Dinsizin Dini
23 Nisan 1920 Cuma günü, dualarla, Buharilerle, hatimlerle ülkemizdeki emperyalist işgali sonlandırmak için açılan Büyük Millet Meclisine, 23 Nisan 2021 yine bir Cuma günü, dört bir yanından kuşatmayı yarmak için aynı ruh ve manevi inançla birlik ve beraberliğine göz dikenlere kuvvetli bir mesaj verme görevi düşüyor.
Her 23 Nisan coşkusunun ardından, Türk siyasetinin elini
kolunu bağlamak amacıyla 24 Nisan’da ABD Başkanı, sözde Ermeni tehciri hakkında
büyük felaket mi, yoksa soykırım mı kelimesini kullandığı konusu oturtuldu
gündemimize. Bu yıl Biden’in yıllarca milletimizi tehdit ettiği iftirayı
dillendirerek bu kabusa da son vereceğine kesin gözüyle bakılıyor. Biden ne
derse desin günün sonunda Ermeniler ve çıkarları için Ermenileri kullananlar iftiralarından
dolayı Türkiye’den özür dilemek zorunda kalacaktır.
ABD, dünya siyasetine dolarla beslediği STK-düşünce
kuruluşlarının raporlarıyla şekil veriyor. Sözde insan hakları raporu, sözde
demokrasi raporu, sözde basın özgürlüğü raporu, sözde dini özgürlükler raporu….
Say say bitmez.
Her yıl Haziran ayında yayınlanan sözde Dini Özgürlükler
Raporu’nu Biden’in sözde soykırım kelimesini daha rahat kullanmasının önünü
açmak için 24 Nisan’ın hemen öncesinde yayınladılar. Bu raporda dini
özgürlükleri çiğneyen 14’ü kara listede toplam 26 ülke bulunuyor. Bu listeye
baktığımızda önümüzdeki yıllar ABD’nin hangi ülkelere düşman olarak muamele
yapacağını görebilirsiniz. ABD’nin raporunda dini özgürlük olmayan ülkeler (en
çok uğraşacağı ülkeler) malumunuz olduğu üzere, Çin, Rusya, Hindistan, İran,
Kuzey Kore, Pakistan, Suriye, Suudi Arabistan, Vietnam, Türkmenistan,
Tacikistan, Nijerya, Burma ve Eritre.
Bir de ABD’nin hasım muamelesi yapacağı ülkeler var bu
listede, dini özgürlüklerin katı olarak yasaklamayan ama yasakçılığa adım atmış
ülkeler. Bu listeye bu yıl Türkiye de koyuldu. Listede kimlerin olduğuna
baktığımızda Afganistan, Cezayir, Azerbaycan, Küba, Mısır, Endonezya, Irak,
Kazakistan, Malezya, Nikaregua, Özbekistan ve Türkiye.
Bu listede, tabiki yıllar yılı Müslümanlara ülkeye giriş
kısıtlaması getiren bir ABD yok. Kökleri İslam’a dayandığı varsayımıyla
zencilerin birer ikişer öldürüldüğü ABD yok. Ülkesinde 6 müslüman dışında diğer
dinlerden kimseye hayat hakkı tanımayan bir Ermenistan yok. Batı Trakya’da
Müslümanlara her türlü zulmü yapan bir Yunanistan, Filistinlilerin en doğal
hakkını çiğneyen ibadet mekanlarına saldıran bir İsrail yok. Yükselen İslam
düşmanlığına rağmen, Avrupa’dan veya Kuzey Amerika’dan hiçbir ülke yok. Afrika
ve Asya’da ABD emperyalizmine boyun eğen hiçbir ülke yok. Mesela Arakanlı
Müslümanlara soykırım yapan bir Myanmar bile yok. İşin Türkçesi bu listeyi
hazırlayan dinsizlerin dini ABD emperyalizmi. ABD emperyalizmine boyun eğenler
veya o tarafta olanlar dini özgürlüklere saygı gösteriyor, karşı taraf ise dini
özgürlükleri kısıtlıyor….
Tezatlarla dolu bu raporun 82 ve 83. Sayfaları Türkiye’ye
ayrılmış. Türkiye bölümüne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ayasofya’yı açmasından
rahatsızlıklarını dile getirerek başlıyorlar. Fatih’in emaneti Ayasofya’nın aslına
döndürülmesi bölücü ve düşmanca bir tavır imiş. Ardından Türkiye güya dini
azınlıkların mülklerini tahrip ediyor yalanını koymuşlar. Yunanistan’ı,
İsrail’i hatta hatta, Fransa’da bir camii inşaatına gösterilen tepkiyi es
geçerek. Cemevleri raporda yer almış. PKK’lılara lojistik destek sağlayan
Süryani Papazı bile hoş görmeliymişiz. FETÖ, terör örgütüyle mücadelede 292 bin
kişi hakkında işlem dini özgürlüklerle ilintiliymiş. Diyanet işleri Başkanı’nın
Kılıçlı hutbesi rahatsız etmiş efendileri. Filistinlileri katleden İsrail’e
karşı konulan tavır antisemitizmi körüklemiş. Cumhurbaşkanına hakaret de dini
özgürlüklerden sayılmalıymış. Diyanetin LGBTİ hakkında fetvası da dini
özgürlükleri kısıtlamış.
ABD, Türkiye’yi raporlarla köşeye sıkıştırmak ister de
Avrupa emperyalizmi durur mu. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi de, İstanbul
sözleşmesinden, HDP’lilerin ihanet serbestisine, Terörle mücadeleden duyulan
rahatsızlığa kadar bir dizi bahane ile Türkiye’yi demokrasiye davet etti.
Başa dönecek olursak, ABD ve Avrupa’nın taleplerinin
tamamını bizim muhalefet partilerinin dillendirmesi nasıl bir kuşatılmışlıkla
karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Üstüne üstlük bir de pandemi dolayısıyla
CHP’lilerin Atatürk anıtlarına çelenk koyamamasını 23 Nisan yasaklanıyor gibi
kahpece bir algıya dönüştürmek bu işin cabası. Türk milleti dün yasinlerler,
Fatihalarla, Buhariler, hatimlerle açtığı Millet Meclisi’nin kuruluş
yıldönümünü, bugün yine yasinlerle, Fatihalarla, dualarla kutlamasını bilir.
CHP içine çöreklenmiş Mustafa Suphi (komünist-la dini) (Kaftancıoğlu-İlgezdi)
artıklarının, kemalist kisvesiyle Mustafa Kemal (kurucu lider) büstlerini
kalkan yaparak, Peygamberimiz Muhammed Mustafa öğretisi geleneklerine saldırma
özgürlüğü istemeleri dış kaynaklı oyunun bir parçasıdır. Büste çelenk koyarsan
23 Nisan’ı kutlamış olursun, Cuma günü camide dua edersen Cumhuriyetin
nitelikleriyle çatışırsın söylemi, Dinsizin dini anlayışının tezahürüdür. Dini
para olan ABD’nin dini özgürlükler raporunda endişe ile karşıladığı fetih ruhunu
bu millet yaşatır. CHP’nin bu ruhla kavga için bahaneler üretmesi ABD ve AB
politikalarının sözcülüğünden başka bir şey değildir. Vesselam….