Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.75
Gram Altın
2963.75
BIST 100
9646.28
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Şubat 2021

Dijital Mikrofon

ABD’nin ‘USS Porter’ fırkateyni Boğaziçi’nden Karadeniz’e çıkarken, “Biz kırmızı ışıkta durmayız” mesajını yayınlaması, Boğaziçi eylemcilerine, gezi tipi bir kalkışma için işaret fişeği oldu.

Malum çağımız dijital çağ, dünyanın herhangi bir yerinden attığınız bir fotoğraf, paylaştığınız bir mesaj, insanlığın geleceğini şekillendiriyor, kurulu düzenleri alt üst ediyor. Trump’ın sesini kesen, Türkiye’de MHP Lideri Bahçeli ve Bakan Soylu’nun mesajını tehlikeli bulan dijital platform efendileri, 15 bin kişilik bir üniversitede topu topu 100’ü bulmayan (50 öğrenci bir o kadar öğretim üyesi, kalanı da taşıma eylemci) protestocuların bütün Boğaziçi, bütün öğrenciler, bütün muhalefet, bütün Türkiye adına konuşur hale getirilmesi de dijital mikrofonun gücünü gösteriyor.

Dijital mikrafonun açık kalması sadece Boğaziçi istismarcılarına değil Macron’u, ABD yönetimini de etkiledi. Ve Türkiye’ye Girit ve Akdeniz’den, Atlantic Council’den, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan, CFR’den, Freedom House’den mesajlar birbirini takip etti.

Freedom House (Özgürlük Evi) ABD’nin politika üreticilerine yön veren düşünce kuruluşlarından biri. Kuruluşun internet sitesinde dünya çapında demokrasiyi ve net özgürlüğü keşfedin başlığında bir harita bulunuyor. Haritaya baktığınızda Amerika’nın hedefindeki ülkeleri net olarak görebilirsiniz. Harita ülkeleri özgür, yarı özgür ve özgür olmayan ülkeler diye üç katagoriye ayırmış.

Türkiye bu haritaya göre özgür olmayan Amerika’nın hedefindeki ülkeler arasında bulunuyor. Yani Türkiye, Çin, Rusya, İran, Suudi Arabistan, Venezuela gibi ABD’nin demokrasi ihracatı yapacağı hedef ülkelerden biri. Avrupa’da Beyaz Rusya hariç özgür olmayan ülke bulunmuyor. Ukrayna, Macaristan, Arnavutluk, Bosna Hersek ve Sırbistan yarı özgür ülkeler arasında. Asya’da ise özgür ülke olarak Hindistan, Moğalistan ve Japonya var. Ortadoğu’da İsrail ve Tunus özgür, Ürdün ve Fas yarı özgür ülke olarak gösterilmiş. Afrika’da üç güney Afrika ülkesi ile doğu Afrika ülkesi Gana özgür ülkeler arasında. Güneydoğu Afrika’da Kenya, Tanzanya, Mali, Güney Batı Afrika’da Fas, Nijer, Nijerya, Burkina Faso’nun demokrasi ve özgürlükleri bile Türkiye’nin demokrasisinden daha gelişmiş, daha özgürlükçü gösteriliyor.

Özgürlüğün değişim oranında ise Türkiye -2 ile birçok üçüncü dünya ülkesinin gerisinde gösterilmiş. Çin, İran, Pakistan, Mısır ve Suriye gibi ülkelerde demokrasi ve özgürlük alanında değişiklik gösterilmezken, Etiyopya, Suudi Arabistan, Libya demokrasiye ve özgürlüğe olumlu yönde ilerlemişler. Sudan ise artı 5 ile demokrasi ve özgürlüğe koşuyormuş.

Site’nin en son haberi ise, erişilemiyor, ulaşılamıyor, ulus ötesi baskıyı anlamak başlığını taşıyor. Burada kasıt, ABD, İngiltere, Almanya, Avusturya gibi sözde özgür ülkelerde yaşayan bizim FETÖ’cü ve PKK’cılar dediğimiz teröristlerin takip edilmesini ele almışlar. Türkiye bu teröristleri takip ederek büyük suç işliyormuş. Bu kategoride Çin, Rusya, Suudi Arabistan, Ruanda ve İran’ın da aralarında olduğu altı ülke hedefe konulmuş. Bu rapordan yapılan çıkarım ise ABD, yeni dönemde de çalışacağı FETÖ ve PKK gibi terör örgütü üyelerine muhalif kisvesi giydirerek kullanmaya devam edecek.

Bu arada Amerikan İlerleme Merkezi, Türk yönetimine S-400’den vazgeçmesi için ekonomik, siyasi ve askeri baskının artırılacağını Türk halkının muhtemel bir seçimde S-400’ı 6 ay içinde unutabileceğini ama ekonomik sıkıntının unutulmayacağının altını çiziyor. ABD Türkiye’nin sözde değil özde müttefik olmasını bekliyor. Özde müttefik neymiş. Macron, Türkiye’nin Suriye’ye harekatıyla NATO’nun prestijinin sıfıra indiğini anlatıyor. Pekiyi maden NATO’nun prestiji önemliydi, Fırat Kalkanı harekatı (2016) sonrasında, Türkiye’den operasyonu beraber yapalım diye açık davet geldiği halde sizi Türk askeri yerine PKK teröristleriyle çalışmaya iten hangi NATO menfaati idi. Yine aynı mikrofon durumu, ABD bile son 10 yılda patriot için Türkiye’ye onlarca fırsat verildiğini Türkiye’nin S-400’ü tercih ettiği yalanını yüksek sesle kamuoyuna aktarıyor mikrofondan.

Tüm bu gelişmeler olurken, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nden sürpriz bir karar geldi. Bu karara İsrail de ABD de çıldırdı. Filistin topraklarında İsrail’in işlediği savaş suçlarının araştırılacağını söylüyordu bu karar. Özgürlük evinin, hiç görmediği bu İsrail’in suçlarının araştırılmasına tepki gösteren Netanyahu, mahkemenin kararıyla demokratik ülkelerin kendini savunma hakkını ihlal ettiğini belirtiyor. Bunu da bir antisemitizm olarak yorumluyor.

Bu arada ABD’de Biden yönetimi, Yüksek Mahkeme’ye atamalarında bundan böyle Avukatlar sendikasından görüş almayacaklarını, gerekçe olarak da sendikanın beyaz olmayanların sicillerini kötü göstererek Yüksek Mahkeme üyeliklerinin önünü kestiğini belirtiyor. Mükemmel demokrasiyi görüyor musunuz? Siyahlar öldürülüyor, ayrımcılığın her türlüsü gırla gidiyor. Ama mikrofona malzeme üreten STK’lar bunları demokrasi için bir mania görmüyor. Sözde demokrasilerin, hedef ülkelerde yaptıkları, katliamlar, adam kaçırmalar, bombalamalar ileri demokrasinin kurulması için yapılıyordur her halde.

Yazıyı daha fazla uzatmadan, devletler yerine dünyayı yönetmeye soyunan dijital mikrofonun efendileri, Türkiye’yi hedef ülke haline getirdiler. Siz hala olayı bir rektör ataması mı sanıyorsunuz? Üfleyin mikrofona, Gündem’de CHP’li Kasım Gülek’in vatan toprağını satarak Boğaziçi arazisi ile ilgili yetkiyi New York Mahkemelerine vermesi var. Soros’un LGBT sevdasını anlayabiliyor musunuz?