Dolar (USD)
32.52
Euro (EUR)
34.75
Gram Altın
2432.43
BIST 100
9722.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Eylül 2022

Devleti ayakta tutan dört unsur

“Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık” olarak tarif edilen devlet, tarihin ilk dönemlerinden bu yana her toplum için hayatın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Bu siyasî gücün mahiyeti, fonksiyonları, yapılanma biçimleri ve ahlâkî sınırları daima kültürel zeminin özellikleriyle bağlantısını korumuştur. Toplumların devleti algılayış biçimleri inançları çerçevesinde şekillenmiştir.

Devletlerin uzun ömürlü olabilmeleri için temellerinin sağlam olması gerekir. Geleceğe emin adımlarla yürümek isteyen milletler devletlerini şu dört temel üzere kurgulamaları gerekir.

Birincisi ahlâki temeldir. Ahlâki temelde gaye, Allah’a ve O’nun eseri olan kâinata, kâinatın gözbebeği olma kâbiliyetini taşıyan insana sevgi, saygı, merhamet, diğergâmlık, adâlet, eşitlik, hakkâniyet, dürüstlük, iffet, temizlik, intizam, itidâl, ölçülü hoşgörü ve hürriyet, maddî ve mânevî yardımlaşma, dayanışma, toplumu ile birlikte mutluluk veya keder, refah veya sıkıntıyı paylaşma, mânevî değerlere ve varoluş amacına yönelik duyguların hâkim olduğu bir toplum inşa etmektir.

İkincisi kültürel temeldir. Kültür; bir toplumun duyuş ve düşünüş birliğini oluşturan, gelenek durumundaki her türlü yaşayış, düşünce ve sanat varlıklarının bütünüdür. Tarihsel ve toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan her türlü değerlerle bunları kullanmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların tümüne kültür denir. Kültür, bir toplumun kimliğini oluşturur, onu diğer toplumlardan farklı kılar. Kültür, toplumun yaşayış ve düşünüş tarzıdır. Kültürel değerleri ne kadar sağlam ve kadim ise o devletin ömrü de o kadar uzun olacaktır.

Üçüncüsü ekonomik temeldir. Bir insan topluluğunun ya da bir ülkenin, yaşayabilmek için üretme ve bunları bölüşme biçimlerinin ve bu eylemlerden doğan ilişkilerinin tümüne ekonomi denir. Güçlü devletler güçlü ekonomileriyle oluşur. Ekonomik olarak yetersiz olan ülkeler dışa bağımlı yaşamaya mecburdur. Üreten ülkeler her zaman daha bağımsız ve daha özgür yaşamayı hak ederler.

Dördüncüsü idari temeldir. Nerede bir arada yaşayan insan topluluğu varsa orada daima yönetim ve yöneticiler var olmuştur. Kaynağı insan olan devlet Anayasa ile bireylerin hak ve özgürlüklerini güvence altına alan, güç ve yetkiyi yasama, yürütme ve yargı organları arasında dağıtan, yerel yönetimlerle idari yapıyı bölüşen, hukuki temele ve halk egemenliğine dayalı, Hakem Devlet anlayışına sahip, yönetimde açıklık ve şeffaflık sağlayan, bireylerin haklarını ve özgürlüklerini koruyan, gözetilmeye ve korunmaya muhtaç kimselere yardım ve destek sağlayan, gelir ve giderleri prensip olarak birbirine denk olan, uluslararası siyasi ve ekonomik ilişkilere önem veren, dini ve evrensel değerlere sahip, yönetiminde liyakat sistemi geçerli, katılıma dayalı bir yapıda olmalıdır.

Bu dört temel üzerine kurulu devlet bu temellere sadık kaldıkça yaşayacaktır.