Dilimiz kimliğimizdir
Dil
bilincinin toplumda yerleşmesi ve gelişmesini sağlayacak faaliyetlerde bulunmak
ve bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek şiarıyla
kurulan Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği olarak 23 şubemizle birlikte her yıl
geçmişi değerlendirmek ve geleceği planlamak düşüncesiyle “İstişare ve
Değerlendirme” adı altında farklı şehirlerde bir araya geliyoruz.
Bu
yıl sekizincisini yaptığımız toplantı Türkiye’nin güzide şehirlerinden biri
olan Düzce’de, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün ev sahipliğinde
gerçekleşti. Prof. Dr. Erol Güngör Kültür Merkezi'nde gerçekleştirdiğimiz
açılış programına Düzce Valisi Selçuk Aslan, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk
Özlü, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Türkiye Dil ve
Edebiyat Derneği Genel Merkez Yöneticileri ve eşleri ile şube başkanları ve
eşleri katıldı. Türkçenin karşı karşıya kaldığı sorunlar ve onlara karşı
derneğimizin getirdiği çözümler üzerinde duruldu.
Genel
Başkanımız Ekrem Erdem özetle “Türkçe, yaklaşık 10 milyon kilometrekareye sahip
coğrafyada 200 milyona yakın konuşanı ile dünyanın en büyük dilleri
arasındadır. Bugün dilimiz; bilim ve teknolojideki hızlı gelişme, basın yayın
kuruluşlarının özensiz dil kullanımı, ticari hayatın getirdiği yabancı
kelimeler, yabancı dil hayranlığı gibi nedenlerle tehdit altında. Günümüzde
anlamsız kısaltmalar ve cümle aralarına serpiştirilen yabancı kelimelerin
Türkçe'nin bozulmasına neden olmaktadır. Günümüzde gençlerimiz “kuş diline”
benzer sosyal medya diliyle iletişim kuruyor ve bu alan her geçen gün
genişleyerek büyüyor. “Türkçe söylendiği gibi yazılır, yazıldığı gibi okunur”
kuralı, İngilizce kelimeler söz konusu olduğunda yok sayılıyor. Bir dil için en
büyük tehlike ve onu yok edecek şey; alfabenin yapancı dille
seslendirilmesidir. İhtiyaç halinde mutlaka dışarıdan kelime alırız. Yeni
kelimeler türetiriz ve buna kimsenin itirazı olmaz. Dili zenginleştirmenin
başka yolu yok. Tüm büyük diller dışarıdan kelime almışlardır. Türkçe, kelime
türetmeye müsaittir.” Diyerek Türkçenin hem önemini hem de maruz kaldığı
tehlikeleri dile getirdi.
Düzce
Valisi Selçuk Aslan da “Hukuk metinleri ve sosyoloji, milleti tasada ve
kıvançta bir arada bulunan insanlar topluluğu olarak tanımlar. Tasayı ve
kıvancı aynı yürekten hissedebilmek için anlamak gerekli. Bu da ortak dille
mümkündür.” Diyerek duygularını dile getirdi.
Düzce
Belediye Başkanı Faruk Özlü ise dilin önemine değinerek, “Bir milletin aydını
mutlaka 3 şeyi bilmelidir. Bunlar dini, dili ve tarihidir. Düşünebilmemiz için
dile ihtiyaç vardır ve düşüncenin kaynağı dildir. Kelime haznesi dar olanın
ufku da dardır. Başarılı olmanın önemli şartı, dilinde başarılı olmaktır.
Dünyada en başarılı siyasi liderler birkaç dil bilenler değil, kendi dilini çok
iyi konuşan ve çok iyi kullanan liderlerdir.” Sözleriyle dilin önemine vurgu
yaptı.
Düzce
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, “Yabancı dil eğitimi alınırken
yabancı hayranlığı oluştu” diyerek dilimizin ve neslimizin içinde olduğu
sıkıntılı süreci özetledi.
“Yazım
Kılavuzları ile İlgili Tespit ve Öneriler” kitabının yazarı Dr. Kadir Yılmaz,
Güçlü bir medeniyet inşası gibi bir hedefimiz var ve bunun temeli dildir. Bir
medeniyet dili olan Türkçemiz uzun süredir zor durumda. Çalışmamızın özü, tespit
ve tekliflerde bulunmaktır. Kelimelerin değiştirilerek yerine “Resmi İkameli
Türkçe”nin getirilmesiyle imlanın kasıtlı olarak bozulmuştur. Yayımlanan çok
sayıda imla kılavuzuyla orta yolu tutturmak amaçlandığını, bu “orta yol”
meselesinin dilimizin imlasını bir çıkmaza sürüklediğini belirtti.
Genel
Başkanıımız Ekrem Erdem, “Medeniyet Okumaları, gençlerimize kökenimizi ve
aidiyetlerimizi hatırlatmayı amaçlıyor. Bundan sonraki adım, projeyi her yaştan
okura açık hâle getirmektir.” Diyerek bütün ayrıntılarıyla “Medeniyet
Okumaları” projesini anlattı.
Programa
katılan Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, program sonunda konuşma yaparak
medeniyet sembollerinin hayatın her alanına ve toplum kimliğimize dair önemli
bir birikime işaret ettiğini vurguladı.
“Dilimiz
Kimliğimizdir”
diyerek yola çıkan ve her geçen gün daha da genişleyerek yoluna devam eden
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği ailesi dil konusunda farkındalık oluşturmaya ve
bozulan dilimizi yeniden kadim medeniyetin izine çekmeye devam edecek.
“İnsanın
en güzel süsü yüzüdür. Yüzünde en güzel sözü gözüdür. Ehl-i dil olanın özü
sözüdür. Dili namusudur, sözü özüdür.”