Devrimler, devrimler, devrimler…
AK Parti’nin 20 yıla sığdırdığı
devrim değerindeki hizmetlerini saymak için 99’luk tespih lazım. Ve eminim AK Parti
lideri ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın devrim gibi hizmetlerini
tarih bambaşka bir şekilde yazacaktır.
Vecihi Hürkuş’un milli uçak
hikâyesini,
Kemalettin Vardar’ın yerli otomobil
anılarını okuyanlar, bugün yerli üretimimiz olan SİHA’nın, helikopterlerin,
birkaç ay sonra hangardan çıkacak olan savaş uçağımızın, gemilerimizin ve tabi
ki TOGG’un bizler için ne anlama taşıdığını daha iyi kavrayabilirler.
Kemalettin Vardar, “Otomobil yapıyoruz, buna her vatan evladı
seviniyordu. Ama bazıları otomobil yapacağımıza ülkeye ihanet etseydik,
vatanımızı satsaydık daha çok sevineceklerdi.”
R. Tayyip Erdoğan yıllar önce (2018),
“29 Ekim 2022’de ilk yerli ve elektrikli
otomobilimiz olan TOGG banttan inecek” demişti. Erdoğan sözünde durdu ve
geçtiğimiz Cumartesi günü (29 Ekim 2022) TOGG banttan indi ve inşaallah birkaç
ay sonra seri üretime geçecek.
Bu Türkiye için müthiş bir başarıdır.
Bu başarı sadece otomobil üretmekten ibaret değil, dünyada güvensizliğin kol
gezdiği dönemde, milletimizin umutsuzluğa sevk edilmek istendiği dönemde
özgüvenin kazanılmasının da başarısıdır.
TOGG’un Gemlik’te yapılan fabrika ve
tesislerinin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan haklı
olarak, “Türkiye Yüzyılı’nın ilk
fotoğrafı burada hizmete açtığımız tesistir. Sizler milletimizle birlikte Nuri
Demirağ’ın, Nuri Killigil’in Vecihi Hürkuş’un ve Şakir Zümre’nin mirasını
onurlandırdınız.” diyerek, “Biz kim
teknoloji kim? Biz Türkler ancak tüketiriz…” diyen batıperestlere verilen
en güzel cevaptır TOGG.
Muhalefetin ne dediğini, neden
söylediğini anlatarak bu güzelliği kirletmek istemezdim. Lakin “Ne millisi? Pek çok parçası farklı
ülkelerden geliyor” demelerine cevap vermeliyim. Biliyorum, onlar
sevinmezler çünkü bir tek kere Türkiye'nin başarısına sevindiklerini görmedik.
Türkiye'nin hiçbir başarısını alkışladıklarını duymadık. CHP’li belediyelerin
yaptıkları çıplak insan heykeline sevindikleri kadar ne yerli uçağımıza, ne
helikopterimize, ne otomobilimize sevindiler.
Evet, TOGG geleceğin otomobili olması
hasebiyle farklıdır,
Ülkem 2 asırlık bir gecikmeden sonra
kendi otomobilini üretmişse,
Bu otomobil, dünya otomobil
sektörünün 50 yıl önceki örneklerinden biri değil de geleceğin tasarımı ile
üretilmişse buna sevinmemek mümkün mü?
Ama sevinemiyorlar. Adamların kanında
yabancı kan mı var nedir bilmiyorum lakin TOGG’u karalamak için ne gerekiyorsa
beş katını, on katını yapıyorlar:
Motoru bir ülkeden, farları bir ülkeden, egzozu başka ülkeden…
Bakınız;
Bir Alman otomobilinin parçaları
nerelerden geliyor:
Çelik, Belçika malı,
Direksiyon, Romanya malı,
Farları, Çekya’dan,
Lastikler, Türkiye'den,
Elektronik, Çin, Japonya, Kore’den…
Buna rağmen bir tek Alman vatandaşı, “Bu otomobil yerli değil” diye bir
ifade kullanmadığı gibi bunu aklından da geçirmedi.
TOGG alanında en iyisi değil lakin
alanının öncü tasarımlarındandır. Türkiye herhangi bir otomobil değil ki.
Türkiye dünyanın gidişatına uygun, egzoz sorunlarının tartışıldığı dönemde ve
dünyanın yakın gelecekte elektrikli araçlara geçeceğini göz önünde
bulundurduğumuzda TOGG’un değeri anlaşılır.
Neticede bu otomobil ülkemizin önemli
bir başarısıdır. Mühendislerimizin üstün başarısı olan bu otomobil gelecekte
daha iyi üretimlere imza atmamızın da habercisidir. Buna Renault’çular üzülür,
Peugeot’cular, Mercedes ve diğerleri üzülebilir, de, biz neden üzülüyoruz?
“Biz”
dediklerimin “bizimle” iki asırlık
sorunu TOGG’a da yansıyor, olay budur.