Dolar (USD)
34.74
Euro (EUR)
36.57
Gram Altın
2955.50
BIST 100
9827.23
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Ocak 2023

​DİNİ YAŞAYARAK ÖĞRENME

Herhangi bir meseleyi öğrenmenin çeşitli yolları vardır. Konuyla ilgili kitapları okumak, anlatılanları dinlemek vb. ilk yapılacak şeylerdir. Asıl kalıcı ve sağlam öğrenme ise yaparak, işleyerek öğrenmedir. Bunun için de öğreticilerin, ustaların yapacakları, gösterecekleri uygulamalara ihtiyaç vardır. Günlük hayatımızda yaşadığımız usta çırak ilişkisi buna örnektir.

Gerek kişisel görevlerimiz ve kamu düzenimiz için gerekse çocuklarımızın eğitimi için dinimizi en sağlam yolla ve en güzel şekilde öğretebilmenin en kestirme yolu uygulayarak öğretmektir. Özellikle çocuklarımızın eğitimi için aile ortamı büyük önem ifade eder. Çocuk bilme öğrenme adına her neye sahipse bunun ilk örnekleri ailede öğrendikleridir. Bunun içindir ki insani ve islami değerler açısından, en iyi şekilde yetişmiş, en medeni insan sağlam ailelerden yetişen insandır.

Dinimiz islam bu hususa büyük önem vermiş, anne babaya büyük sorumluluklar yüklemiştir. Ayet-i kerime de şöyle buyuruluyor; “ Ey iman edenler nefsinizi ve ehlinizi (çocuklarınızı ve kendileri ile ilgili olduğunuz kimseleri) cehennem ateşinden koruyun…” (bk 66/6) buradan kesin olarak anlıyoruz ki çocuklarımızı islami esaslara göre yetiştirmemek, onları ateşe atmaktır. İnsan buradan ders alarak görevini yapmalı ve neslini ateşe atılmaktan kurtarmalıdır.

Bu anlamda ne yapılabilir? özellikle aileyi oluştururken onu sağlam esaslara bağlamalı sonra da aileye düşen görevleri ihmal etmemelidir. Bunun için yapılacak ilk iş anne babanın dinin emirlerini aynen ve eksiksiz olarak şahsen uygulamalarıdır. Anne babanın asıl görevi, çocukları dünyaya geldikten sonra başlar. Evdeki çocuğun yaşı ne olursa olsun ebeveyn onların bulunduğu ortamda kulluk görevlerini asla ihmal etmeden ifa etmelidir. İnsan yavrusu canlı olarak dünyaya geldikten sonra her türlü hareketten etkilenir. Bu sebeple ebeveyn abdesti ile namazıyla orucuyla, duasıyla, aralarındaki konuşma ve muhabbetlerinde her an teyakkuz halinde olmalı ve bütün bu yapılanların çocuklar üzerinde kesinlikle etkili olduğunu asla unutmamalıdır.

İşte çocuk dinini, ahlakını, davranış biçimlerini bu aile ortamında öğrenir. İlk etkiler onda kalıcı olur. Aile ortamları tam anlamıyla birer okuldur. Burada hiçbir şey hiçbir sebeple ihmal edilmemelidir. “çocuğumu uyandırmayayım biraz daha uyusun.” Diyerek onu namaz saatinde uyandırmamak aslında ona acımamak ona karşı çok merhametsiz davranmaktır. Çünkü sonunda onu acı, ateş, sıkıntı beklemektedir. Kuranı kerim bize çocuklarını diri diri toprağa gömen merhametsiz babalardan haber veriyor. O merhametsizlerin diri diri toprağa gömdükleri, mükellefiyet çağına gelmemiş o çocuklar günahsız olarak öldükleri için cennete gireceklerdir. Fakat mükellefiyet çağına geldikleri halde dinlerinin icaplarını yapmayanlar ateşle cezalandırılacaklardır. Şimdi çocuklarının ateşte yanmasına sebep olacak anne ve babalar, o çocuklarını toprağa gömenlerden daha acımasız değil midirler?

Anne baba bu sorumluluklarının idrakinde olarak çocuklarına örnek olmalı onlara dinlerini yaşayarak öğretmeliler. Daha sonra gidecekleri eğitim kurumlarında alacakları eğitimi de takip etmeli onlara öğretilenlerin inançlarına ve değerline aykırı şeyler olup olmadığını kontrol etmelidirler. Bu konudaki sorumluluk beşikten mezara kadar sürer.

Günümüz şartlarında öyle olumsuz ortamlar var ki çocukları onlardan korumak için gayret içinde bulunmak gerekiyor. Yaşadıklarımızdan görüyor ve biliyoruz ki bu konuda engeller çıkarılıyor. Buna karşı ailelerimiz tedbir almalı. Aile içinde eğitim çalışmaları yapmalı. Sohbetler ve ilmihal okumaları bu konuda yapılacak önemli işlerdendir. Her ne kadar bazı enteller “ilmihalden mi okudun?” “takvim yaprağında mı yazıyordu?” diye alay etseler de yapılacak en hayırlı iştir.

Şu husus çok iyi bilinmelidir ki din, Allah Teâlâ tarafından, esaslarıyla amel edilmek için gönderilmiştir ve din yaşayarak öğrenilir.