terörü marjinalleştirecektir.

Diyarbakır Anaları umreye de gitmeli, Kudüs, Washington, Newyork, Bürüksel, Paris, … gibi önemli başkentlere de gitmeli ve oralardan da bütün dünyaya seslenmelidir.

Diyarbakır analarına destek, her Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşının (sanatçı, siyasetçi, aydın, …) sorumluluğudur.

Daha 2011 yılında, 2013 yılını “barış yılı” olarak ilan etmiştik. Çanakkale’den Van’a SELAM yürüyüşü yapacaktık. “Anadolu Barışı; Benim Adıma Kan Dökme ve Silah Bırak, Barış Otobüsü” ile bir yürüyüş yaparak, Kürt Halkını PKK’ya karşı harekete geçirecektik. Sonrasında da çözüm süreci başladı zaten. Çözüm sürecinin altyapısı da bu şekilde oluşmuş oldu.

Selam eylemi ile PKK’ya “Bizim Adımıza Kan Dökme ve Silah Bırak” çağrısı yapacaktık.2011 yılında, 2013 yılı içerisinde yapacağımız bir eylem listesi de yayınlamıştık. Gazetelerde de haber olmuştu.


1 - “Anadolu Barışı; Benim Adıma Kan Dökme ve Silah Bırak, Barış Otobüsü”, Hepimiz; Türküz,Kürdüz,Çerkeziz,Lazız… hepimiz Anadoluyuz… eylemi.

2 - Okuluma ve Öğretmenime Sahip Çıkıyorum anlayışı ile PKK’nın eğitim boykotuna katılmama eylemleri.

3 - İrademiz Meclis (TBMM)’dir, İrademiz KCK/PKK/İmralı Değildir Eylemleri.

4 - Demokratik Özerklik denen diktatör Baas Rejimine Karşıyız eylemleri.

5 - Anaların Yürüyüşü Eylemleri, Çocukları örgütün dağ kadrosunda olan anaların yürüyüşleri.

6 - Yakınları PKK dağ kadrosunda olanların, PKK’ya silah bıraktırmak için yapacağı eylemler.

7 - Anadolu Barışı Kurultayı’nın oluşturulması. ABK’nın, Türkiye’deki bütün toplum kesimlerinden oluşan bir yapıya kavuşturularak, PKK’ya silah bıraktırmak için çalışmasının sağlanması.

Bu eylemleri, Türkiyeleşme eylemlerini, destek bulamadığımız için yapamamıştık. Çünkü PKK korkusu vardı.

Doksanlı yıllardan beri yaptığım bu mücadeleyi, Türkiyeleşme adımları olarak yapmaya çalıştım.

Bugün anaların sayesinde cesur bir çoğunluk sağlanmak üzeredir. Analar zamanı geldiğinde Kandil’e de yürüyecek. PKK kamplarını basıp çocuklarını alıp gelecek.

Kürt halkının PKK’ya karşı başlattığı en büyük isyan, anaların eylemidir. Asıl Kürt isyanı da PKK’ya ve arkasındaki ABD gibi güçlere karşı yapılan isyandır.

***

Anaların eylemine doğru - Anaların Eylemi ve Beyaz Yürüyüş Projeleri süreci

Diyarbakır Anaları Eyleminin Fikri Altyapısı (2011), Anaların Eylemini, 20.09.2011'de, “PKK'ya Karşı Miting Hazırlığı, Galip İlhaner, "Çocuğu örgütte olan annelerin çocuğumu, kardeşimi, istiyorum ... " diyerek başlatmıştık. , https://haberler.com/pkk-ya-karsi-miting-hazirligi-3003710-haberi/ , 20 Eylül 2011

**

Diyarbakır Anaları Eyleminin Fikri Altyapısı (2012Galip İlhaner: "PKK, ancak Kürt Halkının baskısıyla, çocuğu örgütte olan anaların ya çocuğumu istiyorum ya da teslim olun çağrısıyla dağdan inebilir. Kürt Halkı'nın barışçıl iradesi PKK'yı dağdan indirebilir.", ), https://ensonhaber.com/ic-haber/kurtler-pkkya-one-minute-diyecek-2012-02-27 , 7 Şubat 2012

**

2013 yılını barış yılı ilan etmiştik (2012), Galip İlhaner, "2013 yılını 'Anadolu Türkiye Barışı yılı' olarak ilan ediyoruz.” , https://www.mynet.com/selam-anadolu-hareketi-lideri-ilhaner-180100208573 , 7 Mayıs 2012

**

Beyaz Yürüyüş Eyleminin Fikri Altyapısı (2012), Barış Otobüsü Çanakkale'den Van'a yolculuk edecek... , Beyaz Yürüyüş'ü; 24 Kasım 2012'de, Selam Anadolu Hareketi tarafından; “Anadolu Barışı; Benim Adıma Kan Dökme ve Silah Bırak, Barış Otobüsü” seferi düzenlenecek diyerek başlatmıştık.,https://www.istanbulgercegi.com/selam-anadolu-hareketinden-baris-otobusu_35113.html”, 24 Kasım 2012

***

Cemil Bayık’ın CHP ve İYİ Parti’ye selamları var

PKK'lı Cemil Bayık, "Erdoğan ve Bahçeli'nin siyasetine yardımcı olmayın. Türkiye'de iktidar CHP ve İYİ Parti olsun"diyor.

PKK yöneticisi Bayık, CHP ve İYİ Parti’ye konum belirliyor. Onlara akıl veriyor. CHP ve İYİ Parti yöneticilerinden hiçbir bir ses yok.

PKK, CHP ve İYİ Parti’ye danışmanlık yapıyor adeta. CHP ve İYİ Parti de bu danışmanlık hizmetinden memnun görünüyor.

PKK, CHP’nin 13. ve 14. Katına rakip olmuş durumda.

*

Bağımsız yargıya mı müdahale edeceksiniz Kemal Bey?

Bu konuşmayı Cemil Bayık bile yapmaya utanır.

Kemal KılıçdaroğluVAN’da yaptığı konuşmada, "Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını istiyorsanız, Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını istiyorsanız, bize katılacaksınız." dedi.

Hukuka baskı yaparak mı bunu yapacaksınız?Yargı bağımsız değil mi Kemal Bey?

Bunun, “PKK devleti kurmak istiyorsanız, bize katılacaksınız.” Demekten ne farkı var?

SorosçuOsman Kavala GEZİ isyanıyla, PKK’lı Selahattin Demirtaş da Kobani isyanıyla memleketi Suriye’ye çevirecekti.

İç savaş çıkaranlar ödüllendirilir mi?Suçluya suç işleme özgürlüğü verilir mi Kemal bey?

Ülkücü olduğunu iddia eden Mansur Yavaş da PKK’lı Selahattin Demirtaş’ı istiyoruz diyenlere,“İnşallah” diyor.

Millet İttifakı bu şekilde memleketi yönetirse, milleti-memleketi bir arada tutabilir mi? Türkiye’nin birlik ve beraberliğini koruyabilir mi?

Ne diyelim? ALLAH hem akıl fikir versin hem de ıslah eylesin!...