Dolar (USD)
33.98
Euro (EUR)
37.82
Gram Altın
2819.73
BIST 100
9577.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 Eylül 2024

Dilan ve Engin Polat Çifti Olayı Üzerinden Adaletin Sorgulanması

Malum ki Dilan ve Engin Polat çifti, mali suçlar kapsamında yürütülen bir soruşturma nedeniyle gözaltına alındı. Savcılık, çifti vergi kaçakçılığı ve kara para aklama gibi iddialarla suçlayarak tutuklanmalarını talep etti. Mahkeme, ilk duruşmada delil yetersizliği gerekçesiyle çifti adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. Ancak, dava süreci devam ederken ortaya çıkan yeni kanıtlar ışığında Polat çifti tekrar gözaltına alındı. Tutuklandı. Ardından gerçekleştirilen mahkeme duruşmasında çift, tüm suçlamalardan beraat etti ve serbest bırakıldı. Olay, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve adalet sisteminin işleyişine dair tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Dilan ve Engin Polat çiftinin tutuklanma ve beraat süreçleri medya organlarından sürekli olarak önünüze servis edilen bir haber içeriği olduğu için insanların gündemine düştükçe de kendi aralarındaki konuşmalara şahit oluyoruz. Vatandaş bu tarz olaylar üzerinden adalet sistemini sorguluyor ve şüphe ile yaklaşılıyor. Medyanın haftalarca gündeminden düşmeyen, suçlamaların ciddiyeti ve talep edilen tutukluluk süresiyle suçun büyüklüğüne işaret edilen bir durumda bu kadar hızlı beraat nasıl gerçekleşti? Sonuçta vergi kaçakçılığı ve kara para aklama gibi ağır suçlamalarla gözaltına alınan Polat çifti, uzun yıllar hapis cezası istenmesine rağmen, beklenmedik bir şekilde beraat etti.

Bu noktada, vatandaşı şu soruyu dillendiriyor; Nasıl oldu da bu kadar ciddi iddialarla karşı karşıya olan bir çift, delil yetersizliği gerekçesiyle serbest bırakıldı?

Hukukun temel prensipleri elbette ki masumiyet karinesine dayanır; ancak, gözaltı kararlarının, tutuklama taleplerinin ve hapis cezalarının ağırlığı göz önünde bulundurulduğunda, beraat kararının bu kadar hızlı ve beklenmedik bir şekilde verilmesi, adaletin işleyişine dair şüpheler uyandırıyor.

Eğer bu kişiler suçsuz ve suçlamaya yeterli hiçbir delil yoksa neden itibarlarına kastedildi?

Bu durum insanlar için itibar suikastı değil mi?

Mallarına el konuldu. Lüks araçları Emniyet Teşkilatında kullanılmaya başlandı.

Eğer normal yollardan elde edilmiş bir mal varlığı ise özel mülkiyet hakları neden korunmadı?

Şayet bu insanlar suçsuz ise emniyetin kullandığı araçların geri tahsilindeki bedelleri kim ödeyecek?

Yok eğer bu mallar suç teşkil edecek tarzda, el koymayı haklı kılan gerekçelerle elde edilmiş ise bu durumda ortada suç vardır, suç varsa beraat neden ve nasıl gerçekleşmiştir?

Bu olay sonrası biliniyor ki bankalar işletmelerin Pos cihazlarında ekstra kısıtlamalar, uygulamalar ve sorgulamalar yapmaya başladılar. Türkiye bankacılık uygulamalarında bu olay öncesi ve sonrası diye ayrılabilen bir kırmızı hat belirdi. Eğer her şey normal ise ticari hayatı da etkileyen düzeydeki kısıtlamalar neden uygulandı?

Maalesef ki bu olay, adalet sistemimizin halk nezdindeki güvenilirliğini sorgulatan bir örnek haline geldi. İnsanlar, yargılamanın şeffaflığını ve kararların tutarlılığını sorgularken, bu durum medyada da büyük bir tartışma konusu oldu. Medyanın olayın üzerine bu kadar gitmesi, yargı sürecindeki belirsizlikleri ve kamuoyunun tatminsizliğini gözler önüne seriyor. Polat çiftinin beraat etmesi, halkın, adalete olan inancını sorgulamasına sebep oluyor. Adaletin gerçekten yerine gelip gelmediği, toplum vicdanında hala bir muamma olarak duruyor.

Bu olayda da görüyoruz ki, adalet sadece mahkeme salonlarında değil, aynı zamanda kamu vicdanında da tecelli etmeli. Hukukun üstünlüğü, halkın anlayabileceği, inanabileceği ve güvenebileceği bir şekilde çalıştığında gerçek anlamda yerini bulur.

Bunun için medyada bu kadar yer almış, kamuoyunun gözü önünde alenen gerçekleşen bir yargılamanın gerekçeli kararının da ilanen duyurulması ile bir nebze olsun giderilebileceğini düşünüyorum. Aksi takdirde, Dilan ve Engin Polat olayında olduğu gibi, beraat kararları bile akıllarda derin bir "acaba" bırakıyor.