Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Kasım 2023

​Dinimizde insan hayatının önemi- 3

Yüce dinimiz İslam’da şirkten sonra en büyük suç adam öldürmektir. Yeryüzündeki ilk insan öldürme vakası ve sebebi ise, Allahü Teâlâ’nın insanlığa son mesajı olan Kuran-ı kerimde şöyle anlatılmaktadır:

“Onlara Âdem’in iki oğlunun haberini gerçeğe uygun olarak anlat: Hani ikisi de birer kurban sunmuşlar, birininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, diğerine; ‘andolsun seni öldüreceğim,’ dedi. O da dedi ki: ‘Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder.

Andolsun ki sen öldürmek için bana el uzatsan bile, ben öldürmek için sana elimi kaldıracak değilim! Zira ben âlemlerin rabbi olan Allah’tan korkarım.

Ben diliyorum ki sen hem benim günahımı hem de kendi günahını yüklenesin, cehennemliklerden olasın! Zâlimlerin cezası işte budur.

Sonunda içindeki duygular onu kardeşini öldürmeye itti; onu öldürdü ve böylece hüsrana uğrayanlardan oldu.

Ardından Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi: ‘Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyim,’ dedi, ettiğine de pişman oldu.” (Maide 27-31)

Âdem aleyhisselamın iki oğlu Habil ile Kabil arasında bir anlaşmazlık çıktı. Babaları Hazret-i Âdem onlara; Allah’a birer kurban sunmalarını ve hangisinin kurbanı kabul edilirse onun haklı olacağını, söyledi. Takdim edilen kurbanlardan Hâbil’inki kabul edildi. Bu durumu içine sindiremeyen Kabil, kardeşi Habil’i öldürmeye karar verdi.

Bu âyet-i kerimelerin sebeb-i nüzûlu, tefsir kitaplarında şöyle ifade edilmektedir: Medine Yahudileri, kendi kavimlerinden olmadığı için Resûlullah’a karşı aşırı derecede kıskançlık gösteriyordu. Allahü Teâlâ da kıskançlık duygusunun kişiyi nerelere götürebileceğini göstermek için; Habil ile Kabil arasında yaşanan mevzubahis olay hakkında bilgi vermesini; “onlara Âdem’in iki oğlunun haberini gerçeğe uygun olarak anlat,” şeklide aleyhissalatü vesselam Efendimize vahyetti.

Çünkü Hazret-i Âdem’in oğullarından olan Kabil, sırf kıskançlığı sebebiyle aynı zamanda kardeşi olan bir masumu öldürmüş ve yeryüzünde insanlık için çok kötü bir çığır açmıştı. İşte Allahü Teâlâ, bu âyet-i kerimeleri vahyederek; masum bir insan öldürmenin çok büyük bir günah olduğunu ve bütün insanları öldürmek gibi kabul edildiğini; masum bir insanın hayatını kurtarmanın ise, çok kıymetli olduğunu ve bütün insanların hayatını kurtarmakla eşdeğerde olduğunu bildirdi.

Kıskançlık çok yıkıcı bir duygudur. Kıskançların gözleri kördür, Allah’ın kendilerine lutfettiği nimetleri görmezler, sadece başkalarının ellerindekini görür ve onlara karşı kin güderler. Kendisinin değil de, kardeşinin kurbanının kabul edilmesini gurur meselesi yapan Kabil’in kıskançlık duyguları o derece kabardı ki kardeşinin kendisine yaptığı nasihatleri âdeta işitmez oldu. Dolayısıyla nefsi onu, kardeşini öldürmek gibi korkunç bir cinayete itti. Bu duyguyla kardeşini öldürerek hem dünyada hem de âhirette hüsrana uğrayanlardan oldu. Ayrıca yeryüzünde cinayet işleme çığırını açan ilk kimse olduğu için kendisinden sonra gelenlerin işleyecekleri bütün cinayetlerin günahlarına da ortak oldu. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“İslam’da iyi bir çığır açan kimseye açtığı o çığırın sevabı verileceği gibi, o yolda gidenlerin sevabı da verilir ve onların sevabından da hiçbir şey eksilmez. Her kim de İslam’da kötü bir çığır açarsa o kimseye açtığı çığırın günahı yükletildiği gibi kendisinden sonra o yoldan gidenlerin de günahı yükletilir. Fakat günahlarından da hiçbir şey eksilmez.” (Müslim)

“Haksız yere öldürülen hiçbir kimse yoktur ki, onun kanından Âdem’in ilk oğluna bir pay ayrılmasın. Çünkü ilk cinayet işleyen odur.” (Buhari)

Kabil, kardeşinin cesedini ne yapacağını bilemedi. Bunu için yüce Allah bir karga gönderdi. Karga yeri eşeleyerek Kabil’e, cesedi nasıl defnedeceğini gösterdi. Bu konuda karganın kendisinden daha yetenekli olduğunu gören Kabil, karga kadar olamadığına hayıflandı ve yaptığına bin pişman oldu. Demek ki haset ve kıskançlık, insanı kardeş katili yapacak kadar şeytanî ve nefsanî bir duygudur…

(Devamı haftaya…)