Dinsizler densizler
Değerli okurlarım dini ladini bilimsel ve filmsel önemli önemsiz toplumu ilgilendiren veya ilgilendirmeyen tüm meselelerde bir lakaytlık densizlik hatta dinsizlik ve laçkalık olduğunu görünce ister istemez insanın aklına bu kadar savrulmanın sebebi ne olur sorusu geliyor.
Gerçekten merak edilecek ve
sebebi araştırılacak bir konu bu.
Tüm engelleme alavere
dalaverelere rağmen toplumun büyük bir kesimi 28 Mayısta dünyanın gözü önünde
yaptığı bir seçimle, Ülkemizi 5 yıl daha idare etmesi için Erdoğan’ı bir kez
daha seçti ve gitti gidecek dedikleri Erdoğan’a bir dönem daha fırsat verdi.
Seçimlere katılma oranı ne batı
ülkeleri gibi ne de az gelişmiş doğu ülkeleri gibi cılız ve düşük değildi.
Ağlayanlar zırlayanlar zıvanadan
çıkarak ağzından çıkanı kulağı duymadığı için zırvalayanlar ve daha neleri
neleri bizzat yaşadık ve gördük ki, toplumun terazisi bana göre bu kez de doğru
tartarak karşı cephenin silahşörlerine oturun oturduğunuz yerde diyerek zılgıtı
çekti ama bir kısım ar damarı çatlamış zevat hala durumdan vazife çıkarma
peşinde.
Din düşmanlığı, bu güruhun
kimyasını bozduğu için cami duvarına bevl edecek kadarda ileri gidip toplumun
temel taşı olan din mayasına tosladığı için kendileri çalıp kendilerinin
oynadığının bile farkında değiller.
Behey gafiller bu necip milleti
ecnebiler, Müslüman olarak tanımış ve Türk demek Müslüman demek olarak
tescillendirmiş.
Bu ak pak birlikteliği söküp atma
şansınızın olmadığını anlayın da ileri geri atıp tutmaktan bari vazgeçin
diyeceğim ama nerede o akıl nerede o feraset.
Sosyal medyada atıp tutarak
devşirdiğiniz bir avuç insan müsveddesinin gazına gelerek daha fazla küfrünüzü
açık etmeyin.
Bu millet sizin kökünüzü
kömecinizi bildiği için zaten baştan tavrını koyarak zırvalarınıza itibar dahi
etmiyor.
Kendiniz çalıp kendiniz oynuyor
körler sağırlar birbirlerini ağırlar kabili bir açmazın içinde debelenip duruyorsunuz.
Yazık oluyor, suretinize bakarak
sizi adam sananların bir bir gözünden düşüyorsunuz.
Sanatçı, gazeteci, oyuncu hatta
bilim insanı sandıkları bir sürü insan müsveddesinin bu sıfatlara layık olmak
şöyle dursun insanın en önemli nişanesi olan samimiyetten bile yoksun
olduklarını görenlerin saygı duymalarını beklemekten geç, düştükleri gayya
çukurundan dolayı acınası hallerinden ibret almaya çalışıyorlar.
Toplumun dini ile diyaneti ile
savaşarak kazanım elde etmenin mümkün olmadığından bile bihaber, bu güruh
sadece dinsizlikle değil aynı zamanda densizlikle de yaftalanıyor.
İleri gitmeye gerek yok, sosyal
medyada Gazze’deki insani kıyımla ilgili paylaşım yapanlara bir göz attığımızda
demek istediğim şey hemen anlaşılır.
Aynı şekilde dinimizle ilgili bir
konuda paylaşım yapan sözde dindar ama özde ladini ve dinde yaya imanda piyade
bir paylaşıma mal bulmuş mağribici gibi yapışan embesilleri görmekte başka bir
boyut.
Özellikle Erdoğan düşmanlarını bu
iki konuda yapılan yorumlar ve paylaşımlardan hemen anlamak mümkün.
Erdoğan size ne yaptı da bu kadar
düşmanlıkta hadsiz hudutsuz oldunuz
Sırca köşklerinize mi saldırdı, bir
elinizin yağda bir elinizin balda olmasının önünü mü kesti yoksa kökünüze
kibrit suyu döktü de milletimizin haberi mi yok.
Ey dinsizler ve ey densizler
çatlasanız da patlasanız da Türkiye’mizi gerilere götüremeyeceksiniz.
Cumhuriyetimiz yeni bir yüzyılına
girdi. Artık cuntacılara laiklik adı altında dinsizlere ve şuculara buculara, ülkemizi
gerilere götürmek isteyen tüm gericilere müsaade etmek yok.
İçimizde pineklenmiş ayrılık
otları elbette zaman içerisinde eradike edilecek, gençlerimiz olanı biteni
bizlerden farklı okuyor.
Günü ve zamanı geldiğinde gençlerinden
ve kanlarındaki asaletten kaynaklanan cevabını verecek.
O gün Gazze’de kurulacak. İslam
milletinin üzerindeki ölü toprağı da kalkacak.
Müslümanları derin uykulara
daldırmış vahşi batı ve aveneleri kaçacak delik arayacaklar.
Üstadımızın zindandan Mehmet’ine
yazdığı uzun mektubun sonunda söylediği çok anlamlı sözleri ile makalemi
taçlandırmak istedim.
“Sevinin Mehmedim başlar
yüksekte, Ölsek de sevinin eve dönsek de, Sanma bu tekerlek kalır yüksekte, Yarın
elbet bizim elbet bizimdir, Gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir”
Değerli dostlar bilimsel yaftalı
cehalete karşı dik ve diri duralım, aynalara bakarak eğik taraflarımızı
düzeltelim ve her ne yapıyorsak kendimizden başlayarak düzeltmeye çalışalım.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.