Dış politika ve enerji
Dış politika, bir devletin diğer devletlere karşı hak ve menfaatlerini korumak için yürüttüğü faaliyetlerin tümüdür. Zira ‘’politika’’ denildiğinde amaçlı bir faaliyetten söz edildiğini hemen anlarız.
Ancak belirlenen amaca ulaşmak için takip edilecek yol ve
yöntemler, kullanılacak araç ve gereçler devlet yönetimini ve liderliğini
ilgilendirir. Toplumlar, geçmiş ile gelecek hayali arasında sürekli bir hareket
hâlindedir.
Bu nedenle söz konusu ‘’harekete’’
kimin liderlik edeceği büyük bir önem taşır. Çünkü vizyon sahibi bir lider,
topluma pozitif enerji ile geleceğe ilişkin istikamet çizer, umut ve güven
verir. Belirsizliğin hâkim olduğu ve ‘’anlam krizinin’’ yaşandığı böylesi geçiş
dönemlerinde bir ülke için en gerekli şey doğru liderliktir.
Ancak dünyadaki bütün liderler, büyük bir zaman ve imkân
baskısı altında çalışırlar. Bazen liderler, karar anında sonucu kesin bilmese
de sezgilerine dayanarak karar vermek zorunda kalabilirler. Bu konuda Henry
Kissinger: ‘’Bir lider için risk
yönetimi analitik beceri kadar önemlidir’’ der.
Dünyada hiçbir lider, sınırsız bir zamana ve imkâna sahip
değildir. Ancak stratejik düşünebilen vizyon sahibi liderler, riskleri doğru
analiz eder ve kısıtlı imkânlardan büyük işler çıkartır.
Türkiye’nin son 20 yılda savunmadan, sağlığa, ulaşımdan ENERJİ alanına kadar gerçekleştirdiği
projeler vizyon sahibi siyasi liderlik sayesinde olmuştur. Akıl ve vicdan
sahibi bazı muhalifler bile ‘’Adam
yapıyor kardeşim’’ diyerek bu hakkı teslim eder.
Bir ülke hangi alanda adım atmak isterse istesin ilk
ihtiyaç duyduğu şey ENERJİDİR. Zira insan
ve bilginin, ticari tarımın taşınması, kitlesel üretim yapan sanayi
faaliyetlerinin gelişmesi tamamen ısı ve itici güç sağlayacak ENERJİNİN elde edilmesine bağlıdır.
Ancak bunun da yolu, ya satın alacaksınız ya da kendi
kaynaklarınızdan elde edeceksiniz. Ne kadar ENERJİ satın almak zorundaysanız o kadar dışa bağımlısınızdır. Enerji de dışa bağımlıysanız hem ekonomik
maliyetiniz yüksek hem de Dış
Politikanızda hareket kabiliyetiniz sınırlıdır.
Bunun tersi de ne kadar kendi kaynaklarınızdan ENERJİ elde ederseniz o kadar
bağımsızlığınız artar. Ekonomik olarak hem cari açığınızın azalmasına hem de
Dış Politikanızda hareket kabiliyetiniz genişler.
Günümüzde ENERJİ dünyanın
ekonomik, iç ve dış politikayı hatta
kültürel atmosferini ciddi manada etkileyen temel bir ihtiyaç olmuştur. Bu
bağlamda Karadeniz’de çıkartılan ENERJİ topluma
maddi ve manevi anlamda büyük bir sinerji
yaratmıştır.
Bütün bu gelişmeler Türkiye’nin büyük devlet olma özgüvenini
yeniden kazandığını göstermektedir. Karadeniz’de çıkartılan ENERJİNİN sadece faturalarımıza değil, iç ve dış Politikamıza da olumlu
yansımaları olacaktır.
Ancak Türkiye’nin kendi potansiyeline erişmesi için, 14
Mayıs’ta bir kazaya uğramaması için herkes elinden ne geliyorsa yapmalıdır. Zira her zaman vurguladığımız gibi mesele
ciddi ve derindir.