Dolar (USD)
34.27
Euro (EUR)
37.05
Gram Altın
3005.48
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 Ekim 2024

​Devletin Kürtlere yaptığı ikinci teklif

İlki çözüm sürecindeydi ve yine bugünkü gibi haklı bir gerekçesi vardı. Bu köşeyi takip edenler bilir. Muğlalı bir Türkmen olarak oldum olası Türk Kürt birlikteliğine vurgu yapmışımdır. Arşivim böyle yazılarla doludur.

Çünkü küresel sistem, PKK eliyle kadim Kürt halkından Selahaddin Eyyubi'nin intikamını almaya çalıştı. Türklerle Kürtler ebediyen birbirlerine düşman olsunlar diye ne gerekiyorsa yapıldı bu ülkede.

Erdoğan siyaset sahnesine adım attığında ise bir şey oldu. Eski Türkiye'nin mağdurları bu dönemde sahici, samimi ve kalıcı dostluklar kurmaya başladı. Üstelik bu dostluk sıradan, içi boş olan bir dostluk değildi. Yaralarımızı çarçabuk sararak güçlü bir Türkiye inşa edelim istiyorduk.

Ama Amerika izin vermedi. Örgütü PKK, devletin uzattığı eli geri çevirerek çatışma ortamı oluşturdu.

Bugünlerde yine bir hareketlilik var.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin lideri Devlet Bahçeli’nin İmralı çağrısı sizleri şaşırtmış olabilir. Bunu normal karşılarım. Zira geçmişte asılmasını istediği bir terör örgütü liderini bugün meclisten çağrı yapmasını teklif ediyor.

Ve şöyle bir cümle kurdu Bahçeli, "Teröristbaşının tecridi kaldırılırsa TBMM’ye gelsin ‘terör bitti’ desin.”

İnanın ülkenin değme liberalleri bugünlerde böyle bir açıklama yapmayı akıllarından bile geçiremezdi.

Şimdi mesele şu,

Bilindiği gibi Amerika, Ukrayna üzerinden Rusya’yı, İsrail üzerinden de Suriye ve ülkemizi hedef alarak tüm dünyada küresel hegemonyasını kurarak hepimizi tutsağı aline getirmek istiyor. Ve bu tehdit her geçen gün artıyor.

Bu ateş er ya da geç bizi bulacak. Bunu hepimiz biliyoruz.

Hatırlarsanız Clinton başkan olduğunda ’Türkiye Arap dünyasına kaymakla hata yapıyor’' diyen Martin Indyk’i önce Orta Doğu Danışmanlığı masasına getirdi sonra da İsrail Büyükelçisi olarak atadı.

O dönem ABD, Irak’ı parçalamak için Barzani üzerinden Kürtleri kullanmak istiyordu. Bugün ise PYD üzerinden Türkiye’yi güneyden kuşatmak istiyor.

1994 yılında Başbakanlığa bağlı Politik Psikoloji Merkezi tarafından organize edilen bir toplantıda davetlilerden İsrailli bir uzman, Türkiye’nin güneyini Kürdistan olarak göstererek zaten niyetini açıkça ortaya koymuştu

Lafı uzatmayayım, açıkçası 150 yıllık büyük bir plandan bahsediyoruz. Siyonistler, Orta Doğu’daki haritaların yeniden şekillenmesinde rol oynayacak kukla bir devletin peşindedir.

İşte bu plan Erdoğan’ın iktidarı ele almasıyla ciddi anlamda sekteye uğramıştı. Barzani ile kurulan ilişkiler ve yapılan petrol anlaşmaları ABD’nin beklemediği hamlelerdi.

Bugün de Bahçeli’den böyle bir hamle beklemiyorlardı. Belki de bekliyorlardı şimdilik bunu bilmiyoruz.

Hatırlayınız, Diyarbakır buluşmasında Erdoğan “bizim muhabbetimize sınır çizemezler” diyerek muhteşem bir konuşma yapmıştı. Bir gün sonra FETÖ de dershaneleri bahane ederek açıktan savaş kararı aldı ve ardından 17-25 Aralık darbe teşebbüsü yaşandı.

Kısacası ne zaman Türk ve Kürt(PKK değil) yan yana gelmeye çalışsa bu ülkeyi kaosa sürüklediler. Şimdi ateş etrafımıza sararken birlikte olmaktan başka çaremiz kalmadı. Ben bu çıkıştan istifade ederek birlik olmayı yeniden dillendireceğim.

Fakat ABD, bugün Kürt devleti projesinden vazgeçmiş değildir. Bu uzun soluklu projeyi bugün Suriye’nin Kuzeyinde tesis etmek niyetindedir. Arka planda neler dönüyor bilemem. Bildiğim tek şey içeride ortak aklı tesis etmemizdir.

Fakat burada unutulmaması gereken husus, PKK’nın kontrolü Öcalan’da değil Amerika’dadır. Bakalım Bahçeli’nin aldığı riskin boyutları ne olacak?

 
Masrafsız Bankacılık
Görüntülü Görüşme