Devlet Bahçeli
Yazılarımda mecbur kalmadan siyasu00ee mevzulara girmemeye çalışıyorum. Alanım kültür, sanat, edebiyat ve medeniyet. Fakat öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, İslam aleminin kalesi, Türk dünyasının ümidi ve öncüsü, yeryüzündeki bütün mazlumların sığınağı olan Türkiye'miz tehlikeler ve badireler atlatırken herkesin yaşananlar hakkında fikrini açıklaması, kirli kumpaslara dair beyanda bulunması, yerini ve safını belirlemesi zaruret halini almıştır. 40 yıldır Babıali'de ömür tüketen bir gazeteci olarak naçizane kanaatim budur.
15 Temmuz İhaneti'ni yapan FETÖ mensupları hala ortalıkta cirit atarken, PKK'lı hainler Doğu'da ve Güneydoğu'da Mehmetçiklerimizi gün begün şehit ederken sorumsuz, izansız, insafsız ve haksız birileri 'sözde adalet' adına yollara düşmüş yürüyor. Bugün Ankara'dan çıkıp İstanbul'a yürüyen bu nadanlar, Cumhuriyet'i kuran partinin bugünkü idarecileri olup, 15 Temmuz 2016 gecesi saklanacak delik arıyorlardı. İşte o zaman mübarek milletimiz liderleriyle meydanlardaydı. Mertçe, yüreklice katil tanklara, soysuz uçaklara, satılmış teröristlere karşı imanlı, şanlı ve haysiyetli büyük yürüyüşünü yapıyordu.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin kudretli ve dirayetli lideri Dr. Devlet Bahçeli, 15 Temmuz'dan önce de, bir destanın yazıldığı o şanlı geceden sonra da istikrarlı duruşunu, sorumlu bakışını, basiretli tutumunu ve ferasetli tavrını hiç değiştirmedi. Kendisine hasım olan bazı gafiller, makas değiştirip milliyetçi çizgiden sapıp kapılırken, O ise aziz milletinin ve büyük devletinin yanında olmuştur. Kanaatim odur ki, gelecekte Türkiye'nin siyasi tarihi kaleme alınırken Devlet Bey'in bu kararlı duruşunun altı kalın şekilde çizilecek, ismi sevgiyle hatırlanıp saygıyla yad edilecektir. Zira O, "Vatan tehlikede ise gerisi teferruattır." diyen, küçük günlük hesapları önemsemeyen bir millet evladı olarak gönüllerde taht kurdu. İsabetli fikirleri ve cesur tavrıyla da siyasi hayatımızı taçlandırdı.
Türkiye'yi bölmek isteyen ihanet örgütü, beyinlerini başkalarına ipotek etmiş sözde lidercikler, dış güçlerin kuklası olan robot katiller kendisine durmaksızın saldırdıkları halde ülkü ve ufuk sahibi Bahçeli, Oğuz Kağan'ın evladı olduğunu, Dede Korkut'un yolundan gittiğini, Alparslan'ın kapılarını açtığı Anadolu'ya sahip çıktığını, Fatih Sultan Mehmed ve Yavuz Sultan Selim gibi cihangir padişahların 'İ'la-yı Kelimetullah' ve 'Devlet ebed müddet' fikriyatı ile 'Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi'ne bağlı olduğunu ispatlamıştır.
Bazı ağzı ve mayası bozuklar, ruhu, beyni ve vicdanı satılıklar kendisine hücum etse de O, elinin tersiyle bu güruhu silkeleyip kenara atmış ve 'Türkiye Sevdası' ortak paydasında büyük milletimiz, idarecilerimiz, Devlet adamlarımız, ordumuz, polisimiz, kısacası bütün insanlarımızla yekvücut olmuştur. Aziz ülkemizin, mübarek topraklarımızın içerideki hainler ve dışarıdaki düşmanların işbirliğiyle parçalanmak istenmesine karşı yaptığı açıklamalar, kürsüdeki konuşmaları birer manifesto gibidir. Gönül diliyle yapılan bu hitabeleri can kulağıyla dinleyenler, Devlet Bahçeli'nin 'bilge kişiliği'ni farketmişlerdir.
Devlet Bey, serdettiği kıymetli fikirleriyle büyük mütefekkirlerimiz ve sanatkarlarımız Mehmed u00c2kif'in, Yahya Kemal'in, Necip Fazıl'ın, u00c2rif Nihad Asya'nın, Nihal Atsız'ın, Orhan Şaik Gökyay'ın, Osman Yüksel Serdengeçti'nin, Cemil Meriç'in, Erol Güngör'ün, Ali Fuad Başgil'in, Nurettin Topçu'nun, Samiha Ayverdi'nin, Fethi Gemuhluoğlu'nun, Abdurrahim Karakoç'un, Dilaver Cebeci'nin ruhlarını şad etmiştir. Bu abide şahsiyetlerin ve mümtaz kişilerin sevenlerini ve hürmetkarlarını sonsuz bahtiyar etmiştir.
Varlık sebebini yitiren Ana muhalefet Partisi'ni türlü hile, binbir desise ve garip tuzaklarla ele geçirenler, terör örgütleriyle aynı yolda yürüyüp akl-ı selim sahibi vatandaşlarımızın yüreğini ve vicdanını kanatmaya devam ediyorlar. Devlet Bahçeli ve gönüldaşları ise bu kepazeliğe 'dur' demekte, sağlam iradeleriyle vatan sathında, Türklük dünyasında ve İslam aleminde büyük bir teveccüh kazanmakta, dua almaktadırlar. Onlar geleceğin ulu ve kutlu yolunu açmaktadırlar. Devlet Bahçeli ve fikirdaşları, Doğu Türkistan'dan Bosna'ya, Filistin'den Kırım'a, Kerkük'ten Şam'a, Karabağ'dan Bağdat'a kadar nerede Müslüman kanı akıyorsa bu acıyı hisseden vicdan sahipleridir. Yeryüzündeki bütün mazlumlara sahip çıkan bir ahlak ve fazilet anlayışının temsilcileridir.
O karanlık ve puslu gecenin yıldönümü yaklaşıyor. Zannediyorum ki, Türkiye genelinde anmalar, toplantılar, programlar yapılacaktır. İşte o mukaddes buluşmalarda unutulmaması gereken siyasi kahramanlar arasında mutlaka sayın Devlet Bahçeli de olacaktır, olmalıdır. Şüphesiz hatırlanacaktır, hatırlanmalıdır. Anadolumuzda çok güzel sözler revaçtadır. Gönlü güzel insanımız, o veciz sözleri bir dua gibi günlük hayatında kullanır. O derin anlamlı kelamlardan birisi de şudur: "Allah devletimize, milletimize zeval vermesin." Buna bugün "amin" demeyecek hainler var aramızda, unutmayalım. Allah dinimize, devletimize, milletimize, ezanımıza, bayrağımıza ve Devlet Bahçeli gibi devlet adamlarımıza zeval vermesin. Bugün onu acımasızca ve haksızca eleştirenler, yerli, milli ve İslamu00ee bütün değerlerimize her zaman düşmanlık edenlerdir. Bu, böyle biline!
ulusalcı girdaba kapılırken, Türklük ve Müslümanlık düşmanı kişi ve kurumlarla kolkola girerken, okyanus ötesinden kulaklarına üflenen alçak vaadlere