Dolar (USD)
34.75
Euro (EUR)
36.55
Gram Altın
2949.05
BIST 100
9880.41
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Kasım 2022

Dini-Dünyevi ayrımı

Din, kelime anlamı olarak takip edilen yol, iman, itaat, hal ve gidiş manalarına geliyor. Şeri anlamı itibariyle de Allah Teala tarafından Resulü vasıtasıyla gönderilen ve hayatımızı ilgilendiren kanunların bütünü demek oluyor. Bu sebeple islam inancında din ve dünya ayrımı söz konusu değildir.

Günümüz insanı ise islamın emir ve kurallarını bir tarafa bırakarak dünya hayatını kendi keyfine ve nefsi isteklerine uygun bir şekilde yaşama peşindedir. Bunun için dini, dünya hayatından çıkarmak istiyor. Özellikle inanç açısından tehlike arz eden bu davranıştan uzak olmak ve öncelikle din ve dünya ikilemini çağrıştıran bazı söylemleri terk etmek gerekir.

Bugün hemen herkesin ağzında bazı deyimler var:

· Dini hayat

· Dini mesele

· Dini bilgi

· Dini otorite

· Din adamı vb.

Ne demek bunlar? Hayatın dini ve dini olmayanı mı var? Hayat hayattır ve onun yaşanması için dinimiz tarafından kurallar konmuştur. Bu dünya hayatı bir tanedir, o da yaşanmakta olandır.

Dini mesele ne demek? Meselelerin tümü hayatla ilgilidir. Din de bu meselelerin çözümünü hükme bağlar.

Dini bilgi ne demek oluyor? Eğer bununla fıkıh, hadis, kelam, tefsir gibi ilimler kast ediliyorsa iyi bilinmelidir ki bütün bu ilimler Kur'an'ı iyi anlamak ve onun hayatımız için önerdiği çözümlere ulaşmak için elde edilir. Bu ilimlerle fizik, matematik, kimya, tıp ve benzeri ilimler arasında hiçbir ayrım yoktur. Yani tefsir, Kur'an ayetlerinin izahını içerir. İnsan Kur'an'ı iyi anlayınca tabiatı iyi tanır. Ondaki sırları keşfetmek için fizik, matematik, kimya okur ve neticeye gider. Fıkıh, hukukumuzun ana kaynağıdır. Kişisel ve toplumsal problemlerimizin çözümünü esas alır, hayatımızın düzeni için kurallar geliştirir.

Hasılı, bunları birbirinden ayırmak mümkün değildir. Zira dünkü fıkıhçılarımız aynı zamanda hekimdi. Dünkü kimyacılarımız aynı zamanda müfessirdi. Ta ki bu dinle dünyayı ayımı anlamsızlığı ortaya çıkıncaya kadar.

Laikliği Hristiyanlar uydurma dinlerinin açmazında kurtulmak ve dünya nimetlerine haksızca konmak için bulup ortaya koydular. Aslında içinde bulundukları bu açmazdan kurtulmak için Müslüman olmaları en doğru yol idi. Ama nasipleri yokmuş, bir batıldan uzaklaşıp daha kötüsüne saplantılar.

Onlar bu açmazdan kurtulmak için dini hayat-dünyevi hayat ikilemini icat ettiler. Peki bize ne oldu? Bizim derdimiz neydi de biz de onlar gibi söylemeye ve yaşamaya başladık? Dinin ne olduğunu zannediyor bu ayrımı dillendirenler? Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor ki: Din muameledir.” O bir söz değildir, laf değildir; iştir, ameldir.

Muamele insanlar arasındaki ilişkilerin tümü için kullanılan bir kelimedir. İslam dini inancı, ırkı, milliyeti, rengi, cinsi ne olursa olsun Müslim-gayrimüslim tüm insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen bir ilahi vahiy eseridir.

Şimdi dönüp tekrar soralım: dini hayat-dünyevi hayat, dini düzen-dünyevi düzen, dini mesele-dünyevi mesele, dini ilim-dünyevi ilim, dini otorite-dünyevi otorite ve benzeri laflar bizim dinimiz İslam'ın prensiplerine uyuyor mu? Bu söylem ve anlayışların İslam'da bir yeri var mı?

Bu gibi yanlış laflar bizi saptırabilir. Zira insan düşündüğü gibi yaşarmış yahut söyleye söyleye söylediklerine bizzat inanmaya ve onları yapmaya başlarmış.

Günümüzün en büyük tehlikelerinden biri de insanımızın, özellikle aydınımızın zihnen ve fikren laikleşmesidir. Tarihsellik” diye bir sakat anlayıştan da söz ediliyor. Yani İslam o günün ihtiyaçlarını karşılamak için gönderilmiş miş. Şimdi ise dünya başka bir dünya imiş. Bunlar çok tehlikeli, çok yanlış, çok ifsad edici fikir ve anlayışlar. Bunu söyleyenler İslam'ı hiç bilmiyorlar. Kara bir cehaletin, kör bir taassubun içindedirler. Zira İslam kıyamete kadar baki olmak üzere gönderilmiş bir dindir. İslam tüm insanlığın dinidir. Allah Teâlâ kulları arasında ayrım yapmaz o adil-i mutlaktır. Gönderdiği din bütün kulları içindir ve bir rahmettir.