Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.31
Gram Altın
2918.48
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Ekim 2021

Devleti kurtarma reçetesi

Enflasyonun ekonomiyi zora soktuğu artık herkesin hemfikir olduğu bir konu haline geldi.

Faiz-enflasyon ilişkisinde neden-sonuç üzerine yapılan tartışmalar bir yana vatandaşın cebindeki paranın pula dönmesi herkesin hayatında yaşadığı acı bir gerçek.

1 kuruşun 26; 25 kuruşun 39; 50 kuruşun üretimi için 66 kuruş değerinde bakır, nikel ve çinko kullanılması yüksek enflasyon ile Türk Lirasındaki değer kaybının ülkemizi getirdiği son nokta oldu.

Denge bir türlü tutturulamıyor.

Türk lirasının çok değerli olduğu zamanlarda ithalat artıyor.

Sosyal hakları daha geri olan devletlerde ucuz yollu, emeğe dayalı üretilen ürünler, parası değerli olan diğer ülkelere satılıyor.

Değerli TL olduğu zaman hepimizin hayatını kolaylaştıran birçok ürünün bu ülkelerden ülkemize doluştuğunu hatırlayalım.

Bunları alabilmek için, yurtdışı ticaretinde rezerv para kabul edilen ABD dolarını kullanmamız gerekiyor.

Yabancı ülkedeki üretici; bizim TL’yi, Bulgaristan Leva’sını ya da başka bir millî parayı nerede kullanacak?

İthalat yapmak isteyen ülkelerin ellerinde ABD doları bulundurmaları gerekiyor.

Ülke paralarının ABD doları ile arasında farkın azalması doların temin edilmesini kolaylaştırırken ülke parasının daha ucuz olması yani farkın artması yeterli miktarda ABD dolarının temin edilmesini daha da güçleştiriyor.

Artık geçmiş dönemlerdeki gibi tamamen kendi kendine yeten bir ülke olamayacak kadar çok çeşit malın dünyada üretilmesi, bu seçeneğin de devre dışı kalmasına neden oluyor.

Bu nedenle para politikasını dengeli bir hâle getirerek ABD doları ile millî para arasındaki değer makasını daraltmak gerekiyor.

Sadece bu da yetmiyor.

Parası değerli olan ülkenin, ithalattan kaybettiği parayı gidermek için taklit edilemeyecek düzeyde yüksek teknolojili ürünleri üreterek bunları dünyaya pahalıya satması gerekiyor.

Fakat yüksek teknolojili ürün ürütmek girişimcilik imkânlarının geniş olduğu, parlak zekâların çekildiği ülkelerde daha kolay yapılabiliyor.

Türkiye girişimcilik noktasında maalesef istenilen noktaya bir türlü gelemedi.

Bunların önemli bir sebebi özel sektörde çalışmak yerine devlet kapısında çalışma arzusunun birinci sırada olması.

Gençlerimiz en verimli çağlarını KPSS gibi çeşitli sınavlara hazırlanarak geçiriyorlar.

Yurtdışından ülkemize gelen iş gücü ise çoğunlukla emeğe dayalı işlerde çalışan kişilerden oluşuyor.

Nitelikli olanları kendi elimizle Avrupa’ya veya diğer gelişmiş ülkelere gönderiyoruz.

Özgürlük anlayışımız, içki içmek, namaz kılmak, başörtüsüne sarılmak, yöneticilere küfür etmekten öteye gidemiyor.

Yöneticilerimiz veya yönetici adaylarımızın örnek başarıları yok.

Olanları da siyaset yoluyla hep beraber bitiriyoruz.

Devletimiz çok büyük.

Köklü bir geçmişimiz var.

Sudan’da yeniden darbe yapılması, Lübnan’da halkın WhatsApp vergisi nedeniyle sokağa dökülmesi devlet denilen organın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Türkiye devlet geleneği olan büyük bir tarihin üzerinde yaşıyor.

Her şeyi toparlayabiliriz.

Çevremizdeki tüm sorunları aşabiliriz.

Ama birbirimizi düşman görerek bunların hiç birisini yapamayız.

Tekrar birleşmek zorundayız.

Devlet ebed müddet.