Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Şubat 2024

Dinsiz Müslümanlık

Değerli okurlarım özellikle son yıllarda her seçim sürecinde yaşanılan garabetleri yerel seçimler yaklaştıkça maalesef daha fazlası ile yaşamaya başladık bile.

Fatih cami imam hatibinin yaralanması arkasından kilisede işlenen cinayet ve son olarak da Ramazan hoca lakaplı bir vatandaşımızın katledilmesi sorunun büyük ve önemli olduğuna işaret ediyor.

Eski Türkiye’de yaşıyor olsaydık beyaz Toroslar iş başında olduğundan bu cinayetleri işleyen canileri bulmak yerine faili meçhuller listesine kaydedilerek dosya kapatılır görüntülü ve yazılı basında görevli kişiler bazen bir Müslümanı bazen bir meczubu bulur ve günlerce dine diyanete veryansın ederlerdi.

Günümüz Türkiye’sinde sorunlar bitmiş değil ancak her türlü tedhiş, suç ve cinayetin saatler içerisinde failler bulunuyor ve faili meçhul dosyalar kabartılmıyor.

Devletimizin güvenliği için yapılması gereken her ne varsa anında yapılarak hem düşmanın oyun alanı daraltılıyor hem de vatandaşın güvenlik duygusu zaafa uğratılmıyor.

Vatandaş da eski vatandaş değil. Büyük oranda bilinçlendi. Son günlerde art arda işlenen cinayetlerden ABD, CİA ve Mossad’ı sorumlu tutuyor.

Seçilen yerlere dikkat edelim.

Cami kilise ve çay ocağı seçilen kurbanlar, cami imamı, özürlü vatandaşlar.

Caniler aldıkları görev neyse kimseye dokunmadan tereyağından kıl çeker gibi harfiyyen yerine getiriyor ancak hiç bir cinayet kusursuz olamayacağı için er yada geç failler yakalanır.

Cinayetler aydınlandığında daha iyi anlaşılacaktır umudu içindeyim. İşin içinde ABD ve Mossad var.

ABD, İslam dünyasını kaosa sürüklemek amacıyla kurduğu DEAŞ üzerinden iç barışımızı bozmak için bu cinayetler işlendi işlemesine de çok şükür devletimiz de olanın bitenin farkında.

Seçim süreci yaklaştı son günlerde işlenen cinayetlerde ve sınırlarımıza saldırılarda artış oldu ve sosyal ve dijital medyada yapılan yorumlara bakıldığında dinsiz Müslümanların sayısının da arttığı gözlendi.

Lübnan iç savaşı günlerinde radyo ve televizyonlar, savaşın solcu Müslümanlar ile sağcı Hristiyanlar arasında olduğundan bahsedilerek kafalar karıştırılırdı.

Benzer şekilde ülkemizde son günlerde söylemleri ile dinsiz denebilecek Müslümanlardan bahsediliyor. Solcu Müslüman belki sosyolojik olarak anlamlandırılabilir ama dinsiz Müslümanlığı bir yere oturtmak gerçekten zor gibi.

Dinsiz sıfatını Müslüman kimliğinin soluna niçin koyduğuma gelince özellikle sosyal ve dijital medya ortamlarında bende Müslümanım diyen azımsanamayacak kadar geniş bir kitle var. Bende Müslümanım ama ile devam eden yazılı sözlü ifadelere bakıldığında dinsizlik diz boyu olunca, aklıselim ile düşünenlerin kafası karışıyor.

Müslüman olmanın ilk şartı kelime-i tevhid, yani la ilahe illallah Muhammed Resulullah. Bazı insanlar

Kelime-i tevhid bayrağını gördüğünde kırmızı görmüş boğa gibi sağa sola saldırıyor ve bende Müslümanım diyen kesimden bazıları da şeriat kelimesini duyduğunda kıçına nişadır sürülmüş yaratıklar haline gelince insan aklı bir daha karışıyor ve aklıselim hangisi doğru sorusuna cevap bulmakta zorlanıyor.

Dinsizim demek toplum tabanında çoğunluk olarak olumsuz algılanınca, buldukları bu yol yanlış olmasına rağmen maalesef epey bir prim yaptığı için, dinsizlerimiz bu yolu tercih etmeye devam ededursunlar ama vatandaş uyanık ve yutmuyor.

Şeriat demek, La ilahe illallah Muhammed Resulullah demek.

Müslüman olduğunu iddia eden birisi şeriata karşıyım diyorsa açık bir tezatın içindedir.

Bu tezatın karşılığı ya cahillik, ya da sahtekarlık.

Ancak gördüğüm kadarı ile bu kesimde zeka sorunu yok. Cahil de değiller.

Vatandaş da çoğunluğu ile uyanık olanın bitenin de farkında.

Mert olunsa ve açık seçik, biz dinsiziz ama söyleyeme cesaretimiz yok ve takiyye yapıyoruz deseler her şey daha net ve daha doğru olacak. Öldüklerinde musalla taşına musallat olup Müslümanları zor durumda bırakmamış olacaklar ama bir türlü bu cesareti gösteremiyor iki arada bir derede kalmaya devam ediyorlar.

Demek istediklerini aslında söylemleri ve eylemleri açık ediyor. Tutarsızlıkları ve cehaletleri kabak gibi ortaya çıkıyor.

İran, Suudi Arabistan ve Afganistan şeriatla yönetiliyormuş gibi Müslümanları oralarda yaşamaya davet ediyorlar.

Bir zamanların söylemi olan komünistler Moskova’ya demekle bu söylemler arasında bir fark görenlerden değilim.

Böyle iki yüzlü yaşamak zor olsa gerek.

Daha ne kadar bu yaşam tarzı ile hayatlarını devam ettirecekler. Aslında hem kendilerine yazık oluyor hem de saf ve temiz Müslümanlara.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.