Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.88
Gram Altın
2427.87
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Divan şairleri Rusları anlatıyor

Bir büyük şeytan gelip verdi fesâda âlemi

Başladı harb-i umûmî Rus ile Ukrayna’da

(Ahmed)

İnsan oluş maceramızın başlangıç noktası dildir. İnsanlığın ruh dünyasını incelemede psikoloji söz sahibi olduğu gibi, bizim insani kimliğimizde de son sözü söyleyen şüphesiz dilimizdir. Günay Hoca’nın ifadesiyle “Tarih ise, “şimdi” ve “burada” bulunmayanları, şimdiye ve buraya, başka bir değişle, içinde yaşadığımız zaman ve mekan dilimine getirebilme imkanıdır. Tarih ilminin en vefalı dostu ve edebiyat ilminin evladı divan şiiridir. Divan şairleri tarihi hadiselere bigâne kalmamış, yazdıkları şiirler ve düşürdükleri tarihî beyitlerle maziyi farklı bir veçheden okumamıza imkan sağlamışlardır. Tarihin zaman şimendiferine binip küçük bir seyahate çıktığımız zaman Osmanlı Devleti’nin, Coğrafî Keşifler, Sömürgecilik, Rönesans, Reform, Fransız İhtilâli gibi adımlarla ilerleyen ve güçlenen batı dünyasına mukabil bir gerileme sürecine girdiğini müşahede ederiz. Daha sonra tarih, Çar Deli Petro’nun çabaları ile bir devletin daha ön plana çıktığını bize haber verir: Rusya... “Yenile yenile yenmeyi öğreneceğiz” sözü Çar Deli Petro’ya aittir ve Ali Emîrî Efendi bir şiirinde Petro’nun bu gayretinin arkasında nelerin olduğunu ve Rusya’nın tarih sahnesinde söz sahibi olmaya başlama sebebini sorgular: Kim verdi serserî Deli Petro’ya gayreti / Geldi zuhûra sâha-i vüs’atte Rûsya.

Kuzeyde buzların, güneyde Osmanlı saltanatının arasında sıkışmış bir devlet olan Rusya, Petro’nun sıcak denizlere inme politikası ile ilk önce Kırım’ı ilhak eder. Eşref Paşa Rusların, Kırım’ı almak için yapmış olduğu bir seferi ve sonrasında uğradığı hezimeti şiirinde şöyle anlatır:

Oldu Moskov kırımı Gözleve gavgasında,
Nice Rûsiyye, Kırım semtine asker yürüdür
Pençe-i savleti, serdâr-ı cihan-sâlârın;
Pây-i tahtında dahî imparatoru çürüdür

Yani Kırım Muharebesi’nde, Rus kırımı meydana geldi. Kırım semtine Rusya asker nasıl yürütürmüş, cezasını görsün. Cihan Padişahının Serdarı’nın (Ömer Lütfi Paşa) kuvvetli pençesi, Rus Çarını payitahtında dahi öldürdü, der. Mirzazâde Sâlim ise Rus ordusunun psikolojisini yansıtır bir şiirinde. Der ki; Rusya, senin kılıcının korkusundan yerlere girse yeridir. Yeryüzü Moskof başına dar ve karanlık oldu: Yerlere girse sezâ haşyet-i şemşîrinden / Teng ü târ oldu ser-i Moskov’a rûy-ı gabrâ

Rezmî, 1711 yılında yapılan Prut Savaşı için tarih düşürür. Bu savaşta Deli Petro bataklıklara sıkıştırılır ve sinir krizi geçirir. Eğer bu savaşta Ruslarla anlaşma yapılmamış ve Ruslar tamamen imha edilmiş olsaydı Moskova’da belki bugün Türk bayrağı dalgalanıyor olabilirdi. Aşağıdaki tarihî beyitte Rezmî, Sultan III. Ahmed’in keskin kılıcının Prut Savaşında Moskofların can damarını kestiğini dile getirmektedir: Gûş idince fethini Rezmî, dedim târîhini / Kesti ırkın, Moskov’un; keskîn seyf-i Ahmedî (1123)

Osmanlı Devleti’ni hasta adam olarak ilân edip yıkılma sürecini hızlandıran ve 80 sene Orta Asya ve Kafkaslardaki kardeşlerimize zulmeden Ruslar, aynı zamanda Balkan Savaşları’nın da aktörlerinden değil midir? İşte Rusların kadını ile erkeği ile hain bir karaktere sahip olduklarını Nâbî şu şekilde ifade eder:

Hâin olur Urus’un merd ü zeni
Kapu ardında kurarlar düzeni.

Bugünlerde Rusya, Ukrayna gibi güç bakımından kendilerinin yarısı kadar bile etmeyen bir millete saldırarak yine haince planlar kurmaktadır. Günümüz şairlerinden Ahmed Tanyıldız Hoca ise düşürmüş olduğu bir tarihle geçmişte olduğu gibi bugün de mazlumların Moskof yüzünden matem tuttuklarını ve Büyük Şeytan’ın âlemi fesada vermesi ile Ukrayna-Rus Savaşı’nın başladığını dile getirmiştir:

Yükselir mazlumların her bir ucundan mâtemi

Şekl-i fersûdendir ey dünyâ göründü aynada

Bir büyük şeytan gelip verdi fesâda âlemi

Başladı harb-i umûmî Rus ile Ukrayna’da.