Din ve spor
GÜZEL dinimizin ve peygamberimizin spor ile ilgili sözlerini ve tavsiyelerini biliyoruz. Bu tavsiyeler sporu ve özellikle geleneksel idmanları teşvik yönündedir. Özü itibarı ile asker-millet olma özelliğini içselleştiren yüce ulusumuz her an spor yapmak zorundadır.
Ancak ulusumuzun bir kısmı son zamanlarda sporu göz ardı ettiler. Maalesef bunu gözlüyoruz. Dolayısı ile şişmanların sayısında artış söz konusudur. Şişmanlığın bir hastalık olduğunu kabul edelim. Şişmanlık diabet, hipertansiyon, kalp yetmezliği gibi birçok ölümcül hastalığa zemin hazırlamaktadır.
Şişmanlığın getirdiği sosyal problemleri de göz ardı etmeyelim. Eskiden şişmanlık zenginlik kriteri olarak kabul edilirdi. Şimdi ise hastalık diye benimseniyor. Şişmanlar iş bulmakta zorluk çekiyorlar, damgalanıyorlar. Nitekim Beşiktaş'ın antrenörü Şenol Güneş Ümit Özat ile ilgili bir espri yapmak istedi. Konu Ümit Özat'ın şişmanlığı idi. Ümit Özat bu espriye tepki verdi, alınganlık gösterdi.
Tabii spor derken futbolu kastetmiyoruz. Futbol bize göre spor dalı değildir. Yığınları, seyircileri meşgul etmek için kullanılan bir araçtır. Futbol bir gösteri san'atı olarak ele alınabilir. Bizim bu olumsuz değerlendirmemiz futbol gerçeğini göz ardı ettirmez.
Bu vesileyle dinin ağırlığını ifade eden olaylara değinelim. Avrupa Birliği liderlerinin Roma'da toplandıklarını biliyoruz. Hepsi Vatikan'da Papa'nın çevresinde toplandılar. Ne konuştuklarını bilmiyoruz ama dini içerikli bir toplantı olduğunu söyleyebiliriz. Din karşıtı çevrelere hatırlatılır.
Geçen hafta İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde bir konferans dinledik. Dinler Tarihi Anabilim Dalında Türk Karai Cemaati'nden Dr. Bünyamin Levi bir konferans verdi. İlgi ile izlenen bu konferansta öğrenciler mükemmel sorular sordular. Hepimiz bilgi sahibi olduk. Prof.Dr. Şinasi Gündüz'e teşekkür borçluyuz. Çünkü bu toplantıyı o, düzenledi.
Bu arada konunun önemine binaen referandum ile ilgili gözlemlerimizi aktaralım: İstanbul'da ve Karadeniz bölgesinde "evet" diyenlerin oranının yüksek çıkacağını tahmin ediyoruz. Sessiz çoğunluk "evet" noktasında yoğunlaşıyor. Tabii ki, bunda en büyük pay saygıdeğer Cumhurbaşkanımıza aittir. Tayyip Bey'e olan sevgi doruğa çıkmış durumdadır.
Beşiktaş'ın Gençlerbirliği'ni yenmesini alkışlıyoruz. Şampiyonluğa doğru atılan bu önemli adımda en büyük pay Şenol Güneş'e aittir. Bizim en büyük kıvanç kaynağımız Şenol Güneş'in yerli ve milli olmasıdır. Demek ki, yerli gençlerimize fırsat verirsek ve önünü açarsak başarılı olabiliyorlar.
Başakşehirspor'un yenilmiş de olsa performansını beğeniyoruz. Yerli bir antrenör olan Abdullah Avcı'nın elinde pişen bu takımımız zirveyi zorluyor. Ertuğrul Sağlam'dan haber alamıyoruz. Trabzonspor son Rize maçında biraz zorlandı ama maçı kazandı.
Başa dönersek dinimizin tavsiyesi olan sporu din görevlilerinden sık sık dinlemek istiyoruz. Hutbelerde ve vaazlarda saygıdeğer din görevlilerinden spor konusuna değinmelerini bekliyoruz.
Sonuç: "Dinimiz sporu teşvik ediyor. Böylece koruyucu sağlığa ve barışa katkı sağlıyor."