Devlet uyumaz
Vatandaş olan bitenden haberdar, algıya yalana dolana pabuç bırakacak kadar da zekâ özürlü değil ama İçimizdeki bazı angutların ağız gevelemelerinden anlıyoruz ki, teröristin tanımını bir kez daha yapmak gerekiyor.
Vatandaşı; konuşma özürlü, geri zekâlı, makarnacı, şucu, bucu
görenlerin terörist tanımına göre istiklal caddesindeki 6 vatandaşımızın canını
alan onlarca vatandaşımızın yaralanmasına sebep olan yaratık terörist
değil.
6 yıl boyunca büyük bir saldırıyla karşı karşıya olmadığımız için
mutluydum. Hem de öyle bir mutluluk ki, aynı zamanda özgürlüğün tadını alarak
güvenlik içerisinde yaşamanın hazzına vesile oluyordu.
Bir zamanlar en öncelikli sorun olarak gördüğümüz terör ve
güvenlik, yıllardır sorun olmaktan çıkmış ve hafızalarda bıraktığı kötü algıda
kaybolmuştu.
İstiklal caddesinde istikbalimize tasallut olmak isteyenlerin
işlediği cinayet bir yerlerden düğmeye basıldığının ateşlenmiş fitili olabilir.
Eski Türkiye’de benzer saldırılar sık yapıldığı için belki
kanıksanmıştı ama uzunca bir süredir devletimizin ve güvenlik güçlerimizin
yoğun gayretleri sonuç vermiş ve terör unsurları yerinde kurutularak huzur ve
güven ortamı sağlanmıştı.
Bu menfur olay; beka meselesi olmasına rağmen yerli olmayan
dolduruşlara gelerek klavyelerinin duşlarını kullanıp fikir ürettiğini
zannedenlerin kaleminden veya dudaklarından dökülenler bendenizi ziyadesi
ile üzdü.
Muhalefet etmek elbette demokratik bir hak.
Ancak muhalefet edenler öyle bir savrulma yaşıyor ki, hazretler
utamasalar teröristleri savunacaklar.
Gâvurun ekmeğine ballı yağ sürdüğünün farkında bile olmayan
sesi soluğu gür çıkan vur patlasın çal oynasıncı bir kesimle iç içe
yaşamak gerçekten zor.
Sureti insanların ağzından ve kaleminden dökülenlere bakınca,
Allah Allah demekten başka bir kelime de bulamıyorum.
Değerli okurlar, istikbalimize istiklal caddesinde canlarımızı
yakarak göz dikmiş alçak hainleri koruyan ve devletimizi suçlayanlarla aynı
çatı altındayız ve aynı havayı soluyoruz.
Amalı, fakatlı kelimelerle kurdukları cümlelerden çıkan
anlam, cinayeti devletimiz işlemiş ve vatandaş yalanlarla aldatılıyor.
Seçimlerde malzeme olarak kullanılacakmış gibi ipe sapa gelmez
akla ve mantığa aykırı bir sürü saçma sapan laf salatasından ibaret birlik
hamurumuzu sulandıracak sözler sureti insan olanların kaleminden veya
kelamından dökülüyor.
Tıpkı 15 Temmuz da devletimizi darmadağın etmek isteyen hain
güruhun yediği herzeleri savundukları gibi bu cinayeti de böyle yorumlayıp
aklımızla dalga geçenler var.
Birkaç gündür daha da kesifleşerek burun direklerimizi sızlatan
pis kokular, sureti insan bu güruhun işkembesinden dökülüyor. Bu kokudan
haz alan ve etrafa yaymaya çalışan yerli ve yabancı sanal zekâlıların
oyununa gelinmemeli.
Devletimiz Pençe-kılıç harekâtı ile verdikleri mesaja anladıkları
dilden cevap verdi çok şükür. Sağdan soldan gelen it mırıldamalarından da
anlıyoruz ki çok isabetli zamanlaması yerinde ve devamı da gelecek İnşallah.
İstiklal saldırısından sonra İBB başkanının işini gücünü bırakarak
kendisi ve avenesi ile caddeyi mekân eylemesi bana enteresan geliyor.
Şakşakçı ordusunu ve PİAR ekibini yanına alarak yaptığı bu
eylemi hayra yormakta zorlanıyorum.
Moral veriyor algısı ile yapıldığına inanmak zor. Çünkü vatandaşla
tokalaşmalar ve yakın ilişki sırasında beden dilinde samimiyet yerine riya
kokuyor.
İstanbul’da yaşayan bir vatandaş olarak görüp
yaşadıklarımla hiçbir şeyin eskisinden daha güzel olmadığını söylemek
isterim.
Yerli ve yabancı parlatıcılar ne yaparsa yapsın Ablanın
Rabbiyesirlisi için gerçek bu maalesef.
Şalgamın çorbaya girdiğinde yağ olduğunu sanması gibi bir garabet
var ortada.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.