Dolar (USD)
34.12
Euro (EUR)
38.10
Gram Altın
2876.41
BIST 100
9900.25
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 Ağustos 2024

​Dijital tehlike

Sosyal platformların dünyayı bir ÖRÜMCEK AĞI gibi sardığı aşikâr. Bunların “insanların kafasına format atmak, küresel ideolojiyi hâkim kılmak ve hepsinden öte, bir istihbarat enstrümanı olarak kullanıldığıysa” şüphesiz. O sebeple yalan paylaşımlarla algılarımızı kontrol eden, duygularımızı yanlış yönlere ittiren, milli ve manevi edinimlerimizi törpüleyenlerin, hep AYNI MERKEZLERDEN İLERLEDİĞİNİ söylemek mümkün. Nitekim 2016’da CIA’nın 3000, Çin’in ise 7000 kişiyi sosyal ağları tarayıp, analiz yapmaları için işe alması bunun en bariz ispatı sayılabilir. Elbette “Haberim yokmuş gibi çek” tipi paylaşımlarla, yürütülen propaganda faaliyetleri de cabası. Ancak bizlerin bu gerçeklikten habersiz, zamanımızın büyük bölümünü söz konusu platformlarda harcadığımız bir vakıa. Kaldı ki kimimiz iki beğeni alacağız diye, kimimizin de ticaret adına bu ağlara bağımlı hale geldiği muhakkak. Bunun bir sonucu olarak da ebeveyninden ahlak kurallarını öğrenen, arkadaşlarıyla sosyalleşen, kitaplarla kültürlenen bizler, sanal ortamda NE İDÜĞÜ BELİRSİZ YAYINLARLA GIDALANAN toplumlar olup çıkıverdik.

Bu bağlamda her şey, tamda birilerinin istediği yolda gidiyordu maalesef. Zira yeni bir dünya düzeni kurulurken, bizi BAĞIM HALE getirdikleri bu ağlara, en ufak bir kısıtlamada bile gelen tepki bizi açıkça doğruladı. Tıpkı geçenlerde ülkemizde yaşanan, İnstagram meselesinde olduğu gibi. Keza İçimizdeki bazılarının, hükümeti istifaya çağıracak ve sokağı işaret edecek kadar FÜTURSUZLAŞMASI bu demekti. Hem de ne fütursuzluk… Ne Filistin’deki soykırıma, ne PKK terörüne, ne de 3. Dünya Savaşını çıkartmak için çabalayanlara böyle bir tepki gösterilmemişti doğrusu. Yani bu öylesine bir akıl tutulmasıydı ki, AZGIN İSTEKLERİN vücut bulduğunu hep birlikte görmüş olduk. Tabi olayın aslını bilseler de, muhalefetin yangına körükle gitmesini de hayretler içerisinde izledik diğer taraftan. Lakin hadisenin önünü arkasını, KİMSENİN SORGULAMA ZAHMETİNDE BİLE BULUNMAMASI, hafızalara kazınmak durumunda kaldı ne yazık ki…

Hâlbuki karşımızda MEVCUT YASALARA rağmen ülkemizde temsilcilik açmayan, yine Devletimizin katalog suçlarla ilgili bildirimlerine de hiçbir şekilde MÜDAHALE ETMEYEN bir ağ vardı. Hatta bırakın müdahaleyi, geri dönüş bile sağlamamışlardı. Gerçi niye sağlasınlardı ki! Kendilerini DEVLETLERDEN ÜSTÜN GÖREN bu zümreler, görevlerini yerine getiriyordu hattı zatında. Görevleri ise tamda yukarda değinilen hususlardan başkası değildi. Fakat söz konusu platformun Devletimize karşı işlediği bunca birikmiş cürmün üstüne, HANİYE SUİKASTİ ile alakalı paylaşımlara SANSÜR uygulaması bayrağı taşıran son damla oldu. Devletimiz de kısaca gereğini yerine getirdi. Hemen akabindeyse mesajlarımıza cevap vermekten imtina eden bu ÜSTÜNCÜ KAFALAR, soluğu Ankara’da almak zorunda kaldılar. Ama şehid Haniye ile ilgili taziye mesajlarına dahi gösterdikleri TAHAMMÜLSÜZLÜK ve UYGULADIKLARI SANSÜR, maskelerini düşürmeye yetmişti bir kere. Özetle bunlar; “kendilerini sözde özgürlükçü sayan, dijital diktatörlerden başkası değildi” Sn. Cumhurbaşkanımızın değimiyle…

Anlayacağınız sosyal platformları, dengeli kullanmak gerektiği bir hakikattir zamanımızda. Öyle ki sosyal ağlar üzerinden algılarımızla oynayan ve hipnoz edercesine istediklerini yaptırmaya çalışanların varlığı artık kesinlikle yadsınamaz. Nitekim “Gezi olaylarından, 15 Temmuz’dan ve sığınmacı düşmanlığından” bizler bunun en yakın şahitleriyiz. Şu sıralar İngiltere’de Müslümanlara yönelik çıkan olaylarda, yine sosyal ağlardan yayılan yalanların olması da fazla söze hacet bırakmadığı ortada. O nedenle uyanık olmaktan başka bir çaremiz yok inanın. ÇÜNKÜ SİYONİST İSRAİL’İN SOSYAL PLATFORMLAR ÜZERİNDEN TÜRKİYE’DE Kİ İÇ BARIŞI BOZMAK VE ENERJİMİZİ İÇERİDE HARCAMAK GİBİ PLANLAR YAPMAMASI İMKÂNSIZ. Yoksa hükmettikleri binlerce bold hesaptan, başka nasıl algı oluşturabilirler ki? Bunu bilmek bile kafi… Aman dikkat!