Dolar (USD)
34.52
Euro (EUR)
36.07
Gram Altın
2989.54
BIST 100
9501.32
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Şubat 2022

Dert bitmez ki!

Bir dostumun şu sözüne kulak kabartmıştım. Eğer yazdıklarında dert varsa okunur yazıların, demişti. Bu dostum aslında şunu demek istemişti. Dert söyletir, sen ise yazarsın. Dertli yazar... Çünkü sen derdinle yaşıyorsun. Derdin kadar cürmün de oluyor. İnsan, derdi kadar güçlü oluyormuş, varlık sahnesinde böyle boy gösteriyormuş.

Hayatın tâ içinden duygu ve düşünce sarmalına takılmış biri olarak dertleniyoruz. O derdi hissedecek bir ruha da sahibiz. Şimdi derdi olanın derdine ortak olmaktan başka çaremiz yoktur. Düsturumuzda dert varsa derman Allah’tır. Yol varsa da yoldaş Resullullah’tır.

Dünya yorgun biz dertliyiz. Her gün başkalarının derdiyle dertleniyoruz. Hayatımız, başkalarının yol açtığı derde giriftar oluyor. Bazen de başkalarının entrikaları, çile zulüm ve riyakarlıklarına maruz kalıyoruz. Bunlarla kalsa yine iyi. Dedikodu, yalan ve iftiralar da bizi buluyor. Hani her şey Urfalının hoyratında dile getirdiği gibi “dert” sineyi çürütmüyor. Dert beyni kemiriyor. Hülâsâ dertlere boğuluyoruz.

Bu satırları yazarken ajansalar, Kiev’in, Zelinsky’nin ve Ukrayna’nın hâlâ Rus saldırılarına karşı direndiğini söylüyordu. Mazlumun dili, dini, ırkı sorulmaz. Nerde bir ezilen ve zulüm gören varsa yanındayız ve zalimin karşısındayız. Dün Arakan’da, Suriye’de, Irak’ta, kara zulme maruz kalan Afrika’da, Afganistan’da, Yemen’de, başka başka yerlerde bugün Ukrayna’da tebarüz ediyor.

Rusya, Ukrayna’ya saldırınca herkes Ukrayna cumhurbaşkanının komedyenliğine vurgu yapıp bu adam mı ülkesini koruyacak, demişti. Kimse zalimin zulmünü konuşmuyordu. Bir fırsatını bulup kaçacak demişti. Komedyenleri herkes sever ama komedyenler, hakikate dair bir şey söyleyince bu sefer işin rengi değişiyor. Komedyenler en sevilmeyen kişiler ilan edilir. Ülkemizde fenomen bir komedyen –adı lazım değil- fahiş zamlardan, hayat pahalılığından bahsedince herkes ona “hadi canım sen de” demişti. Hâlbuki o komedyen halkın çektiği çileye, zenginin daha zengin fakirin de daha fakir olduğunu söylüyordu.

Zelinsky’nin ülkesini ve insanlarını korumak istemesi, onun şu anda bir komedyen değil bir devlet adamı olduğunu gösteriyor. Zannedersem insanların şaşkınlıkları buradan geliyor. Yıllar önce Suriye’de başlayan iç savaşta ülkemize ilk gelenleri hatırlayalım. Eğlence camiasından insanlar ilk olarak oradan kaçmıştı. Komedyenler, şarkıcılar, sinema, oyuncuları, tiyatroculardı ilkin ülkemize gelenler. Şimdi ABD, Zelinsky’e seni Kiev’den, Ukrayna’dan tahliye edelim, diyor. Zelinsky, bana araç lazım değil silah lazım diyor. Ben, buradayım, fırtına kopana kadar buradayım diyor. Eğer Zelinsky, tahliyeyi kabul etseydi gerisini düşünmek istemiyorum. ABD’nin Afganistan’dan kendi vatandaşlarını ve kendileri için çalışan Afganlıları nasıl taşıdığını bütün dünya gördü. Trajedi ah trajedi...

Dün gece Kiev metrosunda çocuklarına sarılmış anne babalar ve yaşlıların olduğu görüntüleri seyrettim. Dağıtılan tüfekleri alıp şehirlerini Ruslara karşı korumak isteyen sivil Ukraynalıların fotoğrafları ajanslara düşmüştü. Biz, şerefiyle hasiyetiyle işgalciye dik duran, teslim olmayan Ukraynalıları gördüm. Bir gün önce kiliseye gidip dini nikâhlarını papazın huzurunda yapan bir çiftin haberini daha okudum. Yaryna Arieva ve Sviatoslav Fursin, Putin'in işgal kararı aldığı gün evlenmişler. Bir günü birlikte yaşamışlar. İşgal başlayınca da diğer Ukraynalı sivil vatandaşlar gibi gidip tüfek almışlar. Ülkelerini korumak için...

Bütün bunları bilin istedim ey halkım, genç insanlar. Z-kuşağı, Y- kuşağı bu yaşanılanları iyi izleyin. Dünya size kendi hakikatiyle el sallıyor. Ukrayna bir asır önce Türkiye’nin verdiği kurtuluş savaşını veriyor belki de.

Ülkenizi, vatanınızı korumak için Nene Hatunları unutmayalım. Ruslar, yüzyıl önce ülkemize de saldırmışlardı. Nene Hatun vardı o zamanlar. Gencecik bir anneydi. Düşmanın vatan topraklarına girdiğini öğrenince hiç tereddüt etmemiş, üç aylık çocuğunu geride bırakarak, ''evladım anasız yaşayabilir, ama vatansız yaşayamaz'' düşüncesiyle direnişe katılmıştı. Kazma, kürek, sopa, değnek ne varsa o zaman onun elinde silah olmuştu.

Şimdi Kiev metrosunda bir mahşeri hava var. Herkes vatanını korumak için çabalıyor. Bundan sonraki dizinin devamı inşallah Moskova metrosunda çekilecek. En büyük dersi Moskovalılar Putin’e verecek. Mevlana hazretleri ne güzel söylemiş. “Nerede bir dert varsa deva oraya gider.” Allah, zulme maruz kalan Ukraynalıların yardımcısı olsun.