Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Nisan 2020

Direnen ayakta kalacak

Tarihi günlerden geçiyoruz. Virüs salgını nedeniyle, insanlık hapis olmuş vaziyette. Can kaygısı, geçim derdi derken, karamsarlık ve umut arasında git geller yaşıyoruz adeta. Ne selam verebiliyoruz yürekten dostumuza, nede omuz omuza özgürce seyahat edebiliyoruz maalesef. Yüreklerde endişeli bir bekleyiş hâkim kısaca. Fakat durum şimdilik her ne kadar iç açıcı değilse de, bu iklimin ÇOK UZUN SÜRMEYECEĞİ kanaatinde olduğumu da belirtmek isterim. Çünkü devletimizin başından beri, bizlerin ise öncesine nazaran, işi artık daha ciddiye aldığı tartışılmaz. Bundan sonrası mı? Yapmamız gerekenler çok basit aslında. Evvela Devletimize güvenmek, uzmanların tavsiyelerine harfiyen uymak, korku ve panik atmosferinden çabucak çıkarak, psikolojimizi sağlam tutmak şeklinde sıralamak mümkün…

Peki, “Neler oluyor gerçekten, bu biyolojik bir silah mı, öyleyse arkasında kim yada kimler var” derseniz, emin olun bu hususta çok farklı teorilerin dolaştığını söyleyebilirim. Mesela insan nüfusunun azaltılmasından tutunda, dijital para ve vücuda çip takılıncaya kadar bir düzine senaryo mevcut. Hatta söz konusu mihrakların destekledikleri sektörlere bakarak, tüm manevi inanışları yok edip, paganizm kökenli yeni bir anlayış tasarladıklarını da, çok yerde okuduğumuz vaki. Covıt-19’, bu şekilde dünyanın çehresini 180 derece değiştirebilir mi…? Elbette çok değişik bir dönemi tetikleyeceği muhakkak. Ama bu haliyle; “BİR DENEME OLDUĞU VE İNSANLIĞIN İLERİDE DAHA TEHLİKELİLERİYLE KARŞILAŞABİLECEĞİ” fikri, kati surette göz ardı edilmemeli.

Tabi bu, Corınovirüs akabinde, her şeyin eski halinde devam edeceği manası taşımıyor şüphesiz. Bir kere İtalya, İspanya ve Fransa’daki siyasilerden gelen açıklamalar, AB’nin parçalanma sinyalleri verdiği iddialarını haklı çıkarır cinsten. Çin ve Rusya’nın, hem AB hem de NATO ülkelerine yaptığı yardımlar da, bir zamanların Marshall yardımlarını anımsatması açısından bir o kadar dikkat çekici. Bu noktada Sn. Erdoğan’ın; “Sanayileşme, ardından gelen teknoloji ve bilgi devrimleriyle şekillenen bugünkü dünyanın, nasıl bir geleceğe evirileceğini kestirmek şu anda zordur. Ancak küresel, ekonomik, siyasi ve sosyal düzende, köklü değişiklikler yaşanması muhtemel yeni bir döneme giriyoruz” sözlerinin, çok şey ifade ediği aşikâr.

***

“Küresel akıl” ile “Devlet aklı” arasındaki mücadele;

Küresel sermaye 1980’lerden itibaren aşama aşama, Batı Dünyasını terk etmeye başladı malumunuz. Gittiği durak, başta Çin olmak üzere Pasifik coğrafyası oldu. Lakin Yuan, bir türlü Doların yerini alamadı. Amerika için ise Doları ayakta tutmaktan başka bir seçenek kalmamıştı. Özetle bunun bir yansıması olarak, Küreselciler ile DOLAR İMPARATORLUĞU arasındaki gerilim had safhaya ulaştı. Diğer tarafta da küreselci güçlerin ihya ettiği Çin, hem dolar imparatorluğu, hem de kendisini ihya eden güçlerle mücadele içerisine girdi. Küreselci elitleri sorarsanız, Yuan ve Doları ezmek istedikleri zaten sır değil. Onların planları; tamamen kendi kontrollerinde olan ve BLOCKCHAİN tabanlı yeni bir kripto para düzeninden ibaret.

Anlayacağınız tüm bunlar olmasaydı; 1980’ler de çıkan bir kitapta, “Vuhan” ve “Virüs” kelimeleri beraber yazılmasaydı; her sene 70-80 milyar dolar bütçe ayıran IMF, 2020 için 1 trilyon dolar bütçe ayırmasaydı; 2010’da Rockfeller Vakfının, 2012’de Alman Robert Kock Enstitüsünün ve 2019’de Bill Gates Vakfının hazırladığı raporlar ne hikmetse BİRE BİR BUGÜNÜ ANLATMASAYDI, başka şeyler konuşabilirdik bu dem… Lakin geldiğimiz aşamada önümüzdeki resim Coronovirüs gibi dursa da, gerisinde BÜYÜK BİR SAVAŞLA karşı karşıya olduğumuz, kesinlikle bir komplo teorisi sayılmaz. Zira 96 ülkenin teslim olma pahasına, maruz kaldığı dar boğazdan kurtulmak için, IMF kapısında sıraya girmesi başka söze hacet bırakmıyor. Hal böyleyken her fırsatta “milleti sokağa çağıran” içimizdeki bazı kesimlerin, duyar kasarak bir anda “sokağa çıkma yasağı” istemesi oldukça ironik. Bu tavrının alenen IMF’yi adres göstermeleriyle ilişkisi var mıdır bilinmez ama bu cenderede, DİRENENİN AYAKTA KALACAĞINI BİLMEMELERİ İMKÂNSIZ.