Dolar (USD)
35.16
Euro (EUR)
36.59
Gram Altın
2958.42
BIST 100
9916.22
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Diş gıcırdaması!

Galiba insanı en huzursuz ve asi yapan seslerden biridir. Bu diş gıcırdamasının tıp ilminde bilhassa diş hekimliği alanında mutlaka bir tanım aralığı, hastalık ise tedavi safhaları vardır. Bunu işin ehline bırakalım. İlmî-irfanî malumatlarına eyvallah deyip yolumuza devam edelim.

Cemiyet hayatında veya bireysel yaşam alanlarımızda bu gıcırdamanın bizleri sürekli huzursuz ettiği görülür. Hatta farkında olmadan biz de çoğu zaman dişimizi gıcırdatarak başkalarının asabiliğini üzerimize çeker veya asabiliğimizi başkalarına aksederiz.

İnsanı asabileştiren çok çeşitli diş gıcırdaması vardır tahminimce.

Diş gıcırdamasının en sinir bozucu olanının matbuatta, bilhassa gazete köşelerinde olduğunu hatırlatmama gerek yok sanırım. Hele bu gıcırdatma muhalif bir ses ise, bilhassa ehliyetli olmadığı alansa bu sesin çıktığı yer, oradaki çirkin ve sinir bozucu rezonanslara tahammül bile edemezsiniz.

İşte buyurun size bir diş gıcırdatması: Mesela kadınların bile hemcinsiyle konuşmaktan ve/veya dile getirmekten imtina ettiği konuları, denetlenemeyen arzularının çöplüğünde nemalanan bu ses sahipleri dile getirirler. Çok feci bir diş gıcırtısıdır bu.

Denetlenemez arzuların esiri olan bu seslerin sahibi sadece kendi mahallelerindeki hayır hayır arzularının tatminindeki kadınların bir anda savunucusu olurlar. Sadece onları görür, onları yazar, onları konuşurlar. Hatta içlerindeki iktidar ateşlerini onların üzerinden harlarlar. Nefretlerini onların üzerinden kusarlar. Arzularının tatminini onları koruyormuş gibi yaparak yerine getirirler. Çıkardıkları bu kötü diş gıcırtısı onlara çok sesli enstrümantallerin hürriyetini savunur gibi gelir.

Bu sesi çıkaranların içlerindeki nefret ve çirkinlikler, öfke ve düşmanlıklar, haset ve kıskançlıklar, zaiflik ve muhaliflikler daha bilemediğimiz nice kötümser haller dişlerinin arasından kelimeler olarak ekrana yansır. Ardından kâğıdın beyazlığını kirletir. Matbuata düşünce bakamaz olursunuz ve asla duymak istemezsiniz bu gıcırtıyı.

Yılların paslı çivisi, hiç yağ değmemiş ve bütün dişlilerini kaybetmiş somunsuz ve başsız vidası, gönül kapısının kapalı kin kapısının ardına kadar açılmak istenen, ruhları sağır eden paslı menteşe gıcırtısı gibidir bu sesler.

Buyurun başka bir diş gıcırtısına daha... Erkekleşmiş kadınların ve kadınlaşmış erkeklerin sesleri de bunlardandır. Çünkü bunlar varlığın gerçekliğinden çok, yokluğun vehmini savunurlar. Olanı daha iyiye götürme yerine olmayanı elde etme muhaliyetinin iddiasını yaparlar. Fıtratlardaki çeşitliliğin gerçekliğini kabul etme yerine tek fıtratta eşitleme hamakatı yoluna giderler. Çok fena bir diş gıcırtısıdır bu. Babayı evladına düşman eder. Anayı evladının semtinden dur eder. Hatta bu fenalık, bu iddiada bulunanlara dünya ve ahiret sermayesi olarak yeter artar bile.

Buyurun başka bir diş gıcırtısına daha... Eller sıkılı, gözler yumulu ve kulaklar tıkalıdır bu diş gıcırtısına. Zannederim ki en zararlı olan, insana büyük bir huzursuzluk veren bu diş gıcırtısıdır. Bunun zararını en çok bu sesi çıkaranlar çeker. Çünkü zaman bu diş gıcırtısı sahiplerinin idrak kapanıklığını, duygu yetersizliğini ve ifade etme becerisini kaybettiğini aleme deklare eder. Alem de bu çirkinliğe lakayt kalmaz.

Yoksunluğun ve yeni oluşumun gerginliği birleşince gıcırdama daha trajik olur. Ne onlarla yapar ne de onlarsız. Artık bütün alemde yalnızdırlar bunlar yalnız. Ne gıcırdatacak diş ne de onu aleme deklare edecek bir becerileri kalır bu gıcırdamadan başka.

İnsan sinirinden gülebiliyor da bu diş gıcırtılarına bazen. Hele bir diş gıcırtısı var ki zurnanın son deliği gibi çok kötü bir mahiyettedir. Bunu anlatamadan edemeyeceğim efendim.

Bedenine hakim olamayanlar var. Bilhassa bedeninin yaşlanmasına ve yıpranmasına karşın her türlü haleti helal zannedip şebek gibi ekranda boy gösteren müdhike ve şöhret düşkünü sefiller ve cazgırlardır bunlar. Onların hayatı alkış, yaşam enerjileri de görünmektir. Lakin zaman onları da çıkardıkları bu gıcık gıcırtı sesinden derkenar eder. Cemiyetin gözünden düştükleri gibi gönlünden de düşerler. Lakin onlar bunu hiç hazmedemezler. İtibardan düşmenin hırçınlığıyla başlarlar etrafa saldırmaya. Her dudak açışları tiksindirici bir diş gıcırtısı olarak yansır aleme.

Diş gıcırtılarının tıbbi tedavilerini hekimlere ruhi tedavilerini de erenlere bırakalım isterseniz.