Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
28 Eylül 2013

Disiplinler Arasında Sıkışan Hastalar

Semih 7 yaşında hayatının baharında bir anne kuzusu.144 gün önce bir sabah uykuda iken sağ tarafından kasılmalı bir nöbet geçiriyor.Anne baba panik içerisinde derhal yakındaki bir hastanemizin acil servisine biricik evlatlarını götürüyor.Çocuğumuza ilk müdahale o saatte görevli meslektaşımız tarafından yapılıyor .Semih kendine geliyor anne baba sevinç gözyaşları içerisinde evlerine dönüyor.Hayat kaldığı yerden devam ediyor .Dört gün sonra aynı saatte Semih tekrar bir nöbet geçiriyor.Bu kez nöbet daha ağır ve başka bir meslektaşımız haklı olarak çeşitli tetkiklerle Semihimizi daha detaylı değerlendirerek bir şey bulamadığını söyleyerek aileyi ikinci kez rahatlatıyor.

Küçük Semihte üçüncü nöbet yine sabah uykusunda ve aynı saatte olunca anne ve babanın yakınları duruma müdahale ediyor. Semih cinci tabir edilen bir hoca(I) ya götürülüyor. Baba hocanın kalp gözünün açık olduğunu ve her şeyi bildiğini ve çocuklarını tedavi edeceğine de inandırılıyor. Sonuç fiyasko .Arayışlar devam ederken bir yakınının önerisi ile profesör ünvanlı bir hocamızın takibinde ilaç kullanmaya başlıyor.Semihin annesi profesörümüzün hastalıkla tetkik ve tedavilerle ilgili bilgilendirme yapmaması ve ücretleri karşılayacak durumda olmamaları nedeni ile başka bir meslektaşımızın tedavisi altına giriyor.

Bir aylık tedavi sürecinde nöbetlerde kısmi gerileme olmasına rağmen cinci hocanın tavsiyesi ile ilacları kesiliyor.Nöbetler sıklaştığı için çocuk bana getiriliyor.Tedavi protokolünü oluşturarak takip altına alıyoruz Semihiu2026

Benzer hastalıklar ve hastalarla sizlerde karşılaşabilirsiniz.Ben hemen her gün karşılaşıyorum.Semih gibi yüzlerce binlerce hasta her gün bir o yana bir bu yana şifa peşinde koşuşturuyor.Halk arasında doktoruna düşme tabiri geçerli bir söz.Hekimlik mesleği giderek sanat yönünü kaybetmekte.Branşlaşmalar ve branşlar arasındaki ayırım adeta giderek çözümsüzlük üretir olmuş .Basit bir bel ağrısına beyin cerrahisi operasyonel bakarken fizik tedavi ortopedi nöroloji hatta algoloji dahiliye gibi branşlarda farklı yaklaşımlar mümkün olabiliyor.Hastanın yakınmaları ile ilgili ilk müracaat yeri neresi olmalı? Hasta sorununun çözümü için nereden başlamalı ve hangi basamakları nasıl dizayn etmeli gibi onlarca kafa karıştırıcı sorunun cevabını verecek bir kapı yok. Hastaları branşlara dağıtmada ilk kapılara triaj deniliyor..Triajlar üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmede yetersiz kalabilir.

Kalp damar felç kanser gibi daha ciddi hastalıklarda ise tam bir kavram kargaşası ile karşı karşıyayız. Hastayı sahiplenecek kurumlarımız alt donanımları ile yeterli gibi olsalar da çare ve çözüm konusunda sorunlar malumumuz.Sağlığı ticarileştiren kurumsal ve kurumsal olmayan odaklar da ayrı bir sorun olarak karşımızda.Hangisi doğru sorusunun hastalıklarda cevabı oldukça karışık.Hekimlerimizin taktıkları branş gözlüklerinin rengi çeşitlendikçe de doğruların sayısı artmakta.Halbuki biz doğruyu iki nokta arasındaki çizgi olarak biliyoruz.

Son yıllarda batıdan kaynaklı aşırı branşlaşmaların şifa bulmada katkıları tartışılıyor.Bu disiplinlerle takınılan gözlükler hastaya bakışımızı bütüncül olmaktan çıkardı.Her disipline mensup hekimimiz hastalara dar açı ile baktığından olsa gerek önerilen tahliller tetkikler ve tedaviler açısından oluşan kaostan hastalarımız ortada kalmaya sahiplenilmemeye hatta zarar görmeye başladı.Tedavilerdeki isabet oranlarında meydana gelen düşme nedeni ile şifa bulmakta geciken hastalarımızın alternatif arayışlarından birileri malı götürme peşinde. İnternet görüntülü yazılı ve sosyal medyamız ise adeta mayınlarla döşenmiş.Çare çözüm için müracaat edenler bu arenaya sağlam girip hastalanmış olarak çıkabiliyor.

Sağlık bilincimiz geliştikçe benzer sorunlara karşı hata payında azalma olduğu bir gerçek. O halde neme lazımcı bir politika ile bana bir şey olmaz kolaycılığına kaçmak yerine her birey kendi üzerine düşeni yapmalıdır diyorum. Bu günden tezi yok.Satınaldığımız gıdaların muhakkak etiketini incelemeyi prensip haline getirelim.Ağzımızdan girenleri kontol edelim.Tuz şeker ve beyaz unlu gıdaları sofralarımızda yok edemiyorsak bile aramıza mesafe koyalım. Aman dikkat sevgili okurlar.Mayınlar sizinde kolunuzu bacağınızı kopartmasın. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım diyorsak sağlığımızı daha çok koruyup kollayalım diyorum.Sağlık ve mutluluk dileklerimleu2026