Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Şubat 2015

Dindarlık eleştiriyi ortadan kaldırıyor mu?

Din, tarih boyunca insanın hep yol arkadaşı olmuş bir olgudur. İnsanlığın, dinden arınmış bir medeniyeti ve dönemi bulunmamaktadır. İnsanın, hayata, topluma ve aleme bakışının belirlenmesinde din hep belirleyici olmuştur.

İnsanlığın dindarlık serüveni, hep düz bir çizgide ilerlememiştir. İnsanlık, sadece ve sadece Allah'a kul olma şeklindeki fıtri temelden ayrılabilmiş, Tevhit ilkesi cahiliye ve şirk tarafından karartılabilmiştir. İnsanlığın dindarlık tecrübesinde, Tevhit ve şirk sürekli gerilim ve çatışma içinde olan olgulardır. Tevhit ve şirk, bir arada olması düşünülemeyecek, birisinin olması diğerinin olmamasını gerektirmektedir.

Cahiliye ve şirk, insan aklının ortadan kaldırılmasını, aklın iptal edilmesinden sonra insanların körü körüne sahte varlıkları, nesneleri, otoriteleri ve kurumları ilahlaştırma anlayışına dayanmaktadır. Cahiliye ve şirkin en büyük düşmanı akıldır. Cahiliye ve şirk, akıl olmadığında var olmaya çalışan sapkınlıklardır. Birtakım nesnelerin, varlıkların ve otoritelerin ilah olmayı hak ettiği illüzyonuna insanların inanabilmesi için, insanların akıllarını körleştirmesi gerekmektedir.

İnsan aklını körleştiren sapkın cahiliye ve şirke karşı Tevhit, akılla ve kalple aydınlanma ve aydınlatma hareketidir. Sadece ve sadece Allah'a kul olmak, bütün sapkınlıklar karşısında köklü bir akli uyanmayı, aktifliği ve aydınlanmayı gerektirmektedir. Tevhit, şirke karşı insanın akıl etmeye cüret etmesidir. Tevhit, sahte ilahlara karşı insanın aklını ve kalbini sınırsız bir şekilde tezekküre, tedebbüre, taakkule ve tefekküre davet etmektedir. Kur'an, şirkin körleştirdiği akılın faal olması gerektiğine ve akıl sayesinde insanın ancak cahiliyenin sapkınlığından kurtulacağını ifade etmektedir. Kur'an, açık bir şekilde bütün çağlara ve bütün insanlara aklı kullanmaya cesaret ve cüret edilmesi gerektiği mesajını iletmektedir.

Cahiliye, aklı iptal etmekle bütün toplumu bir sapkınlık içinde kalmaya mahkum etmeyi amaçlamaktadır. Cahiliyenin oluşturmak istediği sapkınlık, kişisel ve lokal değildir. Cahiliye, bütün insanları kolektif olarak sahte ilahların boyunduruğu altına sokmakta ve insan ilişkilerini barbarlaştırmaktadır. Sahte putlara tapan cahiliye insanları, kolektif olarak kız çocuklarını gömmekteydiler. Cahiliye insanları, kadına değer vermezler ve kız çocukları olduğunda utançlarından yüzleri kızarırdı. Kızlarını diri olarak gömen cahiliye insanları, toplu çılgınlıklarını, cinnetlerini ve cüretlerini sorgulayacak bir akla sahip değillerdi, çünkü cahiliye, akıl etmeye değil, akıl etmemeye cüret etmeyi öğretmektedir. İrrasyonalizm, cahiliyenin ve şirkin olmazsa olmazıdır. Her çağda bütün cahili düşünceler, irrasyonalizmden beslenmişlerdir.

Tarihte aklı merkeze alan ve aklı muhatap alan hiçbir cahili sistem yoktur. Paganizm, aklın reddedilmesidir. Akla karşıtlık, sapkın pagan dindarlığının bir karakteristiğidir.

İslam, 1400 yıl önce akıl ve Tevhit hareketi olarak başladı. İslam, cahiliyeye, şirke ve akılsızlığa karşı bir reform, aydınlanma ve akıl hareketidir. İslam Rönesansı, 1400 yıl önce gerçekleşmiştir. İnsanlığı ve kadını diri olarak gömen şirke karşı İslam, insanlığın yeniden doğuşunu yani rönesansını gerçekleştirmiştir.

Tevhit akidesi, akıl etmeden ve sorgulamadan insanın, sadece Allah'a kul olmayı gerçekleştiremeyeceğinin çok iyi farkındadır. Tevhit akidesi, sadece Allah'a kul olmak için insanın aklını muhatap almakta ve onun faal olmasını istemektedir. Kur'an'ın muhatap aldığı akıl, her an sorgulama, yenileme ve hareket halinde olan faal akıldır.

İnsanlar faal bir akla sahip olduklarında Allah'a kul olurlar ve diğer insanlarla kardeş olurlar. Irkçılık, cinsiyetçilik, şiddet, sınıfçılık ve fanatizm, hep akılsızlığın ürünleridir. Selim bir akıl ve selim bir kalp, insanın Allah ile olan ilişkisini, insanla olan ilişkisini, alemle olan ilişkisini fıtrat çerçevesinde yeniden inşa etmelidir.

Hurafeler ve sapkınlıklar, bugün insanlığı kuşatmış durumdadır. Din adına işlenen cinayetler, barbarlıklar ve şiddet, Tevhit'ten sapma anlamına gelmektedir. Din adına aklın körleştirilmesi, fıtri dindarlığın değil, cahili dindarlığın bir özelliğidir. Cahili dindarlık, akla, düşünceye, özgürlüğe ve sorgulamaya yer vermezken, fıtri dindarlık Tevhit akidesinin esas aldığı akla, düşünceye ve sorgulamaya dayanmaktadır. Tevhit, sorgulanmadan ve akletmeden yapılan köleliği değil, Allah'a akılla ve düşünerek gerçekleştirilen kulluk tecrübesini esas almaktadır. Cahiliye, aklı öldürerek insanı köleleştirirken, Tevhit, aklı özgürleştirerek insanı Allah'a kul yapmaktadır.