Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Aralık 2024

​Diplomasi Kokan Başkentin İncisi

Cumhuriyetimizin ilk yıllarından günümüze dek birçok medeniyetin ve anının tanığı olan Ankara Palas, yalnızca bir bina değil, aynı zamanda Türkiye’nin diplomasi, sanat ve kültür tarihine damga vurmuş bir semboldür. Mustafa Kemal Atatürk’ün sıkça bulunduğu, pek çok uluslararası toplantıya ev sahipliği yapan bu eşsiz mekân, yıllar boyunca Ankara’nın nabzını tutmuş, adeta bir zaman kapsülü olmuştur.

Cumhuriyetin ilk yıllarında modern Türkiye’nin uluslararası arenada kendini tanıtma çabalarının bir parçası olan Ankara Palas, o dönemde yabancı diplomatları ağırlamış, balolara ve resepsiyonlara sahne olmuştur. Atatürk’ün liderliğinde gerçekleşen bu etkinlikler, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş yüzünü dünyaya göstermesini sağlamıştır.

Ancak tarih yalnızca geçmişin yansıması değildir; aynı zamanda bugünle buluşan bir sürekliliktir. Ankara Palas’ın, yıllar içinde farklı amaçlarla kullanıldığına tanıklık ettik. Sanayi Bakanlığı’na bağlı birimlerin faaliyetlerinden, Kültür ve Turizm Bakanlığı etkinliklerine kadar birçok görev üstlenen bu yapı, bir dönemin simgesi olmaktan çıkıp, her dönem yenilenen bir işlev kazandı. Bugün ise, Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Başkanlığı tarafından yürütülen restorasyon çalışmaları sonucunda, Ankara Palas bir müze kimliğiyle yeniden hayat bulmuş durumda.

Restorasyonun ardından başlayan etkinlikler, Ankara Palas’ın kültürel ve akademik bir merkez haline geldiğini müjdeliyor. Geçtiğimiz ay, Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız’ın söyleşi yöneticiliğinde Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Ünal’ın katılımıyla başlayan konferans serisi, Ankara Palas’ın tarihini detaylarıyla ele alan bir programla hafızaları tazeledi. Daha sonra Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Bostancı, Topkapı Sarayı Başkanı İlhan Kocaman’ın yönetiminde bizlere tarihi ve akademik bir yolculuk yaşattı. Son olarak 9 Aralık’ta, Ankara Palas’ın hemen yanı başındaki Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan’ın “Ankara Palas’a Yolu Düşenler” başlıklı konferansının söyleşi yöneticisi ise Milli Saraylar Başkanlığı Anadolu Müzeleri Daire Başkanı Mert Tepekıran oldu. Türkiye Yazarlar Birliği’nin de Genel Başkanlığı görevini ifa eden Rektör Arıcan sohbetinde bu köklü yapının hayatına dokunan kişileri gözler önüne serdi.

Bu programlar, sadece birer akademik etkinlik olmanın ötesinde, Ankara’nın kültür ve sanat hayatına taze bir nefes katıyor. Akademisyenlerden sanatçılara, siyasetçilerden yazar ve şairlere kadar geniş bir katılımın olduğu bu buluşmalar, Ankara Palas’ın hâlâ toplumsal hayatımızın merkezi bir noktası olduğunu gösteriyor. Bu buluşmalarda emeği geçen Milli Saraylar Başkanlığı’nın isimsizlerinin özverisi de unutulmamalıdır.

Ankara Palas, bir bina olmanın ötesinde bir ruhu temsil ediyor: Türkiye’nin tarihindeki köklü değişimlere tanıklık eden, her dönemde farklı bir hikâye anlatan bir ruh. Bugün müze kimliğiyle bu hikâyeyi yeniden yazarken, Ankara’nın hafızasına bir kez daha ışık tutuyor. Bu eşsiz mekânı tekrar kültür hayatımıza kazandıranları içtenlikle kutluyor, bu köklü tarihin içinde bir yer edinmiş olmanın ayrıcalığını hissediyoruz.

Tarih bir kez daha konuşuyor; bu kez Ankara Palas'ta... Ve bizler, bu tarihin bir parçası olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.