Devlet okullarında 80 Alman öğretmen
Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında 8 Mayıs 1957 tarihinde imzalanan bir kültür anlaşması var. İki ülke arasında kültür alışverişine dayalı bir anlaşma bu.
İyi de ne var bunda diyeceksiniz?
Bizi ilgilendiren tarafı, 26 Mayıs 1986 tarihinde Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan eski kültür anlaşmasına ek bir anlaşmanın içeriğidir.
O tarihte bu anlaşmayı imzalayan kişi tahmin ettiğiniz gibi cuntacı Kenan Evren’dir.
“Türk halkına Alman lisanının ve kültürünün daha iyi tanıtılmasının Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasındaki kültürel ilişkilerin devamı ve kuvvetlendirilmesine önemli katkıda bulunabileceği inancıyla…” diye başlayan bir anlaşma imzalanıyor.
Almanya’da ikamet etmiş olan ve Türkiye’ye dönen Türk vatandaşlarının çocuklarının ülkedeki okullara uyum sağlamalarını desteklemek amacıyla Alman öğretmenlerin takviyesini istiyor hükümet.
İlgili proje okullarında görev alacak Alman öğretmenlerin sayısı 80 olarak belirlenmiştir. Bu öğretmenler Anadolu Liseleri hazırlık sınıfları, 6-11 sınıflar ile Anadolu Teknik Liseleri hazırlık sınıfları ve 9-12 sınıflarda görev alıyorlar.
İhtiyaca göre yurda dönenlerin çocuklarının uyumlarını sağlayacak diğer öğretim kurumlarında da görev alabiliyorlar.
Öğretmen alımı nasıl
oluyor?
Türkiye hükümeti öğretim yılı başlamadan 6 ay önce Alman öğretmenlerin görevlendirilecekleri okulların adlarını, öğretmenlerin branşlarını, sayılarını ve öğretmenlerde aranılacak nitelikleri Almanya’ya diplomatik yoldan bildiriyor.
Almanya da gönderecekleri öğretmenlerin niteliklerini en az 3 ay önceden yine diplomatik yoldan Türkiye’ye gönderiyor.
2. maddenin 3.
paragrafına göre belirtilen Alman öğretmenlerin işvereni de Milli Eğitim
Gençlik ve Spor Bakanlığıdır.
Bakanlık söz konusu öğretmenler ile istihdam yerlerini ve öğretmenlerin verecekleri dersleri tespit eden bir hizmet sözleşme akdeder.
Bu sözleşmeye göre;
Öğretmenler haftada 25 saate kadar 45 dakika süreli Almanca dilinde ders vermekle yükümlüdür. Ancak öğretmenlere “özel görevler” tevdi edilmesi halinde haftalık girmekle yükümlü oldukları ders sayısının sayısı azaltılabilir.
Türk okullarının yaz tatili sürecinde öğretmenlerin 30 iş günü tatil yapmalarının sağlanması kaydıyla kendilerine 4 haftaya kadar yaz kurslarında görev verilebilir.
Türkiye’deki çalışmalarının karşılığında Alman öğretmenlere Milli Eğitim tarafından emsali Türk öğretmenlere ödenen maaş kadar sözleşme ücreti ödenir.
Ayrıca bu öğretmenlere sözleşme ücretleri dışında Federal
Almanya Yurtdışı Okulları İdare Merkezi ve Hükümetlerarası Göç İşleri Komitesi (CIM)
tarafından ücret ödenir ayrıca Almaya-Türkiye,
Türkiye-Almanya arası gidiş geliş yol masrafları karşılanır.
Alman öğretmenlere ve ailelerine ayrıca Türkiye’ye harçsız müteaddit giriş izni verilir. Ve elbette oturma izni de bunun içindedir. Dahası şahsi menkul kıymet de dâhil olmak üzere zati eşya ve mesleki aletler ithal etmelerine izin verilir.
Alman öğretmenler ve aile fertleri her zaman için gümrük vergi harç ve resimlerini ödemeksizin söz konusu binek araçları Türkiye Cumhuriyeti sınırları dâhilinde ve haricinde kullanabilirler.
İlaveten bu öğretmenlere görevlerini yerine getirmede kolaylık sağlamak için Türk öğretmenlere verilen hüviyet gibi yetkili resmi Türk makamlarınca tanınan bir görev kimliği verilir.
Alman öğretmen kurul başkanı bulunduğu okulun bölüm şefi derecesindedir ve Alman öğretmenlerin menfaatini okul idarecilerine karşı korumakla görevlidir.
Anlaşılan o ki bu anlaşma çerçevesinde o tarihten itibaren ülkemizin devlet okullarında 80 Alman öğretmen görev yapıyor. Ve görüldüğü gibi bir hayli imtiyazlı statüye sahipler.
Ben şunu merak
ediyorum; mütekabiliyet esası gereği Almanya devlet okullarında görev yapan
Türk öğretmenler var mı? Eğer yoksa ülkemizde sayıları 80 küsur olan Alman
öğretmeni devlet okullarımızda neden tutuyoruz?
Bu öğretmenlerin Anadolu liselerinde gerçekten ne yaptığını merak etmiyor musunuz? Artık bu anlaşmayı feshetmenin vakti gelmedi mi?