Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.70
Gram Altın
2958.99
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Nisan 2021

Dijital davet

Pandemi öncesi yoğun bir program trafiğimin olduğunu yakın dostlarım bilirler. O programdan programa ciddi bir koşuşturma içerisinde hayat akıp giderdi… Bazen düşünürdüm, programsız kalma durumunda hayata nasıl tutunabilirim, diye…

Derken Pandemi süreci çıkageldi, evlerimizde mahsur kaldık, program akışımız bıçakla kesilir gibi durdu… Ancak devam eden bir hayat vardı… Bizi bekleyen yeni sorumlulukları erkenden fark edebildik… Her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğunu bu süreçte keşfettik… Umudu tükenmemiş, iradesi çökmemiş, heyecanı bitmemiş olanlar için yeni fırsatların kapıda olduğunu gördük… Bir kapıyı kapatan Allah, yeni bir kapıyı açıyordu… Yola çıkanlar için yolun açık olduğunu işaret ediyordu…

Tıpkı karada yürüyüşü engellenen Hz. Nuh'a gemi ile yürümeyi nasip ettiği gibi… Gündüz Taif'te taşlanan ve engellenen Hz Muhammed(sav)’e gece yürüyüşü ve yüceliğini nasip ettiği gibi…

Hani ayet-i celile buyuruyor ya…

“Bizim uğrumuzda elinden gelen çabayı sarf edenlere gelince, onları, bize ulaşan yollara mutlaka yönetiriz.” (Ankebut, 69)

Evet, sefer azmini yitirmeyenlere kapılar açılıyor.

Bu gerçekten hareketle Pandemi sürecinde sanal dünya ile daha yakından tanışmak ve taşınmak nasip oldu…

Youtube, instagram, twitter, facebook, messenger, teamlike, skype, telegram vs… Gün yok ki yeni bir mecra ile tanışıyor olmayalım…

Artık derdimizle, davamızla, davetimizle sosyo sanal dünyadayız… Dijitalde yerimizi almak zorundayız… Çünkü artık “şehrin en uzak yerinden koşarak gelen adamlarımızın” zemini değişti, ışık hızı ile seslerini dünyanın öteki ucunda bulunanlara duyurma fırsatı doğdu… Sanki bir “Bast-ı zaman ve tayyi mekân” ile karşı karşıyayız… Artık bütün insanlar sanal komşumuz, dijital dostumuz gibiler…

İslam davetçilerinin yeni normali bu mecralar…

Şu gerçeği de görmek durumundayız… En sıkıntılı sınav alanlarımızdan biri de sosyal medya, sanal dünyadır…

Sanalda savrulmakta var, sorumluluk bilinci ile doğrularımızı savunmakta var…

Dijitali dinleştirenlere karşı dijital üzerinden dinimizi duyurmakta mümkün… Dijital dönüşüm çılgınlığına “dur” demek için hikmet içeren bir davetle yerimizi almakta acele etmeliyiz…

Tabi ki, dijitalin nesnesi değil öznesi olmalıyız… İnsanlığı dijital çukurlardan kurtarıp, Rabbânî çağrı, çizgi ve çığırla buluşturmalıyız…

Küresel kötülüğün taşıyıcı aracı haline gelen dijitalde, evrensel iyiliğin egemenliği için kendimize yeni koridorlar açmalıyız…

Savunma da kalmayıp, fitnenin üretim merkezleriyle rekabet edilebilir ileri sistemler icat etmemiz gerekiyor…

Temiz bir dijital ile temiz bir dünyayı hedeflemek durumundayız… Dijitalin dezenformasyonuna tepkisiz kalamayız…

Dijitalin belirsizliğinde flulaşmadan yeni fırsatlar oluşturmak, imkânlar üretmek mümkün…

Yüce ahlaki melekelerimizle o mecralarda yol alabiliriz… Önemli olan o dünyaya ruhunuzu yansıtabilmek… Sözün magazinleştirilmesine, hakikatin sulandırılmasına müsaade etmemektedir.

Sosyal medyada sergileyeceğimiz davranışlar, yaptığımız tercihler, beğeniler, yorumlar, paylaşımlar, arkadaşlıklar İslami duruşumuzun birer yansıması olmalıdır…

Sanalın kolaycılığına kaymadan, kendi kriterlerimizden kopmadan, kulluğun gerekliliklerinde sebat etmeliyiz…

Dijital dünyanın cazibesi ile gelen yenilikleri kendi inanç değerlerimize göre, pratiğimize uyarlamamız gerekiyor…

Medyatik marazlardan, popüler illetlerden korunmak için duyarlı olmak durumundayız…

Dijital dünyada nerede durduğumuz “Din gününde” bizden sorulacaktır…

Belki sözümüzden önce ahlâkımızı o zemine taşımamız gerekiyor…