Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.50
Gram Altın
2951.99
BIST 100
9884.4
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Mart 2024

'Diploma geride kaldı'

Kısa süre önce Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, yaptığı bir konuşmada “Dünyada donanımın sadece diplomayla ölçüldüğü dönemler çok geride kaldı. Artık bireysel birikimler, kabiliyetler, beceriler çok daha önemli hale geldi” dedi (bk 08 Mart 2024, https://twitter.com/iletisim/status/1766116592167911533). Bu tespiti eğitimde -özellikle üniversite sisteminde- ciddi reform yapılmasının ihtiyaç olduğunu göstermektedir.

Eğitimde reform konusunu birçok yazımda değerlendirmiştim. Okuyucularımın önceki yazılarımı da okumalarını öneririm. Bunu, ben ve aklı eren birçok kimse yıllardır dile getiriyor ama ne MEB’e ne YÖK ne ÖSYM ve ne de üniversitelerden somut bir adım görmüyoruz.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın bu açıklamasından sonra yüksek öğretimde reform konusunu değerlendirdiğim “Üniversite Reformundan Kaçınılamaz” başlıklı yazımı tekrar sizlerle paylaşacağım:

YÖK’ün internet adresinden (https://istatistik.yok.gov.tr/) Yükseköğretim ile ilgili tüm istatistiklere erişmek mümkün. Buradan aldığım bazı istatistikleri sizlerle paylaşayım:

Öğrenci sayısı

2022-2023 eğitim öğretim yılında 208 yükseköğretim kurumunda toplam 6.950.142 öğrencinin 6.204.078’i devlet üniversitelerinde, 735.433’ü vakıf üniversitelerinde, 10.631’i vakıf meslek yüksekokullarında öğrenim görmüş.

Zaten eleme ve yönlendir olmadığından 7 milyon genç üniversitelerde bir umut diye bulunuyor. Milyonlarca veli katlandığı fedakârlık, devletin yüklendiği ekonomik yük hep bu gençler için. Beklentiler karşılanabiliyor mu? Bir akademisyen olarak emin değilim!

2021-2022 akademik yılında yükseköğretim kurumlarından mezun olan sayısı toplam 903.673 kişi olarak belirlendi. Her yıl sisteme dahil edilen 1 milyon öğrenciyi istihdam edecek ekonomimiz maalesef yok. Bunu yıllar önce de yazmıştım. Bu ekonomik büyüklükte maalesef mezunların önemli kısmının işsiz kalması mukadder.

Akademisyen sayısı

2022-2023 eğitim öğretim yılında toplam 184.566 öğretim elemanının 154.981’i devlet üniversitelerinde, 29.338’i vakıf üniversitelerinde, 247’si vakıf meslek yüksekokullarında bulunuyor.

Öğretim elemanlarının 34.280’i profesör, 22.462’si doçent, 44.216’sı doktor öğretim üyesi, 37.039’u öğretim görevlisi ve 46.569'u araştırma görevlisi olarak görev yapıyor.

Akademisyen yetiştirme sisteminin reforme edilmesi şart. Derhal üniversite dışında akademik unvan alınmasına ve kullanılmasına son verilmeli. Bir de akademisyenlerin özlük hakları konusunda düzenleme yapılmalı.

Öneri

Üniversitelerle ilgili olarak AK Parti 2002 Se çim beyannamesinde “Üniversitelerde köklü bir reforma ihtiyaç vardır” ifadesine yer verilmişti. Bunu günümüzde de önemli bulmaktayım. Yükseköğretimde yapılacaklar ise özetle şu şekilde önerilmekte:

-YÖK’ün, üniversiteler arasında koordinasyon sağlayan, standartlar belirleyen bir yapıya kavuşturulması;

-Üniversiteler idari ve akademik özerkliğin güçlendirilmesi; demokratik bir ortam özgür bir foruma dönüştürülmesi,

-Öğretim elemanı, fiziki altyapı, dokümantasyon ve donanım ihtiyacının karşılanması;

-Akademik yöneticinin seçimle işbaşına gelmesi;

-Meslek yüksekokulları, üniversite bünyeleri dışında, ara insan gücü yetiştirecek bir şekilde ayrı bir grupta toplanması...

Bu önerler için bize eyvallah demek düşer! Galiba en büyük reform fabrika ayarlarına dönmek. Formunu korumak için reform şart.

Son söz: Bu at bu arabayı çekmez.