Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
2963.67
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Temmuz 2015

DİNSİZ PARTİ OLURMU?

Prof.Dr. Bilal SAMBURDin, ülkemiz siyasetinin olmazsa olmaz unsurlarındandır. Dinin tartışılmadığı, siyasi bir dönem, hemen hemen yok gibidir. Din ve siyasetin iç içe geçmiş olması, ülkemiz siyasetinde birçok tartışmanın ve konum alışın din etrafında oluşmasına yol açmaktadır. Siyasetçilerin, din merkezli olarak çoğu zaman tutumlarını meşrulaştırmaya çalışması, ülkemiz siyasi yapılarında var olan ciddi bir zafiyeti ve sığlığı göstermektedir.

Demokrat Parti'nin ezanı tekrar asli formu olan Arapçaya çevirmesi CHP tarafından şiddetle eleştirilmişti. İnönü, Demirel'i Said Nursi'nin halifesi olmakla suçlamıştı. Merhum Özal, uzun süre takunyalı diye aşağılanmıştı. Merhum Erbakan, eşinin başörtülü olması yüzünden 28 Şubat darbecileri tarafından birçok hakarete ve ahlaksızlığa maruz kalmıştı. Merhum Erbakan'ın patates dini ifadesi hale söylenmeye devam edilmektedir. Eski CHP genel sekreteri Önder Sav'ın hac ile ilgili sözleri ciddi eleştirilere neden olmuştu. Eski bir bakanın Kur'an hakkında sarf ettiği sözler, toplumda ciddi bir tepkiye neden olmuş ve malum kişinin hiçbir şekilde mazur gösterilemeyecek sözleri yüzünden Ak Parti ciddi eleştirilerle yüz yüze kalmıştı.

Siyasal hayatımızda dinin etrafında yapılan sayısız tartışma ve örnek mevcuttur. Dinin siyasal hayatta bu kadar gündeme gelmesinin nedeni, dinin toplum üzerindeki derin etkisidir. Başka bir ifade ile güçlü bir sosyal faktör olan din, siyaseti belirleyen merkezi belirleyiciliğe sahip bir dinamik durumundadır. Toplumsal olanın siyasal olanı belirleme gücü, din olgusunda ortaya çıkmaktadır.

Meclis Başkanlığı seçimi birçok tartışmaya neden oldu. Seçimler sırasında MHP, CHP'nin adayı olan Baykal'ı desteklemedi. MHP, seçimlerin sonuna kadar kendi adayını destekledi ve son turda boş oy kullandı. MHP'nin CHP adayını desteklememesi birçok eleştirinin yapılmasına neden oldu. Yapılan eleştirilerin ortak nokrası, MHP'nin boş oy kullanmasının Ak Parti'nin adayına yaradığı şeklindedir. MHP sözcüleri, şimdiye kadar niçin CHP'nin adayı olan Baykal'ı desteklemediklerine dair değişik açıklamalarda bulundular. Bir MHP sözcüsünün, dinsiz bir partinin adayını destekleyen konumunda gözükmemek için Baykal'ı desteklemediklerini söylemesi, önemli bir polemik konusu oldu. MHP Sözcüsü, dinsiz partiyi destekleme argümanının Ak Parti tarafından kendilerine karşı kullanılmasından duydukları çekingenliği ifade ederek düşüncelerini haklı göstermeye çalıştı.

Partileri milliyetçi ve bölücü şeklinde ayırmak, MHP'nin zihin yapısının doğal bir özelliği olduğu bilinmektedir. MHP zihniyetinin partileri dindar ve dinsiz şeklinde ayırdığı pek bilinen bir şey değildir. Milliyetçi olduğunu söyleyen MHP'nin toplumu ve siyaseti din ekseninde de kategorize eden bir yapı olduğu görülmektedir. MHP, bugün Türkiye'de var olan toplumsal kamplaşmanın ve gerilimin önemli kaynaklarındandır. Dinsiz parti konumlandırması, MHP'nin kamplaştırıcı ve çatıştırıcı zihniyetinin bir yansımasıdır.

Uzun bir süreden beri İslamcılık düşüncesinin ölüp ölmediğine dair bazı çevrelerde kasıtlı ve manipülatif bir şekilde yürütülen bir tartışma vardır. İslamcılık düşüncesi söz konusu olduğunda onun ölümünü hararetle tartışan kesimlerin ve kalemlerin, aynı arzuyla milliyetçilik denilen düşünceye dair hiçbir tartışma yürütmemeleri ilginçtir. Ak Parti ve HDP'yi bölücülükle suçlayan, CHP'yi dinsizlikle itham eden MHP zihniyeti, milliyetçiliğin sefaleti diyebileceğimiz yoksulluk, zayıflık ve tükenmişliği temsil etmektedir. Türkiye'nin ülkeyi kamplaştırmaktan başka hiçbir işe yaramayan milliyetçiliğin sefaletini tartışması gerekmektedir. Milliyetçilik tabusu tartışılmadığı takdirde, bu nasyonalist sefaletin toplumu ve siyaseti kamplaştırmak suretiyle kendi sefaletini Türkiyelileştirme tehlikesi mevcuttur. Milliyetçiliğin ağır maliyetini Türkiye ödememelidir.

İnsanların dini ve sosyal aidiyetlerini sorgulamak ve bu aidiyetler üzerinden toplumu kategorize etmek, siyasal partilerin görevi değildir. Din ve milliyet üzerinden bir partinin veya sosyal grubun suçlanması, sağlıklı, normal ve olgun bir durum değildir. İnsanları, toplumsal grupları ve kurumları dindar-dinsiz, milliyetçi-bölücü şeklinde kategorize etmek, o partinin gereksizliğini ve işlevsizliğini göstermektedir.

Siyasi partilerin kendisi, dindar veya dinsiz olmazlar. Kişiler veya gruplar, dindar ve dinsiz olabilirler. Siyasal partilerin, kişilerin dindar ve dinsiz kimliklerini kendilerine mal etmeleri, ciddi bir sapma durumudur. Bazı siyasi oluşumlar, Allah'ın partisi olduğunu iddia edecek kadar ileri gidebilmektedirler. Siyasal oluşumlar, dindarlık ve maneviyatı kendilerine hasretme şeklindeki sapmadan kendilerini korumalıdırlar. Dindar, din karşıtı veya dinsiz olmak gibi bir siyasal partinin kimliği olamaz. Siyasal partiler için asıl olan şey, dindar veya dinsiz olma değil, din ve vicdan özgürlüğüne saygılı olup olmadıklarıdır. Bir siyasal parti, din ve vicdan özgürlüğünü gerçek olarak benimsemeli ve savunmalıdır.

Ülkemiz siyaseti, din ve milliyet üzerinden siyaset yapma alışkanlığından kurtulmalıdır. Din ve milliyet siyaseti, siyaseti ve toplumu zayıflatmakta başka bir işe yaramamaktadır. Türkiye, hukuk, demokrasi, barış, özgürlük ve çoğulculuk üzerinden siyaset yapan siyasi yapılara ve siyasi anlayışlara ihtiyaç duymaktadır.