Direnişten Dirilişe!
Ezeli hakikatleri anlamaya direnmek, ebediyet ikliminde dirilmek demektir.
Diriliş ne kadar
dinamikse, direniş de bir o kadar dinamiktir.
Her iki hal zamanın
bilmediğimiz uçlarında başlar, bilemeyeceğimiz uçlarına kadar devam eder.
Direnişten mütevellit bir
diriliş, var olmanın gizemlerini çözme niyetidir.
Direnişteki değerler,
dirilişteki gelecekler demektir.
Bitkinin toprağın içinde,
hayvanın olması gereken yerde, insanın anne rahminde tohumunu çatlatmak için
verdiği her direniş bir yeniden diriliştir.
Hayatın hakikatine
ulaşmakta üzerimizdeki kalıntıların atılması için her direnme çabası yeniden
dirilişe atılan mukaddes adımlardır.
İnsan olma durumlarındaki
direniş insan kalma dirilişidir.
Varlığın merkezinde
yapılan bütün mukaddes direnişler orada kalmak için dirilişin manifestolarıdır.
Direnişin bu gerçekleri
idrak edildiğinde zihnimiz dirilişin muştusunu etrafa ilan eder.
Geleneğin direnişi
geleceğin dirilişidir.
Mesela inançlar zamana
direndikçe hakikatin dirilişini en aşikar bir şekilde ortaya koyarlar.
Kendileri kalmak için verdikleri her türlü direniş, başkaları olmamak için bir
sürekli diriliştir. Vahyin kaynağının kirlenmemesi için sarf ettikleri o
mukaddes direnişler vahyin tazeliğinin ve sürekli dirilişinin en takdirkâr
evreleridir.
Milletlerin yaratılıştan
kendilerine verilen hususiyetleri muhafaza etmedeki kutsal direnişleri insanlık
durdukça önünde hürmet edilecek en yüce diriliş erdemliliğidir.
Devletlerin tarih
sahnesindeki var olma mücadeleleri için sarf ettikleri onca direnme halleri
diriliş haritasındaki konumlarını muhafazadaki en kutsal yolculuklarıdır.
Ailelerin var olma
mücadelelerindeki sevgi ve şefkat merkezli direnişleri hikmetli ve adaletli
dirilişlerinin önündeki engelleri kaldırma gayretleridir.
Türlerin yaratılıştan
genetiklerine yerleştirilen farklılıklarını korumadaki samimi direnişleri
kendileri kalmadaki sürekli dirilişleridir.
İnsanın bedenindeki her
azanın kendi kalması için verdiği o mukaddes direniş hareketleri bütün azaların
beraber olmasının diriliş programıdır.
Zihin hareketliliğini
kaybetse duy(g)ular da rotalarını
şaşırsa direniş ve dirilişin kutsal yolculuğu zevale yol almaya başlar. İnsan
kainat peyzajında hiçbir şeyi fark etmeyerek yürüyen bir varlık dışındakilerse
peyzajın fark edilmeyen unsurları olur.
Her şeyin özeti ve mucize olan hayat sıradanlaşır.
Yaşamdaki direniş ve
dirilişin güzellikleri sıradanlaşır.
Varlığın farklılığının
direnişi olan tasvirler dirilişinin güzelliklerini ortaya koyan tarifler
sıradanlaşır.
Sonra hayat gibi mucize
olan ölüm de sıradanlaşır.
Ölümü anlamaya doğru olan
direniş faaliyetleri ve sonrası hayatın bir diriliş aşaması olduğunu idrak ediş
de sıradanlaşır.
Tam da aylardır salgın
hastalığa direnişin bir diriliş olma konumundaki yetersizliği ve ölümün
sıradanlaşması gibi.
Her direniş sorumluluğu, bize ait olan arızi bir
diriliştir.
Genetiğimize kodlanmış
programları açmadaki inatçı direnişin, onların işletiminden doğan neticelerde
iradenin sarfındaki aksiyonel dirilişin mesulü benliğimizdir.
Ney(l)e direnirsek ond(l)a
diriliriz.
İnşa edilen her diriliş
ancak direnişin beşiğinde büyür.
Direnişten dirilişe giden
medeniyet yolunun güzergahındaki kilometre taşlarında HAMMÜP yazar. Bunu doğru
okuyup anlayanlar direnişten dirilişe geçmenin sürekli keyfini yaşarlar.