Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3011.37
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Ağustos 2021

Dilimiz önce bizi yaralar

Dil, insana verilmiş büyük bir nimettir. İyiliği de kötülüğü de büyüktür dilin. Dil cennete de, cehenneme de götürür seni. Cirmi küçük, cürmü büyüktür. İman ve küfür dildeki ifadeden anlaşılır. Dil ya hak konuşur ya da batıl... Dil hayır ve şer için geniş alana sahiptir. İyi kullanıldığında selamete, kötü kullanıldığında ise insanı felakete sürükler.

Doğru konuşmak, dürüst olmak, sadakat göstermek, bütün sözlerinde ve davranışlarda doğrudan ayrılmamak, insanın, dolayısıyla müminin vasfıdır. “Hoşlanmadıkları şeyleri Allah’a nispet ediyorlar. Öte yandan en güzel sonucun kendileri için olacağı yolunda dillerinden yalan dökülüyor. Kaçınılmaz olarak onlara ancak ateş vardır ve onlar oraya sürüleceklerdir!” (Nahl/62) ayetiyle Allah (cc) yalancıların sonunun ne olacağını bizlere haber vermektedir. “Ey Allah’ın Resulü dedim, uyacağım bir amel tavsiye et bana!” diye soran Süfyan b. Abdullah’a, Peygamber Efendimiz şu cevabı verdi: “Rabbim Allah’tır de, sonra doğru ol!” Tekrar “Ey Allah’ın Resulü dedim tekrar. Benim hakkımda en çok korktuğunuz şey nedir?” diye sorduğunda ise eliyle dilini tutup sonra “İşte şu!” diye buyurdu.

Doğru konuşmak, dürüst olmak, sadakat göstermek, bütün sözlerinde ve davranışlarında doğrudan ayrılmamak demek olan Sıdk, sözün öze uygunluğu olarak tanımlanır. Çok doğru söyleyen, daima doğru konuşan, asla yalana başvurmayan kişiye de Sıddîk denir. İyiliğin en halis, en mükemmel olanına da Birr denir. En salih olan ameli ifade eder. Bunu en güzel şekilde “Şüphesiz ki doğruluk insanı birr’e, birr de cennete götürür. İnsan doğru söyleye söyleye, sonunda Allah katında Sıddîk yazılır. Yalan ise insanı fücûr’a, fücûr da cehenneme götürür. İnsan yalan söyleye söyleye sonunda Allah katında Kezzâb yazılır.” hadisiyle dile getirir Peygamber Efendimiz. Birre ulaşmanın yolunu Cenab-ı Allah “Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe birr’e ulaşamazsınız.” (Âl-i İmrân/92) ayetiyle bildirmektedir.

Her türlü infak, hayır ve iyilik olmasına rağmen, birr anlamındaki iyilik seviyesine ulaşabilmek için mutlaka sevilen mallardan infak edilmesi gerekir. İman dâhil, Allah rızası için yapılan her salih amel, birr kapsamına girer. Fucûr da doğru yoldan ayrılmaktır; günahlara dalmayı ifade eder. Her türlü kötülüğü ve günahı içine alan bir kelimedir. Birr’in zıddıdır. Kezzâb ise Sıddîk’ın zıddıdır. Çok yalan söyleyen, daima yalan konuşan kişi anlamında bir mübalağa sıfatıdır. Birr ve fucûr kelimeleri, Kur’ân-ı Kerîm’de de bir arada kullanılmaktadır: “Şüphesiz iyiler (ebrâr) Naîm cennetlerindedirler. Günahkârlar (fuccâr) ise cehennemdedirler.” (İnfitâr/13-14.) "Kim Allah'a ve Rasûlüne itâat ederse, o kişi, kendilerine nimetler ihsan edilen peygamberlerle, sıddîklarla, şehitlerle ve sâlihlerle beraber olacaktır. Bunlar ne güzel arkadaştırlar!" ( Nisâ/69) ayeti kerimesinde sıddîklar, peygamberlerden hemen sonra zikredilmektedir. Kur’ân’da “sıdk” kelimesinin geçtiği 150’den fazla ayet vardır. “Sizi sadece sıdk kurtarır” diye buyuran Hz. Peygamber, “sıdk ve kizb bir arada olamaz” diyerek bu vasıflarla birlikte sahiplerini de tasnif etmiştir.

Dilin felaketleri hadislerde çok konuşmak, batıla dalmak, münakaşa ve mücadele etmek, husumet beslemek, avurtları şişirerek konuşmak, çirkin sözler söylemek ve sövmek, lanet okumak, günaha sevk eden şarkı ve şiir okumak, aşırı ve devamlı şaka yapmak, eğlenmek ve alaya almak, sırrı ifşa etmek, yalan vaadde bulunmak, sözde ve yeminde yalancı olmak diye belirtilmektedir.

Tebük savaşına gitmediği için, Hz. Peygamber’e, dönüşünde doğruyu söyleyip çektiği dayanılmaz sıkıntılar neticesinde tövbesi kabul edilince “Allah İslâm’ı nasip ettikten sonra, bana, doğru söylemek huyundan daha büyük bir nimet vermedi. Ben, doğru söylemekle kurtuldum, yalan söyleseydim, ben de helâk olacaktım.” diyen meşhur sahabî Kâ’b b. Malik, doğruluğun hazine olduğunu en güzel şekilde izah eder. İslâm doğruluğu ısrarla telkin ve teşvik etmekle birlikte, kizb üzerinde daha büyük bir ciddiyetle durmaktadır. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de 250’den fazla yerde “kizb” ile ilgili lafızlar geçmektedir. Pek çoğunda, insanların yalan söyledikleri için çok acı bir azaba uğrayacakları belirtilmektedir.

İnsanın dille işlediği fiiller, neticede Allah katında kendi durumunu da tayin etmektedir. Sıddîk veya Kezzâb olarak tesciline sebep olmaktadır. Mümin korkak olabilir, cimri olabilir ama asla yalancı olamaz. Rasûlullah’ın (as.), bir müminin yalancı olabileceğini asla kabul etmemesi, üzerinde durulması gereken bir husustur. Mümin asla yalan söyleyemez; çünkü imanı, onun yalan söylemesine engel olur. Resul-i Ekrem “Kul yalan söylediğinde, melek onun yaydığı bir çürük kokusu yüzünden kendisinden bir mil uzaklaşır” diye buyurmaktadır.

Diline hâkim olanlardan olabilmek ümidiyle...